Cumhuriyetçi Goldberg de ABD Ulusal Güvenlik Konseyine katıldı

  • 1/8/2019
  • 00:00
  • 6
  • 0
  • 0
news-picture

Washington kaynakları, dış politika uzmanı olan ve İran’la yapılan nükleer anlaşmaya yönelik sert eleştirileriyle bilinen “şahin” kanattan Richard Goldberg’in Tahran’ın kitle imha silahlarıyla mücadele direktörü olarak Ulusal Güvenlik Konseyinde (NSC) görevlendirildiğini aktardı. Goldberg, ABDnin İran Özel Temsilcisi Brian Hook ile yakın bir koordinasyon içinde çalışacak. Richard Goldberg, Mark Dubowitz başkanlığındaki Washington merkezli düşünce kuruluşu Demokrasileri Savunma Vakfının (FDD) önde gelen analistleri arasında yer alıyor. İran’a en üst seviyede baskı uygulanması çağrısı yapan birçok makalesi olan Goldberg, Başkan Donald Trump’ın İran’la varılan nükleer anlaşmadan çıktığını duyurmasının ardından geniş bir kitle tarafından tanındı. Yazılarında Tahran’ın Dünya Bankalararası Finansal Telekomünikasyon Birliği (SWIFT) ve benzeri uluslararası finans ağlarıyla ilişkilerinin kesilmesi çağırısında bulunan Goldberg ayrıca Başkan Trump yönetiminden İranda faaliyet gösteren yabancı şirketlerin yaptırımlardan muaf tutulma taleplerinin de reddedilmesini istedi. Yasama çalışmaları alanında deneyimli olan Goldberg, 2004 - 2014 yılları arasında Cumhuriyetçi Senatör Mark Kirkün dış politika danışmanlığını yaptı. Bu zaman zarfında İsrail’i destekleyen yasa tasarılarının yanı sıra İran’a yönelik yaptırımlara ilişkin tartışmalarda da başı çeken Goldberg, 2015-2017 yılları arasında Illinois Valisi Bruce Rauner’ın Yasama İşleri Direktörü olarak çalıştı. 2013 yılında Obamanın Cumhuriyetçi Senatör Chuck Hagelı savunma bakanlığına aday göstermesine karşı Kongrede başlatılan kampanyada öncü rol oynadı. FDD Başkanı’nın sıkı dostu olan Goldberg, son yıllarda İran Merkez Bankası’na ve İran ekonomisinin tüm kollarına karşı yaptırım uygulanması için Dubowitz ile birlikte çalıştı. Goldberg, Senatör Mark Kirkün ofisinde üst düzey görevli olarak görev yaptığı dönemde İran’ın SWIFT’den dışlanması için büyük çaba sarf etti. Obama yönetimi, söz konusu dönemde Tahranın SWIFT sisteminden çıkarılmasına karşı çıktı. Ancak Kongre 2012 yılında İranı SWIFT’ten çıkarmak için gerekli yasaları oy birliğiyle kabul etti ve 2013 yılında prosedürü uygulamaya konuldu. 2017 yılında FDD bünyesine katılan Goldberg, bu tarihten itibaren ABD’nin İran’a karşı askeri operasyon gerçekleştirmesi fikrinin açık bir savunucusu oldu. Goldberg, 2018in şubat ayında İsrail’in İran’a ait insansız bir hava aracını (İHA) kendi hava sahasında iken düşürmesinin ardından Başkan Trump yönetimine İran’a askeri operasyon gerçekleştirmesi çağrısı yapmaya başladı. Goldberg, söz konusu dönemde kaleme aldığı bir makalede şu ifadeleri kullandı: “Artık Başkan Trumpın bölgesel müttefikleriyle iş birliği yaparak İranın yayılma politikasına karşı güçlü ve caydırıcı bir askeri güç kullanma zamanı geldi. Trump yönetimi, ekim ayında İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) bir terör örgütü olduğunu açıkladı. Bu nedenle DMO ve milislerinin Suriye’deki üsleri daha büyük çatışmaların önlenmesi amacıyla hedef alınmalı.” Bir başka makalesinde de İranın kontrolü altındaki medya organlarına yaptırım uygulanması çağrısında bulunan Goldberg, Tahran yönetimine bağlı medya organlarının İran Dini Lideri Ali Hamaney’in çemberinin ayrılmaz bir parçası olduğuna dikkat çekti. İran’daki insan hakları ihlallerini birçok kez dile getiren Goldberg, eski Başkan Obamanın yönetimi tarafından destelenen İran nükleer anlaşmasının güvenliğin sağlanmasına yardımcı olduğu için imzalandığı görüşüne karşı çıktı. Goldberg, Meslektaşı Ghasemi Niyad ile birlikte İranın nükleer anlaşmayı ihlal ettiğini gösteren kanıtlar olduğuna dair makaleler de kaleme aldı. Goldbergin görüşleri ve tutumları, yönetimdeki Cumhuriyetçi “şahin kanat” ile aynı çizgide. Aynı zamanda, Başkan Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Boltonın İran ve nükleer silah tehdidiyle ilgilenilmesi gerektiğine dair düşüncesine de yakın bir görüşe sahip. İsraili FDDde savunan aktivistlerden olan Goldbergin Arap-İsrail çatışmasına dair tutumu da ABD yönetiminde güçlü bir akım tarafından temsil edilen görüşle aynı çizgide. Goldberg, kaleme aldığı makalelerde Başkan Trumptan Filistinli mültecilerin tanımını, 1948de yerlerinden edilenlerle sınırlandırmasını istedi.

مشاركة :