Avustralya’nın Batı Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararına dünyanın farklı noktalarından tepkiler yükselirken, Filistin yönetimi, bu ‘tehlikeli’ karara aynı tondan cevap vereceklerini açıkladı. Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki, yaptığı yazılı açıklamada, "Bu karara cevap olarak atılacak adımlar üzerinde çalışılacak. Bunu, Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı ile koordineli olarak ilan edeceğiz. Avustralya hükümetinin kararı, uluslararası kanunlar ile özellikle Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyinin 1980 yılında aldığı 478 sayılı karar başta olmak üzere BM kararlarına tamamen aykırıdır" ifadesini kullandı. Avustralya Başbakanı Scott Morrison’u Evanjelik Kilisesi’ne bağlı olmakla suçlayan Maliki, “ABD Büyükelçiliği’nin Kudüs’e taşınması için bastıran Başkan Yardımcısı Mike Pence, Kudüsü İsrailin başkenti olarak tanıyan Guatemalanın Devlet Başkanı Jimmy Morales ve Brezilya Devlet Başkanı seçilen Jair Bolsonaro Evanjelik Kilisesi’ne bağlıdır” şeklinde bir yorumda bulundu.Avustralya Başbakanı açıklamıştı Avustralya Başbakanı Scott Morrison, dün Avustralya’nın SBS Televizyonunda yaptığı açıklamada, ülkesinin Batı Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdığını söyleyerek, son statünün belirlenmesinin ardından Avustralya Büyükelçiliğini Batı Kudüs’e taşıyacaklarını bildirdi. Morrison, büyükelçilikleri için Batı Kudüs’te yer tespit çalışmasına başladığını da iletti. Morrison, Filistinlilerin, başkenti Doğu Kudüs olan kendi devletini kurma isteklerine de saygı duyduğunu ifade ederek, Avustralya’nın, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) kararına uygun olarak İsrail-Filistin anlaşmasına iki devletli çözümden yana olduğunu dile getirdi. Büyükelçilikleri için Batı Kudüs’te yer tespit çalışmasına başladıklarını ileten Morrisonun bu açıklamaları başta Filistin olmak üzere çok sayıda ülke ve uluslararası kuruluşlardan tepki aldı.Hanan Aşravi: Karar tehlikeli ve kışkırtıcı Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Kurulu üyesi Hanan Aşravi, Avustralya hükümetinin kararını tehlikeli ve kışkırtıcı olarak tanımladı. Aşravi, "Sorumsuzca ve kanun dışı atılan bu adım, bölgedeki güvenlik ve istikrarı sarsmaktan başka bir şeye neden olmayacaktır. Avustralya, Kudüsün batısını İsrailin başkenti olarak kabul ederek işgalci devletin işlediği savaş suçlarına ortak olmuştur" ifadesini kullandı.Ureykat: Karar sinsi bir iç kazanç elde etmek için alındı FKÖ Yürütme Konseyi Genel Sekreteri Saib Ureykat ise, Avustralya hükümetini, uluslararası hukuk, uluslararası barış ve güvenlik kurallarının yükümlülüklerini ihlal ederek, sinsi bir iç siyasi kazanç elde etmek için bu kararı almakla suçladı. Ureykat, Avustralya yönetiminin bu kararının, iki devletli çözüme katkı sağlamadığını, tam tersine bölgedeki tansiyonun daha çok yükselmesine neden olacağını dile getirdi.Filistin’in Avustralya Büyükelçisi’nden değerlendirme Filistin’in Avustralya Büyükelçisi İzzet Abdulhadi de, Filistin hükümetinin, Müslüman ülkelere ‘Avustralya’daki büyükelçilerini’ çekme ve ‘ekonomik boykot’ gibi çağrılarda bulunabileceğini söyledi.Endenozyadan sert tepki Endonezya hükümeti, Ekim ayında Morrison’un, Avustralyanın İsrailin başkenti konusundaki tutumunu gözden geçireceğini duyurmasının ardından, Avustralyanın kararından duyduğu hoşnutsuzluğu dile getirmiş, Endonezya ve Avustralya arasında oluşturulmaya çalışılan ikili serbest ticaret anlaşmasının müzakereleri askıya alınmıştı.Arap Birliği’nden kınama Arap Birliği de, Avustralyanın Batı Kudüsü İsrailin başkenti olarak kabul etme kararını kınayarak, bunun Kudüs şehrinin uluslararası yasal statüsünün ciddi bir ihlali ve Filistin halkının haklarına saldırı anlamına geldiğini ifade etti. Arap Birliği Filistin İşleri Genel Sekreter Yardımcısı Büyükelçi Said Ebu Ali, Avustralyanın kararını ‘bariz bir şekilde İsrail yanlısı’ olarak nitelendirerek, Avustralya ile Arap ilişkilerini olumsuz yönde etkileyeceğini dile getirdi. Ebu Ali, "Avustralyanın kararı Filistinlilerin haklarına saldırıdır. Karar, Avustralyanın işgalci İsrailin tutumları ve politikalarına ve özellikle son zamanlarda yükselerek devam eden saldırganlığına açıkça taraf olduğunu göstermektedir. Sorumsuz ve taraflı karar, Arapların, Müslümanların ve Hristiyanların haklarına, duygularına ve kutsallarına dokunuyor" şeklinde konuştu.