Beyrut Bildirisi göçmen krizine karşı uyarıyor

  • 1/20/2019
  • 00:00
  • 1
  • 0
  • 0
news-picture

Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta düzenlenen Arap Ekonomi ve Sosyal Kalkınma Zirvesi çerçevesinde bugün (Pazar) görüşülen “Beyrut Bildirisi”; Arap ülkelerinde gittikçe kötüleşen göçmen krizine ve ekonomik ile sosyal sonuçlarına karşı uyarılar içeriyor. Arap Birliği’ne (AL) üye ülkelerinin temsilcilerinin bugün kabul edilme konusunu görüşecekleri ve Şarku’l Avsat gazetesinin maddelerine ulaştığı “Geçmiş Arap Ekonomi ve Sosyal Kalkınma zirvelerinin taslak kararlarına tam anlamıyla uymak” talebini yenileniyor. Bildirge’de “Göçmenlerin ve mültecilerin yaşadığı sıkıntıları ve zorlukları azaltmak için bütün uluslararası bağışçıların, ilgili kuruluşların ve Arap fonlarının el ele vermesi, mültecileri ağarlayan Arap ülkelerinde ulusal kalkınma projelerini desteklemek ve bu geçici konukluğun neden olabileceği ekonomik ve sosyal etkileri azaltmaya katkıda bulunmak adına bu ülkelerde hayata geçirilecek kalkınma odaklı projeler için gerekli finansmanı sağlama” çağrısında bulunuldu. Aynı şekilde bildiride: “Göçmenleri ve mültecileri ağırlayan ülkelere daha fazla Arap ve uluslararası yatırımları çekmenin” önemi de vurgulandı ve Arap ülkelerinin: “Güvenli, Düzenli ve Kurallı Göç için Küresel Pakt ve Mültecilerin Statüsüne İlişkin Sözleşme’yi kabul etmeleri” övüldü. Filistin sorunu Filistin meselesine de önemli ölçüde yer veren Beyrut Bildirisi: “Filistin halkının İsrail’in artan saldırganlığına ve bunun Filistin ekonomisi ve alt yapısında neden olduğu yıkıma karşı kararlı mücadelesini desteklemenin önemi”nin altını çizdi ve Arap liderlerinin “Kudüs’ün Arap müslüman ve hristiyan kimliğini koruma amacıyla Arap ve müslüman ülkelerin Kudüs’e karşı kolektif sorumluluklarını yerine getirmeleri gerektiğine inandıklarına” dikkatleri çekti. Ardından Arap liderlerinin; 2018-2022 Doğu Kudüsün Sektörel Gelişimi için Stratejik Plan kapsamındaki projeleri hayata geçirmek için konuyla bağlantılı kurum ve kuruluşların ortaklığına başvurması, gerekli finansmanı sağlamak amacıyla ilgili bütün kurumlarla ele ele vermesi gerektiği vurgulandı. Bildiride; uluslararası yasal kararlar gereğince, Filistinli mültecilerin ve ailelerinin geri dönüş ve tazminat haklarına sahip oldukları vurgulandı. Bütün ilgili taraflara stratejik planın uygulanması için kamu desteği sağlamayı amaçlayan yeni araçlar geliştirmeleri çağrısında bulunuldu. Aynı şekilde bildiride şuna da dikkat çekildi: “Teknolojik ve bilişim alanında yaşanan gelişmelerin ve uluslararası ekonomi düzeninde gerçekleşen büyük değişimler çok önemlidir. Dolayısyla Arap ülkeleri de dünyanın gelişmiş ülkelerinde başlayan iletişim ve bilgi devriminden geri kalmamalıdır. Dijital ekonominin imkanlarından yararlanmak adına gerekli yetenekleri geliştirmek için proaktif politikalar belirlemeli ve bu alandaki  özel girişimlere destek vermelidir. Bu amaçla; dijital ekonomi alanında ortak bir Arap vizyonu ortaya konması büyük bir önem taşımaktadır.” Sürdürülebilir Enerji çağrısı Bildiride özel olarak: “Büyük Arap Serbest Ticaret Bölgesi çerçevesinde gerçekleştirilen ilerlemenin, Arap Gümrük Birliği’nin ihtiyaçlarının takip edilmesinin, ortak bir Arap pazarı inşa edilmesinin ve bunu gerçekleştirmenin önündeki engelleri aşmak için gerekli çabanın harcanmasının gerektiğine” de yer verildi. Buna ek olarak; Arap entegrasyon projelerinin desteklenmesi ve finanse edilmesinin önemi vurgulandı. Bildiride: “Arap özel sektörüne, Arap fonlarına ve finans şirketlerine; Sudan Cumhurbaşkanının Arap gıda güvenliğini sağlamak ve Arap yatırımlarını çekme amacını taşıyan  girişimi çerçevesinde yer alan projelere yatırım yapma, bu projeler için gerekli finansmanı sağlamaya katkıda bulunma” çağrısında bulunuldu. Bildiri ayrıca ülkeleri: “Ekonomik, sosyal ve çevresel boyutlarıyla sürdürülebilir bir kalkınma için Arap enerji sistemininde; 2013’de belirlenen uluslararası çevresel hedefler ile uyumlu sürdürülebilir bir gelişim sağlamayı amaçlayan 2030 Arap Sürdürülebilir Enerji Stratejisi’ni benimsemeye” çağırdı. Asıl hedef olarak kendisine “insana yatırımı” belirleyen bildiride bu konu ile ilgili şu ifadelere yer verildi: “İstenen ekonomik gelişmeyi sağlamanın en kısa yolu insana yatırım yapmaktır. Dolayısıyla yoksulluğu azaltmayı amaçlayan Arap stratejisinin; 2030 yılına kadar çok boyutlu yoksulluk göstergelerini düşürmeyi ve Arap bölgesinde sürdürülebilir, kapsamlı bir ekonomik kalkınma gerçekleştirmeyi amaçlayan Arap çabalarını kendisine bir çerçeve olarak benimsemesi gerekir”.

مشاركة :