​NATO, S-400 anlaşmasını ‘ulusal güvenlik problemi’ olarak değerlendirerek reddetti

  • 3/16/2019
  • 00:00
  • 4
  • 0
  • 0
news-picture

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ülkesinin Rus üretimi S-400 savunma sistemlerinin konuşlandırılması konusunda ısrarcı olduğunu yineledi. Öte yandan ABDli üst düzey yetkililer, bunun NATO için bir ‘ulusal güvenlik sorunu’ teşkil edeceğini söyledi. Erdoğan, Türkiye’nin Rusya ile imzaladığı S-400 anlaşmasından çekilmesinin mümkün olmadığını açıkladı. Türkiye’nin, Rusya’nın devir alımını topraklarında konuşlandırılmadan tamamlaması ihtimalinin de bulunmadığını vurguladı. Geçtiğimiz Perşembe akşamı bir televizyon programına katılan Erdoğan, “Bu, mümkün değil” dedi. Washington, Türkiye’nin S-400 sistemi satın almasının F-35 savaş uçaklarını ve patriot füzeleri alımına yansıyabileceği konusunda uyarıda bulundu. ABD’li yetkililer, Türkiyenin Rusya ile S-400 füze savunma sistemi satın alma konusundaki anlaşmasının NATO açısından ulusal bir güvenlik sorunu teşkil ettiğini vurguladı. NATO’ya göre, Rus sistemleri bulunan üye devletlerden herhangi birinde F-35 uçaklarını konuşlandıramaz. Basına açıklamada bulunan ve isimlerinin açıklanmasını istemeyen yetkililer, Türkiye’nin S-400 satın almasının NATO’dan çekilmesine kadar götürmeyeceğini ancak Ankara’nın bu adımı, ticari bir karar olarak değil ‘ulusal güvenlik problemi’ olarak gözden geçirmesi gerektiğini söyledi. Bir yetkili, “Türkiye’nin NATO üyeliğini sürdürebilmesi ve ikili ilişkilerin etkilenip gerilememesi için hala çok sayıda seçenek üzerinde çalışıyoruz. F-35 uçakları ve S-400 sistemlerinin birlikte konuşlandırılamaması,  ABD ve NATO açısından tehdit oluşturuyor” şeklinde konuştu. ABD Dışişleri Bakanlığı, geçtiğimiz hafta Washington’un Ankara’ya S-400 sistemi satın alması halinde ABD’nin Lockheed Martin şirketi tarafından üretilen F-35 uçaklarını ortak üretme programının yeniden gözden geçirileceğini bildirdiğini açıklamıştı. Washington, Türkiye’yi ABD üretimi füze sistemi ‘Patriot’ satın alması için ikna etmeye çalıştı. Ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara’nın Rusya ile bu konuda imzalanan anlaşmaya bağlı olduğunu söyledi. ABD’li yetkililerin Reuters’e yaptığı açıklamaya göre, Washington’un Ankara’ya sunduğu Patriot teklifinin hala geçerli olduğu ve tarafların bu konuda müzakereye devam ettiği öğrenildi. Ankara, Washington’un 3.5 milyar dolar karşılığında Patriot sistemi satın alıp almama konusunda karar vermesi için tanıdığı süreye önem vermedi. ABD’nin mevcut teklifinin süresi bu ayının bitiminde sona eriyor. Ankara, son tarih konusunda ve teslimat, teknoloji transferi ve ortak üretimi baz alma konusunda ısrar ediyor. Son iki şart ABD için uygun görünmüyor. Öte yandan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, geçtiğimiz Perşembe günü yaptığı açıklamada, “Kasımda F-35lerin gelmesini bekliyoruz. F-35 şu anda normal işliyor görünüyor. Bizim pilotlarımız, bakım personelimiz ABDde eğitim almaya devam ediyor” şeklinde konuşmuştu. Akar, S-400 hava ve füze savunma sisteminin tedarikine ilişkin Türkiyenin pozisyonunun çok açık olduğunu söyledi. Türkiyenin çok ciddi füze ve hava tehdit ve tehlikesi altında olduğunu belirten Akar, “Hava tehdidi ve tehlikeleri bütün etrafımızdaki ülkelerden geliyor. Bunu ortaya koyduk. Bunun çaresini bulmak lazım.  2011den sonra bu konu aciliyet kesbetti. Bunun üzerine NATOya müracaat ettik. NATO, ABD, Almanya ve Hollandadan birer patriot bataryasını görevlendirdi. İncirlik, Gaziantep, Kahramanmaraşa geldiler. Takriben 1.5 yıl kadar görev yaptılar ve daha sonra ‘biz ayrılacağız dediler. Dolayısıyla bizim bu şekilde geçici birtakım önlemlerle bekamızı sürdüremeyeceğimizi, dolayısıyla bunu edinmemiz gerektiğini aklı olan herkes gördü. Bu esasen 90lı yılların sonundan itibaren hava, füze savunmamızın nasıl olacağı meselesi TSK ve Türkiyenin problemiydi. Bununla ilgili birçok çalışma zaten yapıldı” şeklinde konuştu. Türk Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın her yıl ülkelere göre insan hakları uygulamalarını değerlendirdiği raporun Türkiye ile ilgili asılsız iddialar ve önyargılı yorumlar içerdiği öne sürüldü. Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasında “ABD’nin bu yılki raporunda da ülkemizin azılı terör örgütleriyle olan haklı mücadelesini idrak edemediğini hayal kırıklığı ile görüyoruz” denildi. Raporda, “Türkiye’nin yürüttüğü terörle mücadele çabalarının insan hakları ihlali gibi yansıtıldığı” belirtildi. “Bu yaklaşımı reddediyoruz” ifadeleri kullanıldı. Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasında, “raporda teröre destek verenleri ve 15 Temmuz terörist darbe girişiminin arkasında olanları "siyasi tutuklu" olarak niteleyen görüşlere yer verilmesinin raporun ne denli tarafgir olduğunu açıkça ortaya koyduğunun” altı çizildi.

مشاركة :