​İdlib ve çevresi HTŞ’nin idaresine girdi

  • 1/11/2019
  • 00:00
  • 1
  • 0
  • 0
news-picture

Heyetu Tahriru’ş Şam (HTŞ), Ulusal Kurtuluş Cephesi (UKC) ile dokuz gün süren çatışmanın ardından, İdlib ve çevresindeki idari işlerin HTŞ’nin idari kolu olan İnkaz Hükümeti’ne devredilmesini öngören anlaşmaya varması ile Suriye’nin kuzeydoğusundaki İdlib bölgesi üzerindeki hakimiyetini arttırdı. HTŞ tarafından konuya ilişkin yapılan açıklamada, “Heyetu Tahriru’ş Şam ve Ulusal Kurtuluş Cephesi arasında, kurtarılmış alanlarda devam eden çatışmayı sonlandırmak ve tüm alanların Kurtuluş Hükümeti’ne tabi olması için Perşembe sabahı bir anlaşma imzalandı” ifadeleri yer aldı. Açıklamada, tüm askeri barikatların kaldırılması, her iki taraftaki tutukluluların karşılıklı serbest bırakılması ilaveten bölgenin idari ve hizmet açısından İnkaz Hükümeti’ne bağlanmasını öngören ateşkes anlaşmasına varıldığı aktarıldı. AFP’nin konuya ilişkin sorusunu yanıtlayan, Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) Direktörü Rami Abdurrahman, iki taraf arasındaki ateşkes anlaşmasının, bütün bölgeyi idari anlamda HTŞ’nin kontrolü altına aldığını söyledi. Kürtlerin kontrolü altındaki alanların dışında, Suriye hükümetinin kontrolü dışında kalan tek şehir olarak görülen İdlib’in kontrolü, daha önce HTŞ ve Türkiyeden destek alan UKC adı altındaki gruplar arasında paylaşılmıştı. HTŞ, geçtiğimiz hafta UKC’ye karşı bir saldırı başlatmış, son birkaç günde ise bölgede ilerleme kaydetmişti. SOHR Direktörü Rami Abdurrahman, HTŞ’nin, Ulusal Kurtuluş Cephesindeki en önde gelen gruplardan biri olan Ahraru’ş Şam ile yaptığı anlaşmada İdlib’in yüzde 75’ini kontrol altına aldığını iletti. Ankara, Esed rejimine muhalif olan grupları desteklerken, Moskova ise rejimi destekliyor. İdlib anlaşması tam olarak uygulanmadı Eylül ayında Soçi’de, bölgedeki rejim güçlerinin İdlib’e yönelik askeri operasyonunu engellemek için HTŞ ile silahların, İdlib ve rejimin kontrolü altındaki bölgelerin arasındaki alandan çekilmesini öngören bir anlaşmaya varılmıştı. Ancak, bu anlaşma henüz uygulanmadı. Dün imzalanan anlaşma uyarınca, Ulusal Kurtuluş Cephesinin ana bileşenleri Ahraru’ş Şam ve Sukur eş-Şam’ın kontrolü altındaki Ariha ve Maarat el Numan gibi alanlar, HTŞ’nin idari kontrolü altında girdi. “Anlaşma hayatımızı çok etkileyecek” Maarat el Numan’da yaşayan aktivist Nasır Hazbal (29), “Anlaşma hayatımızı çok etkileyecek. Rejimin bölgeye girmesi için ellerine bir bahane verdi. Anlaşma, bize ve bu devrim için canlarını veren şehitlerin kanına ihanet ediyor” şeklinde bir eleştiride bulundu. Uluslararası Kriz Grubundan (ICG) analist Sam Heller ise, son gelişmelerin HTŞnin kontrolünü sağladığını belirterek, "Şimdi kendini Türkiye ve diğerlerine İdlibde askeri olmayan bir çözüm için zorunlu muhatap olarak takdim edebilecek" dedi. Ankara, YPG’ye operasyon  konusunda kararlı Öte yandan, Ankara Suriye’nin kuzeyindeki YPG’ye karşı askeri bir operasyon başlatmakla tehdit ediyor. ABD Başkanı Donald Trump’ın, ABD askerlerini Suriye’den çekeceğine dair son açıklaması, Washington’un desteklediği Kürt militanların tehlikeye maruz kalacağı yönündeki endişeleri arttırdı. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Kahire’den yaptığı açıklamada, herhangi bir zaman çizelgesi belirtmeden çekilmenin gerçekleşeceğini tekrarladı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise, ABD’nin geri çekilmesinin gecikmesi halinde, Ankara’nın Suriye’nin kuzeyine yönelik askeri operasyonu başlatacağını dair uyarıda bulundu. NTV’de gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Çavuşoğlu, “Bu konuda Türkiye kararlıdır. Fırat Kalkanında ve Zeytin Dalında Türkiyenin kararlılığı görüldü. Bu kararlık var ama zamanlamasına ilişkin kararı da biz veririz bu konuda kimseden izin almayız. ABD çekiliyorum derken Sayın Cumhurbaşkanımız bir bekleme sürecine geçelim dedi ama bu iş uzatılırsa, gerçek olmayan söylemlerle bu işi savsaklamaya çalışırlarsa biz de bu kararı uygulamaya koyarız” dedi.

مشاركة :