Tunus Genel İşçi Sendikası’nın (UGTT) maaşların arttırılması çağrısıyla kamu sektöründe gerçekleştirilen genel grevin ardından 17 Ocak’ta ulaşım ve havalimanları felç olurken, okullar, enstitüler, kolejler ve resmi daireler de kapandı. Binlerce de sendika yandaşı, başkent Tunus’ta genel merkez binası önünde toplanarak, Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) diktelerine boyun eğmekle suçladıkları hükümete karşı slogan attı. Göstericiler, ellerinde IMF Başkanı Christine Lagarde’ın fotoğrafını ve ön sayfasında elinde Başbakan Yusuf Şahid’in kuklasını tutan Lagarde’ın görüntüsünün bulunduğu sendikaya bağlı Halk gazetesini taşıdı. Ülke genelinde uygulanan grev nedeniyle tüm devlet daireleri kapatıldı, öğrencilerin güvenliği gerekçe gösterilerek, okulların tamamı tatil edildi. Greve en az 650 bin memur, devlet bakanlıkları çalışanı, ulaşım, elektrik, gaz, su, Tunus havayolları ve deniz taşımacılığı gibi ana devlet şirketleri dahil olmak üzere yaklaşık 120 bin kamu kuruluşundan 200 bin işçi katıldı. Tüm Tunus vilayetlerini kapsayan gösterilerde, rejimin devrilmesi çağrıları yapılırken hükümetin, ülkenin uzun bir süredir tanık olduğu ekonomik ve toplumsal krizin sebebi olduğu belirtildi. UGTT Genel Sekreteri Nureddin el-Tabbubi, genel merkez binası önünde toplanan binlerce göstericiye yaptığı konuşmada, yoksulların açlıktan öldüğünü ve hükümetlerin halkı sömürdüğünü vurguladı. El-Tabbubi ayrıca, hükümetin daha fazla çıkar sağlamak istediğine dikkati çekti. Genel Sekreter, “Hükümete sesleniyorum; Siz mücadeleyi seçtiniz ve biz de buna hazırız. Cumartesi (yarın) gelecek adımları inceleyeceğiz. Hareketlerimizi tırmandıracağız ve geri çekilmeyeceğiz” ifadelerini kullandı. Hükümetin, yaklaşık 7 milyar dinar sağlaması gerektiğini söyleyen el-Tabbubi, “Birçok iş adamı için vergi kaçakçılığının değeri, çalışanlar arasında daha fazla fakirliğe neden oluyor” şeklinde konuşarak, bugün İşçi Sendikası meselesinin “maaş artışında değil, ulusal kararın bağımsızlığı ve Tunus’un dokunulmazlığının korunmasında” olduğunu vurguladı. UGTT sözcüsü Sami el-Tahiri ise sendikanın yeni protesto hareketlerini duyurmak üzere yarın ulusal bir idari heyet oluşturacağını söyledi. El-Tahiri, özel sektör de dahil olmak üzere tüm ekonomik ve idari sektörlerde genel grevin ilan edilebileceğine de dikkati çekti. Öte yandan barışçıl protestoları korumak, işçi sendikası tarafından ifade edilen korkuları isyan ve kaosla güçlendirme ihtimalini ortadan kaldırmak amacıyla İçişleri Bakanlığı, güvenlik birimlerini başkent Tunus’un ana caddelerine konuşlandırdı ve çeşitli alanlara kontrol noktaları kurdu. Aynı şekilde bakanlık, 29 Ekim tarihinde şehrin en işlek caddelerinden Habib Bourguib’da meydana gelen intihar saldırısına dikkat çekerek güvenlik güçlerinin, terör unsularının suç faaliyetleri yürütmek üzere gizlenmiş olabileceği şüphesiyle başkentte arama operasyonları gerçekleştirdiğini duyurdu. Son aylarda Tunus’taki siyasi gelişmeleri takip eden gözlemcilere göre, bazı siyasi taraflar genel grevden fayda sağlamaya çalışırken, grevi seçim kampanyalarında kendi lehlerine kullanacak. Bu çerçevede muhalif Halk Cephesi ve Tunus Nida Partisi, kamu çalışanlarının taleplerini desteklediklerini açıkladı. Kısa bir süre önce Başbakan Yusuf Şahid hükümetini parlamentodan devirmek üzere başarısız bir girişimde bulunan söz konusu partiler, şu anda ise hükümetin ekonomik ve toplumsal politikasını eleştiren bir tutum sergileyerek durumdan fayda sağlamaya çalışıyor. Diğer taraftan Tunuslu siyasi analist Halil el-Hanaşi, Cumhurbaşkanı el-Beci Kaid el-Sibsinin özellikle de hükümete karşı artan eleştiriler ışığında Başbakan Yusuf Şahid ve işçi sendikası arasındaki anlaşmadan kişisel olarak çıkar elde ettiğini belirtti. Tunuslu Gazeteciler Sendikası üyesi Ziyad el-Hani ise işçi sendikası tarafından ilan edilen grevin yasadışı ve yargı takibi gerektiren bir suç olduğunu vurguladı. El-Hani, grevden hasar alan herkese de mahkemeye başvurma ve UGTT’den tazminat talep etme çağrısı yaptı. Aynı şekilde Tunus Partisi lideri Abid el-Briki, Şahid hükümetini eleştirerek, “Hükümet, tamamen IMF’nin diktelerine tabidir” dedi. El-Briki ayrıca, başbakanın işçilerin taleplerine cevap vermesi gerektiğini vurgulayarak, genel greve destek verdiklerini açıkladı. Genel grevin, ülkenin ekonomik durumuna etkileri çerçevesinde ise finansal ve ekonomi alanında uzman İzzeddin Saidan, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Genel grevin doğrudan maliyeti, 300 milyon Tunus dinarından (yaklaşık 100 milyon dolar) az olmayacak” ifadelerini kullandı. Aynı şekilde eski Maliye Bakanı Hüseyin el-Dimasi de maliyetin, yaklaşık 400 milyon Tunus dinarına (yaklaşık 124 milyon dolar) ulaşabileceğine dikkati çekti. Saidan, söz konusu maliyetin özel sektöre ilişkin grev sonuçlarının, havalimanları ve çeşitli alanlardaki faaliyetlerin aksamasının yanı sıra kamu sektöründe başlayan genel grevin mali kayıplarını ve çeşitli devlet daireleri tarafından kaybedilen finansal gelirleri kapsadığını belirtti. Ekonomik sonuçların, aslında söz konusu rakamların ötesine geçebileceğini vurgulayan İzzeddin Saidan, etkilerin genel olarak yatırım ortamına dağılacağının, dış yatırımları ve dış borçlara ilişkin faiz oranlarını etkileyeceğinin altını çizdi.
مشاركة :