Filistinin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Riyad Mansur, İsrail’in Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın şahsını hedef alan tehditler üzerine Güvenlik Konseyi’ne resmi bir protesto notası sunulacağını açıkladı. İlgili nota çerçevesinde Kudüsteki Mescid-i Aksa’ya ve ulusal kurumlara yönelik saldırıların da protesto edileceğini ifade eden Mansur, notanın Güvenlik Konseyi Başkanına iletileceğini ve sonrasında uluslararası toplumdan tüm sorumluluklarını yerine getirmesinin talep edilmesi için Genel Sekretere ve Genel Kurul Başkanı’na yönlendirileceğini dile getirdi. Abbasın öldürülmesi çağrısında bulunan İsrail açıklamaları, Filistinliler arasında -selefi Yaser Arafat’ta olduğu gibi- Abbas’ın da hedef alınmasına dair olan planların varlığına dair endişeleri körükledi.“Abbas prensiplere ve Filistin kimliğine bağlı kalıyor” Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Kurulu Genel Sekreteri Saib Ureykat, “Kuşatma Diplomasisi” isimli yeni kitabı vesilesiyle düzenlenen imza töreni sırasında şu açıklamalarda bulundu; “Başkan Mahmud Abbas, İsrail ve ABD tarafından yöneltilen tehditler ve provokasyonlar ile karşı karşıyadır. Çünkü Abbas prensiplere ve Filistin kimliğine bağlı kalıyor. Merhum şehit Yaser Arafat, Yaser Arafat olduğu için değil, Filistin halkının ulusal hakları hususunda kazandığı zaferden dolayı şehit edildi. İsrail-ABD tasfiye planları, yüzyılın anlaşması ile başlamadı. Bu planlar oldukça eskidir ve her seferinde farklı isimlerle ortaya çıkmaktadır.” Yahudi yerleşimciler, Ramallah yakındaki Orfadaki Yitzhar yerleşim bölgesi yakınındaki kontrol noktasına, Batı Şeria’daYahudi yerleşimcilere karşı yapılan operasyonları finanse etmekle suçladıkları Filistin Lideri Mahmud Abbas’a suikast yapılmasını isteyen posterler astı. Resimler, Abbasın “savaşçıları finanse ettiği ve İsrail karşıtı provokasyon çağrısında bulunduğuna dair İsrail ve ABD suçlamalarıyla” karşı karşıya kaldığı bir zamanda dağıtıldı. Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, Devlet Başkanı Mahmud Abbasın hayatının hedef alındığı provokasyonların tüm kırmızı çizgileri aştığını belirterek, cumhurbaşkanının hayatına herhangi bir zarar gelmemesi hususunda İsrail hükümetine uyarıda bulundu. Sözcü, İsrail cumhurbaşkanlığına bu tür uygulamaların durdurulması için gerekli tedbirleri alması çağrısında bulundu. Filistin Ulusal Konseyi tarafından yayınlanan bir bildiride, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbasın hayatını hedef alan provokasyon kampanyalarının sonuçları hususunda uyarıda bulunuldu ve bütün bunların Abbas’ın Filistin halkının meşru haklarını ihlal etmeye çalışan herkese karşı koyma kararlılığından kaynaklandığı ifade edildi. Bildirinin devamında, Netanyahu hükümetinin liderliğindeki yerleşimciler tarafından başlatılan ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbasın suikastını amaçlayan bu kampanyaların; tehdit, sindirme, siyasi ve ekonomik baskı dilinin bir tercümesi olduğu vurgulandı. Nitekim Mahmud Abbas, Filistinlilerin başkenti Kudüs olan bağımsız bir devlet hakkını tasfiye etmeyi amaçlayan Yüzyılın Anlaşması’nı kesin olarak reddettiğini ilan etmişti. Mahmud Abbas ayrıca, Filistin halkının bu terörizm ve tehdide karşı koyma hakkını dile getirerek, Filistin Merkez Konseyinin kararlarının hızlı bir şekilde uygulanması çağrısında bulundu. Söz konusu kararlarda, Filistin halkının bütün özgürlük ve bağımsızlık haklarını elde edinceye dek, İsrail işgali ile olan ilişkinin sadece çatışma ve savaştan ibaret olacağı vurgulandı. Ulusal Konsey, başta Ramallah olmak üzere işgal altındaki Filistin topraklarında, İsrail işgal güçleri tarafından sürdürülen terör saldırılarının ve seri baskınların, Filistin halkı ve Filistin önderliği tarafından reddedilen çözümün dayatılmasını hedeflediğini belirtti.Filistin Müftüsü, işgalci İsrail makamlarını uyardı Kudüs ve Filistin Müftüsü Şeyh Muhammed Hüseyin ise Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın şahsına yönelik provokasyonlar hususunda İsrail işgal makamlarını uyardı ve söz konusu tehditler hakkında “Egemenliğin sembolü olan ve ‘Yüzyılın Anlaşması’ karşısında sağlam duran Filistin meşruiyetinin başında bulunan şahsa yönelik bir suç” olduğu değerlendirmesinde bulundu. Ayrıca işgal makamlarının tüm ırkçı ve faşist planları ile Filistinlileri hedef aldığını vurguladı. Bölgede gerginleşen durumdan bütünüyle işgal hükümetini ve yerleşimcileri sorumlu tutan müftü, olayların kontrol altına alınamayan yıkıcı bir hale evrildiğini dile getirdi. Müftü, başta WAFA haber ajansı olmak üzere hükümet kurumlarına ve Filistin topraklarına yönelik tekrarlanan saldırıları kınayarak, söz konusu saldırıların işgalin suçlarını açığa vuran ve onu dünya karşısında ifşa eden özgür Filistin’in sesini susturmayı amaçladığını belirtti. Filistin hükümeti, Dışişleri Bakanlığı, El Fetih Hareketi ve Arap Birliği, yerleşimciler tarafından dağıtılan bildirilerin ardından Abbası hedef alan planlar konusunda uyarılarda bulundu. İsrailli yetkililer, İsrail medyası tarafından büyük ölçüde göz ardı edilen bu olayı dikkate almadılar.
مشاركة :