İran’da öğrenci protestolarının başkentin kuzeyindeki bölgelerden Tahran Üniversitesi çevresinde artmasından sonra dün Tahran merkezinde sıkı güvenlik önlemleri alındı. Aktivistler tarafından sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla yayınlanan kayıtlara göre, çevik kuvvet polisi öğrenci protestolarının önünü almak için orantısız şiddete başvurdu. Polis kuvvetleri ve öğrenciler arasındaki çatışmalar, Tahranın kuzeyindeki Azad Üniversitesinden 30dan fazla öğrencinin ölümü ve yaralanması üzerine gerçekleştirilen protestoların üçüncü gününde gerçekleşti. Göstericiler, sıkı güvenlik önemlerinin alındığı atmosferde “Korkmayın! Birbirimizin yanındayız” sloganları ile güvenlik güçlerine meydan okudu. Tahran Valiliği Siyasi ve Güvenlik İşlerinden Sorumlu Yardımcısı Abdulazim Rizayi, İranlı Öğrenciler Haber Ajansına (ISNA) yaptığı açıklamada, yapılan gösterinin yasa dışı olduğunu savunarak durumun şu an kontrol altında olduğunu belirtti. İranlı yetkili, isimlerini zikretmeksizin Tahran’daki olayları provoke isteyen kimseler olduğuna atıfta bulunarak, düzinelerce İranlının sokaklarda toplandığını gösteren video kayıtlarının doğru olmadığını iddia etti. İran polisi dün erken saatlerde, Azad Üniversitesi öğrencileri tarafından gerçekleştirilen protestolara destek olmak amacıyla aktivistler tarafından sosyal ağlar üzerinden yapılan protesto çağrıları hususunda uyarılarda bulundu. İran polis şefi General Hüseyin Aştari, polis komutanlığı konferansının oturum aralarında yaptığı konuşmada, “Öğrenciler, İran içinde gerçekleştirilecek herhangi toplanma için İran İçişleri Bakanlığı’ndan izin alınması gerektiğini bilmeliler” dedi.Hamaney’e karşı “Diktatör’e Ölüm!” Öte yandan, üniversite kampüsünde devam eden protestolar sırasında, Azad Üniversitesi çevresinde alınan güvenlik önlemlerini gösteren videolar sosyal paylaşım sitelerinde yayınlandı. Aktivistler tarafından paylaşılan kayıtlarda, öğrencilerin rejimin 1 numaralı ismi Ayetullah Hamaney’i kast ederek “Diktatör’e Ölüm!” sloganları attıkları görüldü. Protestolar, geçen yıl 80den fazla İran kentinde meydana gelen protestoların ilk yıldönümü sebebiyle düzenleniyor. Öte yandan, İranın Yargı Başkanı Sadık Laricani, bazı düşmanların kasıtlı veya kasıtsız işbirliği dolayısıyla protestoların yeninden baş gösterme ihtimalinin olduğuna işaret ederek, 2009 fitnesinin tekrar patlak verebileceğine dair uyarıda bulundu. İran, reformist eski Başbakan Mir Hüseyin Musevi ve eski Meclis Başkanı Mehdi Kerrubi’nin, Haziran 2009da muhafazakar aday Mahmud Ahmedinejada karşı Cumhurbaşkanlığı seçiminde kaybettiklerinin açıklanmasının adından, ikili tarafından yönetilen ve yaklaşık 8 ay süren protestolara tanık oldu. Musevi ve Kerrubi’nin liderliği yaptığı Reformist Yeşil Hareket, seçimlere hile karıştırıldığını iddia etmişti. Musevi, eşi Zehra Rahneverd ve Kerrubi 28 Şubat 2011’de Tunus ve Mısır devrimlerine destek gösterilerini yönetmekle suçlanarak ev hapsine alındılar. İran “Devrim Rehberi” Ayetullah Ali Hamaney tarafından Nizamın Maslahatını Belirleme Konseyi başkanlığına atanan Yargı Erki Başkanı Ayetullah Sadık Laricani, tayin edilmesinden bir gün sonra İran yargısı yetkililerinden oluşan bir kalabalığa hitap etti. Öte yandan AFP’nin aktardığına göre, dün İran İstihbarat ve Güvenlik Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, 400 milyon doları zimmete geçirmekle suçlanan “ekonomik yolsuzluk” şebekesine mensup 11 şüphelinin tutuklandığı bildirildi. İranlı yetkililer son zamanlarda, kısmen ABD yaptırımlarının iadesi nedeniyle bu yıl dolara karşı değerinin yaklaşık yarısını kaybetmiş olan yerel para biriminin çöküşünden istifade etmek isteyenler için bir güvenlik kampanyası başlattı. İstihbarat ve Güvenlik Bakanlığı’nın internet sitesinde yayınlanan açıklamada, “Söz konusu şebeke, ekonomik açıdan hassas olunan bu zamanlarda, emtia ithalatı için sübvanse edilen dövizlerden yaklaşık 47 trilyon riyal (pazartesi günkü açık piyasadaki döviz kurunda 416 milyon dolara eşdeğer) elde etti. Ancak bu kimseler diğer bazı ülkelere yatırım yaptılar. Merkez olarak Kürdistan eyaletinde kendisine yer edinen bu organize suç örgütü, sahte şirket adresleri ve sahte belgeler kullanıyorlar. Ayrıca devlet bankalarından güçlü dövizler (hard currency) almak için rüşvet veriyorlar. İran’ın birçok döviz kuru var. Hükümet emtia ithalatçıları için bir dolara 42 bin riyal sübvansiyonlu fiyat sağlıyor. İranlıların çoğu doları açık piyasadan almak zorunda. Çünkü kayıt dışı piyasadaki serbest döviz kurlarını takip eden Bonbast adlı siteye göre, döviz kuru pazartesi günü 110 bin riyale ulaştı. Ancak diğer kaynaklar, bir doların geçen haftanın ortasından bu yana 130 bin riyali aştığını belirtti. Eylül ayında dolar 190 bin riyale kadar geriledi ancak merkez bankası, yerel para biriminin istikrara kavuşmasına yardımcı olmak için son haftalarda piyasaya nakit enjekte etti. Son yıllarda İran ekonomisini manipüle etmekle suçlanan düzinelerce kişi tutuklandı. Kasım ayında, altın piyasasını manipüle etmekle suçlanan Altın Sultanı lakaplı Vahid Mazlumin ile işbirlikçisi olarak adlandırılan Muhammed İsmail Kasımi idam edilmişti. ABD Başkanı Donald Trumpın 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmasından çekilmesinin ve yaptırımları yeniden uygulamasının ardından, pek çok İranlı tasarruflarını güvence altına almak amacıyla döviz ve değerli madenler aldı.
مشاركة :