Stockholm Anlaşması’nın çökmemesi için

  • 1/17/2019
  • 00:00
  • 1
  • 0
  • 0
news-picture

Husiler birkaç gün önce Yemen ordusunun düzenlediği bir geçit törenini hain bir saldırı ile hedef aldı. 30 kilogram patlayıcı taşıyan İran yapımı drone, üst düzey konukların yer aldığı platformun üstünde patladıldı. Ordunun üst düzey komutanlarının da katılmış olduğu geçit töreninde yaşanan bu patlamada, Yemen ordusundan 6 kişi hayatını kaybetti, 18 kişi ise yaralandı. Bu saldırı, geçtiğimiz Aralık ayının ortalarında Stockholm’de imzalanmış olan anlaşmada ciddi bir dönüm noktası oluştursa da Hudeyde’de ateşkesin sağlanmasından itibaren Husilerin gerçekleştirdikleri ilk ihlal değildir. Husilerin kayıtlı ihlalleri, yaklaşık 500’e ulaşmıştır. BM’nin Hudeyde Limanı’ndan nihai olarak geri çekilmeleri için belirlemiş olduğu takvime uymayarak Husilerin, İsveç’te vermiş oldukları sözleri ihlal ettiklerinden bahsetmeye bile gerek yoktur. Ayrıca taraflar arasında güven artırıcı önlemler konusunda da bir mutabakat sağlanamamıştır. Bu nedenle ve Husilerin daha önce uluslararası toplum önünde kabul ettikleri ve onayladıkları yükümlülüklerini yerine getirmemeleri ve uyuşmazlık çıkarmalarından dolayı Stockholm Anlaşması, imzalanmasının üzerinden geçen 1 aydan daha uzun bir sürede çökmenin eşiğine gelmiştir. Husilerin Stockholm’de alınan kararları uygulamayarak geri adım atmaları ilk kez gerçekleşmemektedir. 2014 yılının Eylül ayında Yemen’in yasal hükümetine karşı gerçekleştirdikleri darbenin ilk gününden itibaren Husi milisler, barışın bir aracı olmadıklarını ve hiçbir zaman barışa yanaşmayacaklarını kanıtlamışlardır. Bilakis Yemen ordusu ile aralarında yaşanan 6 savaştan bu yana yapılan 75’den fazla anlaşmadan bir tanesine bile uymamışlardır. Uluslararası alanda tanınmayan darbeci hükümetlerinde bakanlık yapan Hasan Zeyd’in yaptığı açıklama, Husilerin de bunu onayladıklarını göstermiştir. Husi bakana göre Husilerin İsveç anlaşmasını kabul etmeleri ‘stratejik bir hataydı.’ Çünkü Husiler, bu anlaşma ile BM ve uluslararası topluma ait platformlarda pazarlık aracı olarak kullandığı birçok insani kartını kaybetmiştir. Bu anlaşma nedeniyle dikkatler, Husilerin uyuşmazlığına ve anlaşmayı uygulamayı reddetmelerine daha çok odaklanmaya başlamıştır. Yemen krizinde muhtemel her çözümün karşı karşıya olduğu temel sorun; BM’nin herhangi bir barış anlaşmasına aykırı davranmalarına ve önceki anlaşmaları tekrar tekrar baltamalarına rağmen Husilere yumuşak davranmasıdır. Dolayısıyla  bu ihlalleri nedeniyle cezalandırılmayacaklarını bilen Husileri ve arkalarındaki İran’ı herhangi bir barış anlaşmasını kabul etmeye ne zorlayabilir ki? Husilerin Stockholm anlaşmasını ihlal etmeleri, geçmişte yine kendi tutumları nedeniyle başarısızlığa uğrayan barış sürecinin güvenirliğini sarsan bir başka ciddi tehdittir. BM ise bir yandan barış sürecinde açık ve belirli adımlarla ilerlerken, diğer yandan taraflardan birinin barış sürecini baltalayabilecek bir ihlalde bulunması halinde sorumlu olan tarafı açıkça belirtme ve kınama sorumluluğunu yerine getirmemektedir. Oysa mevcut anlaşmanın çökmesi, BM’nin güvenirliğini önemli ölçüde zedeleyecek ve sarsacaktır. BM ve uluslararası toplumun uyuşmazlık çıkaran ve İsveç’te üzerinde anlaşmaya varılan şartları ihlal eden tarafın Husiler olduğunu vurgulamaması halinde Yemen kirizi, son 4 yılda olduğundan çok daha kötü bir hale gelecektir. Ayrıca barışı gerçekleştirmeye yönelik tüm çabalar başarısız olacak, Yemen’deki kaos devam edecek ve BM ile uluslararası toplumun gözü önünde ve onayı ile Yemen, genel olarak tüm Arapların ulusal güvenliğini vuran ve tehdit eden bir odağa dönüşecektir. Yemen krizinin bir kez daha başlangıç noktasına dönmemesi ve zaten pamuk ipliğine bağlı olan ateşkes anlaşmasının kurtarılabilmesi için uluslararası toplumun, Husilerin ihlallerini durdurmak için müdahalede bulunması gerekir. Ayrıca ihlallerden sorumlu tarafı açık bir şekilde belirtmeli ve barış anlaşmasını uygulamayan tarafın bizzat Husiler olduğunu açıklamalıdır. Aksi takdirde Stockholm’de müzakereler yürütülmesi çağrısında bulunan ve tarafların müzakerelere katılmasını sağlayan ülke olarak ABD, sürece müdahale etmeli ve Yemen ordusunun Hudeyde ve diğer Yemen şehirlerini silah zoruyla kurtarma planını tamamlamasına izin vermelidir. Çünkü barış ile sağlanamayanı elde etmenin tek yolu savaştır.

مشاركة :