Justin Vallejo ABD Başkanı Donald Trump’ın yeni Ulusal Güvenlik Başkanı Robert OBrien’ın mezun olduğu üniversite, Güney Afrikadaki bir Üniversite Değişim Programı kapsamında ‘rutin ırkçı’ olarak nitelendirilen ilk yüksek eğitim kurumlarından biriydi. 1980’lerde Orange Free State olarak bilinen University of the Free State’in (UFS) eski Rektör Yardımcısı Jonathan Jansen, “Güney Afrika’da beyazlara ait tüm üniversitelerde olduğu gibi yalnızca politikalarında değil uygulamalarında da rutin bir şekilde muhafazakar ve ırkçıydı” açıklamasında bulundu. O’Brien, LinkedIn platformundaki hesabından yaptığı açıklamada, 1987 yılında lisans eğitimi almak üzere orada olduğunu bildirdi. Üniversite’nin 1988 yılına kadar hiç siyah öğrenci kabul etmediğini belirtti. O’Brein, Trump’ın Dışişleri Bakanlığı’nın baş müzakerecisiydi ve eylül ayının ortalarında İran’la yaşanan küresel kriz sırasında John Bolton’ın görevden alınmasının ardından boşalan koltuğu doldurmak üzere atanmıştı. Geçen yaz saldırılara karışma şüphesiyle tutuklanan rapçi Asap Rocky’nin serbest bırakılmasını istemek üzere İsveç’e gitmesinin ardından ünü yayıldı. 2009-2017 yılları arasında rektör yardımcısı olarak görev yapan Jansen, The Guardian gazetesine bir mail göndererek “Üniversitedeki temizlik görevlileri, bahçe işleri ile uğraşanlar ve benzeri işleri yapanlar dışında siyah öğrenci ya da personel bulunmuyordu” bilgisini verdi.O’Brein’ın yakın arkadaşlarından olan UFS’de Kimya Profesörü olan Karel von Eschwege,  New York 24 kanalına yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Trumpın Yeni Ulusal Güvenlik Danışmanı, Güney Afrikada, dünyanın ‘en nefret edilen rejimlerinde’ var olan ırk ayrımcılığına yönelik kişisel araştırma yürütmek üzere çalışmak istedi.” O’Brein, 2017de Afrika’daki beyazların haklarını savunan AfriForum örgütüne verdiği röportajda 30 yıl önce orada Kaliforniya Üniversitesinin Los Angeles yerleşkesindeki bir üniversite değişim programının bir parçası olarak burslu eğitim gördüğünü söyledi. O’Brien açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Güney Afrikalıları dünyadaki en misafirperver insanlar olarak görüyorum. Birlikte yaşadığım beyaz öğrenciler ABD ile çok ilgilendi. Dünyada olup bitenler hakkında ABD’li arkadaşlarımdan daha iyi bilgiye sahiptiler. Sınıf arkadaşlarım özellikle dillerini anlamama yardımcı olmak için çok çalıştı.”