​İsa: En tehlikeli örgüt halen El Kaide

  • 2/20/2019
  • 00:00
  • 1
  • 0
  • 0
news-picture

Dünya İslam Birliği (Rabıta) Genel Sekreteri Dr. Muhammed el- İsa, DEAŞ gibi radikal örgütlere hoşgörülü davranılmaması konusunda uyardı. El Kaide’nin hala en tehlikeli örgüt olduğunu söyleyen Dr. İsa El Kaide’nin pusuda olduğunu yeniden faaliyet göstermek için uygun şartları beklediğini ifade etti. Ayrıca radikalizm, şiddet ve terörizmin, ancak kırılgan yapısını üzerine kurduğu fikirlerinin bertaraf edilmesiyle hezimete uğratılabileceğinin altını çizdi. Gençler açısından tehlikeli olmakla birlikte üzerine kurulduğu fikir açısından zayıf olduğuna dikkati çekti. Dr. İsa, tek taraflı bilgilerin ‘bilgi kaynakları hakkında doğru bir yönteme sahip olmayan kişilerin aldanmasına neden olduğunu vurguladı. İsa bu yanlış metodolojinin kurbanı olarak da İslamofobi örneğini verdi. Rabıta Genel Sekreteri Dr. Muhammed el-İsa, Washington Enstitüsü ve ABD- Arap İlişkileri Arap Konseyi’nde toplantılara konuk oldu. Dr. İsa ile Konsey ve Enstitü üyeleri arasında gerçekleştirilen toplantılara ABD’de ön plana çıkan çok sayıda din adamı, politikacı ve düşünür de katıldı. Rabıta Genel Sekreteri,  “Ortada bazı din mensuplarından kaynaklanan ve yalnızca yapanın katlanacağı hatalar var. Mesela Hristiyanlar ve Katolik mezhebine bağlı olanları haçlı seferlerinden sorumlu tutmamız imkansız. Kaldı ki çok sayıda Müslüman fakih ve tarihçi ‘haçlılar’ olarak adlandırılmalarını reddediyor. Bu nedenle yeni bir kavram üretilerek söz konusu kişilere ‘Frenkler’ adı verildi. Bu korkunç hataların Hristiyanlara nispet edilmesini karşı çıkıldı. Bu ıstılahın ortaya çıkarılmasının temelinde söz konusu seferleri düzenleyenlerin yanlış bir dini görüşe sahip olması ve siyasi amaçlar taşımasının bulunduğu ifade edildi. Müslümanlar söz konusu saldırılar sırasında Hristiyan Ortodoks köylerinin tamamen imha edilmesini buna delil olarak değerlendiriyor. Buna diğer dinlerin takipçilerini de kapsayan çok sayıda örnek verebiliriz. İslam’da Hz. Muhammed (sav) dışında sözleri ve eylemleri masum olan hiç kimse yoktur. Haz. Peygamberin tüm girdiği tüm savaşlar, zulüm ve baskı ile mücadele ve savunma amacı taşıyordu. İslam’ı diğerlerine dayatmak için kesinlikle savaşa girmemiştir” şeklinde konuştu. Dr. İsa katıldığı her iki toplantıda da söylemler, anlaşma ve ılımlılık üzerine odaklandı. Rabıta’nın küresel bir memnuniyet kazandığını belirten Dr. İsa, örgüt çalışmalarının üç ana hedefe dayandığını belirtti. Bunlardan birincisinin İslam hakikati olduğunu söyleyen Rabıta Genel Sekreteri, bunu İslami doğru kavram ve anlayışlarla doğru bilinci güçlendirerek yaymaya çalıştıklarını ifade etti. Bu bilinçlendirmeyi yaparken bazı dini naslar, tarihi gerçekler ve İslami kavramların kullanıldığını söyledi. Radikalizm, İslami hakikati katı teorik gündemleri, şiddet ve terör konusundaki aşırıcılığının lehine çarpıtmaya çalıştı. Bu konuda çok sayıda örnek ve olay sunan Dr. İsa, amacın ayrıca gayri Müslimlere diyalog ve ilmi yazılar aracılığıyla İslam hakkındaki doğru anlayışı açıklamaya çalışmayı kapsadığını söyledi. Rabıta’nın ikinci hedefinin farklı din ve kültürler arasında diyalog köprüleri kurmak ve ortak çalışmalar gerçekleştirmek olduğunu bildirdi. Bunun sadece yüzde 10unun bugünün dünyasında barış ve uyum sağlamak için yeterli olduğunu belirtti. Örgütün,  olumlu ulusal entegrasyonun teşvik edilmesi ile ilgili dini ve etnik azınlık ülkelerinde çalışacak ve entegrasyon bakanlıklarının boşluğunun kapatılmasına katkıda bulunan önemli bir projeye sahip olduğunu ifade etti. İslam dininin diğerinin görüşü, onur ve saygınlığına saygı duyan bir tevhid üzerine kurulduğunu söyleyen Dr. İsa, insani kardeşlik değerleri de olumlu yönde harekete geçirdiğine dikkat çekti. Rabıta Genel Sekreteri, İslam’ın “Dinde ikrah yoktur” kaidesini sağlamlaştırdığını ifade etti. İslam’ın herkese iyilik ve adaletle yaklaşmaya çağırdığını, ayrıca kalpleri ısındırma ve yumuşak sözlülüğün talep edildiğini vurguladı. Şiddet ve aşırılığa götüren herhangi bir ahlaki değer konusunda da sakındırdığını bildirdi. Dr. İsa tüm bunların Kur’an-ı Kerim’deki naslarla sabit olduğunu söyledi. “Bu naslar görmezden gelinmeseydi genel anlamıyla radikalizm olur muydu? Eğer göremezden gelmiyorsa neden uygulamıyor? Bir başka deyişle bu konudaki tutumu nedir?” sorularını yönelten Rabıta Genel Sekreteri, hazır bulunanlar tarafından anlayış ve beğeni ile karşılanan bu içerikleri yanıtlarken özenli davrandı. Doğu ve Batı arasındaki tarihi ve kültürel ilişkilere ele alan Dr. İsa, “Dini ve kültürel bölünme, birçok durumda ve durumlarda doğru şekilde ele alınmadı. Bunun sonucunda Doğu, Batı’yı doğru bir şekilde anlamadı. Bunun tam tersi de geçerli. Verdiğim konferanslardan birinde bu konunun 5 ayağı olduğundan bahsetmiştim. Bunlardan birincisi, yaratıcının çeşitlilik ve farklılık konusundaki çatışma ve nefret anlamına gelmeyen yöntemine iman etmek. Bu soyut bir düşünce değil aksine bilinç uyandırır” dedi. Dr. İsa, Hz. Peygamber’in (sav) “İnsanlarla İslam’a girene kadar savaşmakla emredildim” hadis-i şerifine dayanarak İslam’ın güçle dayatılması iddiası hakkındaki bir soruya, “Buradan maksat İslam’ın dayatılması değil, Müslümanların karşı karşıya kaldığı baskı ve düşmanlıkla mücadele etmektir. Bu konuda hatalı davrananların sorgulanması ve cezasız kalmaması gerekiyor” şeklinde yanıt verdi.   Rabıta Genel Sekreteri, Yahudi ve Hristiyanlara özel bir isim kullanarak ‘Ehl-i Kitab’ olarak adlandırıp kestiklerini yeme ve onlardan evlenme konusunda özel izinler verdiğini bildirdi. İslam’ın bu konuda açık bir hoşgörü sergilediğini ifade etti. Bazı dinlerde kaynağı ne olursa olsun başkasının yiyeceklerinin yasak olduğunu söyledi. Dr. İsa Kongrede halkı temsil koltuğu kazanan Müslüman kadınlara tavsiyeleri hakkında sorulan soruya, “Diğer üyeler gibi ulusal görevlerini yapmaları gerekir. Amerikan halkının güvenini kazanmalılar” şeklinde yanıt verdi.

مشاركة :