ABDnin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, Ankarada yapılan Suriye konulu 3. ortak çalışma grubu toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. ABD temsilcisi, toplantıda Fıratın doğusundan İdlibe, Suriyeye ilişkin tüm konuları ele aldıklarını belirtti. Münbiçte yol haritası gereğince çeşitli devriye faaliyetleri yaptıklarını dile getiren Jeffrey şunları ifade etti: "ABDnin Münbiçte bulunan PYD ve YPG üyelerinin ayrılması ve yerel konseyler ile yerel askeri personel arasında bu örgütlerin üyelerinin yer almaması konusundaki taahhütünü yerine getirerek güvenlik incelemesi (vetting) yapıyoruz. Yıl sonuna kadar kriterleri mümkün olan en kısa sürede sağladığımızdan emin olmak için bazı adımlar daha atacağız. Bunların bazıları aralık sonuna kadar tamamlanacak." Jeffrey, Münbiç iş birliğinin Suriyenin tümüne barış getirilmesi için model olduğunu vurgulayarak, "ABD ve Türkiyenin yakın iş birliği olmadan Suriyede nihai bir çözüm bulunması mümkün değil." dedi. Bir soru üzerine Jeffrey, Münbiç modelini uygulayabilecekleri diğer alanları ortak planlama sürecinde ele alacaklarını, bu planlamanın başladığını söyledi. Jeffrey, bu ortak planlamanın Türkiyeyi İdlibde desteklemeyi de içereceğini ifade etti.ABDnin gözlem noktaları ABD temsilcisi Jeffrey, Fıratın doğusundaki kurulacak gözlem noktalarına ilişkin bir soru üzerine, Savunma Bakanı James Mattisin bu konuyu yeterince açıkladığını belirtti. Gözlem noktalarının hedefinin, Türkiyenin de güvenliği dahil olmak üzere, o bölgedeki güvenliği garantilemek olduğunu dile getiren Jeffrey şöyle konuştu: "(Gözlem noktalarının) Amacı, taciz ateşi açılmasından vazgeçirmek. Onlar muharebe konuşlanması değiller. Gözlem noktaları. Kimseyi kimseye ateş açmaktan alıkoymayı amaçlıyor değiller. Bir alanda gözlem yapabiliyorsak, o alanda yüksek ihtimalle daha az ateş açılacağı fikriyle, orada ne olup bittiğini anlamayı amaçlıyorlar."Astana süreci Jeffrey, Astana süreciyle ilgili eleştirisinin hatırlatılması üzerine, eleştirisinin sürece yönelik olmadığını ifade ederek, "Astana süreci işliyor. Bununla hiçbir sorunumuz yok." dedi. Geçen 6 yılda, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 2254 sayılı kararının alınmasının ardından geçen 3 yılda, kararın uygulanması için hiçbir adım atılamadığına dikkati çeken Jeffrey, endişe konularının İstanbul Zirvesinde zikredildiği üzere Anayasa Komitesinin 31 Aralık itibariyle kurulamamış olması halinde "ne yapılacağı" olduğunu kaydetti. Jeffrey, Staffan de Misturanın yerine gelecek yeni arabulucunun sürecin ilerlemeyişinden kimin sorumlu olduğuna bakması gerektiğini söyledi. "En güçlü şekilde inanıyoruz ki sürecin ilerlemeyişinin sorumlusu rejim." diyen Jeffrey, bundan ne Astana sürecini ne Rusyanın ne İranın ne de çok iyi adımlar atan Türkiyenin sorumlu olduğunun altını çizdi. Jeffrey, "Soçi ya da başka herhangi bir sürece izin vermeyen rejim, sorumludur." ifadesini kullandı. "Soçi sürecinin İstanbulda 31 Aralık ile ilgili verilen taahhütü yerine getireceğini umuyoruz." diyen Jeffrey, bu olmazsa, BMnin başarısızlığın nedenini açıklaması gerektiğini belirtti.YPG/PKK ile iş birliği Terör örgütü YPG/PKK ile işbirliğine ilişkin bir soru üzerine, Jeffrey, "Her zaman söylüyoruz. SDG ile DEAŞa karşı çalışmamız, kuzeydoğunun insanlarıyla geçici ve taktiksel nitelikte.“ iddiasında bulundu. DEAŞ ile çatışmaların özellikle Deyrizorun Hecin bölgesinde çok şiddetli şekilde sürdüğünü söyleyen Jeffrey, DEAŞın Suriyenin doğusunda yeniden yükselmesinden büyük endişe duyduklarını belirtti. Jeffrey, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akarın, görüşmelerinde ABDnin gözlem noktalarından vazgeçmesi ve YPG/PKK ile iş birliğini sonlandırması konusundaki hassasiyetleri kendisine ilettiğinin anımsatılması üzerine, "DEAŞ ile mücadelede kesinti olmayacağını kendilerine ilettik. Bakan, kuzeydoğudan Türkiyeye yönelen tehdit konusunda çok açıktı. Bunu Washingtona ileteceğiz." değerlendirmesini yaptı. Jeffrey, Gaziantepte temaslarda bulunmak üzere Ankaradan ayrıldı.
مشاركة :