Rus medyası, Soçide Rusya, İran ve Türkiye liderlerini bir araya getiren yeni bir zirve için hazırlıklar yapıldığını duyurdu. Kremlinden resmi bir açıklama yapılmamasına rağmen, tüm veriler 14 Şubatta zirvenin gerçekleşeceği yönünde. Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu yaptığı bir açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın bu tarihte Suriye zirvesine katılmak için Soçiyi ziyaret edeceğini aktardı. Esed rejiminin kurulacak olan "Anayasa Komitesine" önerdiği isimlerin sivil toplumu temsil etmediğine dikkat çeken Çavuşoğlu, "Uzlaşmaya varmak amacıyla Suriye’nin BM elçisi ile çalışmaya devam etmek istediğini" kaydetti. Çavuşoğlu şunları ekledi: "Rusya ve İran da bu isimlerin sivil toplumu temsil etmediğini itiraf etti. Şu anda Esed rejimini bu isimleri değiştirmeye ikna etme gayretindeler." Moskova, daha önce Rusya, Türkiye ve İran liderlerinin yeni bir zirvede görüşmesi için hazırlıklar yürüttüğünü açıklamıştı. Rusya lideri Putin, Türk mevkidaşı Erdoğana son görüşmesinde bu zirvenin "Astana süreci"nin garantörleri arasında gelecek dönemde de bir araya durma manasına geldiğine dikkat çekerek zirvenin önemine vurgu yapmıştı. Kremlin, Moskovanın Soçi zirvesinde "anayasa" sorunu üzerinde yoğunlaşacağını açıkladı. Son dönemde görülen Ankara-Moskova yakınlaşmasının emareleri bu toplantıda da belirgin hale gelebilir. Moskova ayrıca "çatışmasızlık bölgesi" kuran Rus-Türk anlaşmasında yapılacak değişiklikleri ve İdlibdeki son durumu değerlendirmek için ortak düzenlemeler yapılmasını da bekliyor. Rus medyasında yer alan iddialara göre, "Nusra Örgütü"nün kontrolü altında bulunan bölgeler Moskovayı endişelendiriyor. Dolayısıyla üç ülke Nusraya karşı ortak mekanizma kurarak birlikte hareket etmeyi ele alacak." Zirve, Moskova’nın bu ay Kazakistan’ın başkentinde düzenleneceğini duyurduğu "Astana süreci" toplantısından önce yapılacak. Zirvenin Astanadan önce yapılmasının nedeni, garantörlerin ve Suriye rejimi ve muhaliflerin de katılımıyla Astana öcesinde ortak bir vizyon oluşturmak. Toplantıya ilk defa bir BM Suriye elçisi katılacak. Moskovadan dün yapılan açıklamada İdlibde "tehditlerin arttığına" dikkat çekildi. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Maria Zaharova, İdlib’de yeni bir “kimyasal saldırı” senaryosunun hazırlandığını savunarak, “Sorumluluğunu rejime yıkmayı planlıyorlar” şeklinde konuştu. İdlib’de yapılan daha önceki kimyasal saldırının “Beyaz baretliler” isimli sivil kurtarma örgütü tarafından gerçekleştiğine dair kanıtlar olduğunu iddia eden Zaharova, kimyasal saldırı senaryosu iddiasını Eylül ayından beri sıkça dile getiriyor. Zaharova şöyle devam etti: “Elimizdeki bilgiler (sözde bir grup aktivist ve insani yardım örgütleri) bu tür provokasyonlarını yeniden perdelemek için hastanelerde gerekli ekipmanı sağladığını gösteriyor.” Zaharova, İdlib’de “gerginliği azaltma bölgeleri”nde amaca ulaşılamadığını belirterek, bölgede bulunan Heyetu Tahrir Şam (HTŞ) örgütünün her gün çevresindeki bölgeleri bombaladığını ve Esed rejiminin kontrolündeki alanlarda gücünü artırmaya çalıştığını öne sürdü. ABD güçlerinin bölgedeki faaliyetlerine değinen Zaharova, Washington’a çekilme çağrısını yineleyerek “Suriye-Ürdün sınırındaki Al-Tanf’tan derhal çekilerek bölgeyi Suriye rejimine bırakmasını” istedi. Öte yandan, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Fransız mevkidaşı Jean-Yves Le Drian ile yaptığı görüşmede, Suriye’deki çabaları ve diğer bölgesel konuları ele aldı. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Lavrov Le Drian’a Rusya’nın Suriye’de insani yardım da dahil olmak üzere güvenlik ve istikrarı sağlama çabalarından bahsetti. Lavrov, Rusya’nın BMGK’nın 2254’üncü maddesi temelinde siyasi sürece ve Soçi’deki “Suriye Ulusal Diyalog Konferansı”na bağlılığını vurguladı. Açıklamada, Rus tarafının “BM’nin siyasi süreçteki işlevini yapay olarak yavaşlatmadan Suriye meselesinin çözümüne yönelik işbirliği yapmaya hazır” olduğu kaydedildi. Le Drian ise “Astana formatı ile Suriye’deki “küçük grup” arasında ortak payda arayarak temas kurulmasına özen gösterilmeli” mesajını verdi.
مشاركة :