Özellikle Twitter ve Facebook gibi sosyal medya platformları, savaş alanıdır. Bu platformlarda aktif istihbarat orduları, şer odakları, para ve şöhret avcıları bulunuyor. Sosyal etkileşim de bu platformlarla ilgili bir diğer gerçektir. Her şeyden önce bu bahsedilen şeyler tüm akıl sahipleri tarafından biliniyor. Bazı Arap ve Suudi aydınlar, temiz ve sıradan halkın sesi olduğu gerekçesiyle sosyal medya platformlarındaki bu güdümlü istihbari saçmalığı ve faaliyeti övdü. Evet, “temiz ve sıradan halkın sesi” dediler. Bunu söyleyenler arasında özellikle aydın ve kültürel söylemi analiz edebilen arkadaşlarımız vardı. Bu saçmalığı bir kenara bırakıp sosyal medyadaki asıl savaşı inceleyelim... Avustralyalı radikal teröristin Yeni Zelanda’da iki camideki masum insanlara karşı düzenlediği saldırının ardından Avustralya hükümeti, bilgi alışveriş özgürlüğü gerekçesiyle katillere ait saldırı içeriklerini yaymaya tolerans gösteren söz konusu platformlara yönelik yargılama girişimi başlattı. Avustralya hükümeti, şiddetle ilgili içerikleri bulundurması halinde bu platformların genel müdürlerini tutuklamak da dâhil teknoloji şirketlerini cezalandırmak için bir kanun çıkardı. BBC, söz konusu duruma ilişkin eleştirisinde bu adımın ifade özgürlüğü için endişe verici olduğunu belirtti. BBC, Avustralyalı Avukatlar Konseyi’nin hükümeti eleştirdiğine işaret ederek söz konusu kanunları sıra dışı tepki olarak nitelendirdi. Liberal görüşlü Avustralya’yı ve internetten intikam alma hamlesini bir kenara bırakalım. Humeyni merkezli İran hücrelerinin sosyal medya üzerinden yaptığı çirkin faaliyetler de var. Bunu Suudi Arabistan değil Batılı bir kaynak, yani Oxford İnternet Enstitüsü söylüyor. Söz konusu tespit Washington Post gazetesinde yayımladı. Washington Post’un Suudi Arabistan’ı kayırmakla suçlandığı zannedilmesin. Arapça Twitter mesajlarına yönelik yapılan araştırmada uzmanlar Arapça Twitter mesajlarının yer aldığı birçok sitenin İran’ın politik söylemini kullandığını ve Suudi Arabistan’ı eleştirdiğini kaydetti. Oxford Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olarak çalışmalar yürüten Mina el-Suvvah, söz konusu raporda Suudi Arabistan’a yönelik bu Twitter mesajlarının İran hükümetinin söylemini ve üslubunu benimsediğini belirtti. Suvvah, Washingon Post gazetesine yaptığı açıklamada bu çalışmanın, İran’ın Twitter üzerinden Arap dünyasına müdahale ettiğini kanıtlayan ilk araştırma olduğunu söyledi. Mina el-Suvvah, büyük aydın arkadaşımızın ve benzerlerinin iddia ettiği gibi Twitter’daki kitlenin bunları ayırt ettiğini savunanlara şu cevabı veriyor: “İnsanlar, haberleri ayıklamaya hazır değil. Bu durum, söz konusu bilgilerin kalıcı hale gelmesini daha da kolaylaştırıyor.”