İlan edildiği üzere Pekin, "Bir Kuşak Bir Yol" Projesiyle Asya, Avrupa ve Afrika arasındaki ticari bağlantıları iyileştirmeyi ve bu üç kıtanın da ötesine ulaşabilmeyi hedefliyor. Önerilen ulaşım ağı içerisinde yer alan ülkelerde yüz milyar dolarlara varan maliyetlerle limanlar, demir yolları, havalimanları ve sanayi kompleksleri inşa ediliyor. Şi Cinping’in bireysel teşebbüsüne dayalı olarak gelişen bu proje, Avrupalılar arasında bir ayrışma ve ABD’nin itirazı ile karşılandı. Bu konuda şüphe duyan kimseler, bu işin taşıdığı yüksek borçluluk riski ile proje harcamalarını karşılamak için Çin’den kredi alan ülkelerin siyasi tarafgirlik sorunu konusunda uyarıyor. Alman Sanayi Federasyonu, tartışmalı girişimlerinde Çin tarafından taviz sunulması çağrısı yaptı. Federasyon Başkanı Joachim Lang, Alman haber ajansına yaptığı açıklamada, “Yeni İpek Yolu’nu uluslararası toplumun bir kazancı olarak anlamak gerekirse şeffaf ve herkese açık bir şekilde tasarlanması gerekir. Çin, açık bir şekilde bu girişimi sadece ekonomik çıkarları için kullanmayarak siyasi ve jeo-stratejik hedeflerini de buna bağlıyor. Çin, kendisini küresel bir ekonomik ve ticari güç olarak konumlandırmaya çalışıyor. Alman sanayisi açısından bakıldığında ‘İpek Yolu’, tek bir yöne sahip bir yol olmamalı” ifadelerine yer verdi. Bu anlaşmazlıklara rağmen Pekin, planlarını yürütüyor. Dün, ekonomik sömürge olmakla suçlanan bu dev projeyi tartışmak için düzenlenen bir zirvede ülke liderlerini ağırladı. 25-27 Nisan arasında düzenlenecek foruma yabancı ülkelerden 37 lider katılıyor. ABD ise bu girişimden memnun olmadığını hissettirmek istercesine düşük düzeyde temsilcilerle katılım sağlıyor. Zirveye, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Avrupalı, Asyalı ve Afrikalı liderler katılacak. Bununla birlikte Batı Avrupa ülkelerinin çoğunun katılım düzeyi bakanlarla sınırlı. Bu katılım oranı 2017 yılında başlatılan girişimin ilk toplantısında kaydedilen sayının üzerinde. Nitekim o toplantıda 29 lider bulunuyordu. Çin, geçen ay bu adıma yönelen ilk G-7 ülkesi olarak İtalya’nın katılımıyla ortaklarına büyük bir ganimeti eklemiş oldu. Bu bağlamda zirveye İtalya Başbakanı Giuseppe Conte da katılacak. İsviçre Konfederasyonu Başkanı Ueli Maurer de İsviçre’nin bu girişime adım atacağı söylentilerinin ortasında zirve için Pekin’e gelecek. ‘Yeni İpek Yolu’ projesi 2013 yılında başladığından bu yana Çin, farklı projeler üzerinden 80 milyar Euro kâr etti. Bununla birlikte programı üstlenen üst düzey yetkili Hsiao Wiming’e göre bankalar, toplam değeri 175 ila 265 Euro arasında değişen krediler veriyor. Bu para akışı, projeden faydalanan ülkelerin borçluluk durumu konusunda endişe yaratıyor. Nitekim Sri Lanka, aidatlarını ödeyemediği için limanlarından birini 99 yıllığına Pekin’e bırakmak zorunda kaldı. Aynı şekilde Karadağ (Montenegro) da bir yol inşası için Çin bankasından 800 milyon Euro’yu aşkın borç aldıktan sonra yüksek miktarlı borçlarla boğuşuyor. Çin, kredilerinin fakir ülkelerin kalkınmalarını finanse etmesi için tek yol olduğunu belirtiyor. Hsiao Wiming ise Pekin’i ‘borç tuzağı’ konusunda eleştirenlerin suçlamalarını reddediyor. NATO ve AB ülkelerinden biri olarak İtalya’nın katılımı, Washington ve Brüksel’in rahatsızlığına sebep olduğu gibi Roma’daki iktidar çevrelerini de kızdırdı. Nitekim İçişleri Bakanı Matteo Salvini, sömürgeye maruz kalma tehlikesi konusunda uyarmıştı. Almanya’da Mercator Enstitüsü’nden Araştırmacı Thomas Eder, Çin ile imzalanan protokolün Roma tarafından ‘ülkenin Şi Cinping’in Çin ve dünyanın geri kalanı için iyi olan diplomatik girişimine destek olduğu’ şeklinde yorumlandığını ifade etti. Eder, Fransız haber ajansına yaptığı açıklamada sözlerini şöyle sürdürdü: “Bildiğim kadarıyla Çin ile böyle bir belgeyi imzalayan ülkelerin daha fazla kâr elde edeceğine veya ticari bütçesini dengeleyebileceklerine dair bir gösterge yok”. Çin açısından bu girişim, yabancı pazarlardaki fazlalığını boşaltması için bir yol sunuyor. Perth USAsia Centre’dan James Bowen, Pekin’in buna ‘Çin ekonomik modelinden doğan fazla sanayi enerjisi için’ bir geçit olarak baktığına dair araştırmalara dikkat çekerek, “Çinli işçilerin işe ihtiyacı var ve Çin’in diğer ülkelere ihraç etmesi ve toplaması gereken malzemeleri var” ifadelerini dile getirdi. Çin, paralarını hibe etmeyip kredi olarak sunuyor ve özellikle muhalif partilerin geçen yıl iktidara gelerek liderlerin yolsuzluğunu ve Pekin ile olan görüşmeleri çevreleyen sis bulutunu kınadığı Malezya, Sri Lanka ve Maldivler gibi bazı ülkelerin itirazına sebep oluyor. Pakistan Başbakanı İmran Han’ın Pekin’e gittiği bir zamanda perşembe akşamı yetkililerin söylediğine göre Pakistan, düşen ekonomisini canlandırmak için müttefiki Çin’den mali destek talep etmeye çalışıyor. Bakanlık, Başbakan’ın Dünya Bankası ve IMF Başkanları ile bir araya geleceğini belirtti. Başbakan’ın Ekonomi Danışmanı Abdurrezzak Davud, “Biraz gerçek destek almayı ve daha fazla yatırım çekmeyi umuyoruz” ifadelerini dile getirdi. İslam dünyasının tek nükleer gücü olan Pakistan, uluslararası yükümlülüklerini yerine getirememe durumundan kaçınmak için IMF’den 8 milyar dolar tutarında bir kurtarma paketi almaya çabalıyor. Çin, 2015 yılından bu yana Ortadoğu, Avrupa ve Afrika’daki pazarlara ulaşmak için Pakistan üzerinden bir kara ve deniz yolu inşa ediyor. Pekin, Kemer ve Yol girişiminin bir parçası sayılan Çin-Pakistan Ekonomik Odak projesi için de 62 milyar dolar tutarında bir yatırım sözü verdi. Davud, Han’ın ziyaretinde Pakistan ile Çin’in serbest ticaret konusunda bir anlaşma imzalamasının kararlaştırıldığını söyledi. Bu anlaşmanın bir durgunluğun yaşandığı ihracatını artırmada İslamabad’a yardımcı olması umuluyor. Zirvede aralarında Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile BAE Devlet Başkan Yardımcısı Bakanlar Kurulu Başkanı Dubai Hâkimi Şeyh Muhammed bin Raşid’in de bulunduğu Arap yetkililer de bulunuyor. Es-Sisi ve Bin Raşid dün Pekin’de Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile iki ayrı oturum gerçekleştirdi. Mısır Cumhurbaşkanlığı Resmi Sözcüsü Bessam Razi, Çin Devlet Başkanı’nın Mısır’ın gerçekleştirdiği kalkınmanın, ekonomik reformun yanı sıra güvenlik ve istikrar alanında gerçekleştirdiği başarıların ve pek çok büyük ulusal projeler yürütmesinin Çinli şirketleri Mısır’da çalışmaya teşvik ettiğinin altını çizerek Mısır ve medeniyetinin Çin halkı nezdindeki değerini vurguladığını belirtti. Ayrıca Çin Hükümeti’nin Mısır’daki kalkınma sürecine verdiği desteğe de dikkat çekildiği belirtildi. Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, bu görüşmede Kemer ve Yol girişimini destekleme ve işletme yollarına dair bir sunumun yapıldığını ekledi. Cumhurbaşkanı es-Sisi bu sunumda ‘Pekin’in kalkınma öncelikleri elde etmek için Afrika ile sıkı bir işbirliği gerçekleştirme isteğini ortaya koyduğu bir zamanda Mısır’ın Afrika Birliği’ne başkanlık etmesinin Mısır’ın bu girişime etkin katılımı için önemli bir stratejik boyut sağladığını’ belirtti. Toplantıda özellikle ekonomi, ticaret, yatırım ve güvenlik olmak üzere çeşitli alanlarda ikili işbirliği ile bağlantılı bir dizi sunum gerçekleştirildi. Ortak ilgi beslenen bölgesel pek çok konuya da değinildi. Çin Devlet Başkanı, ülkesinin terörle mücadele çerçevesinde Mısır’ın çabalarını desteklediğini ifade etti. Es-Sisi, dün sabah konutunda BAE Başkan Yardımcısı Bakanlar Kurulu Başkanı Dubai Hâkimi Şeyh Muhammed bin Raşid Âl-i Mektum’u ağırladı. Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, Cumhurbaşkanı es-Sisi’nin bu görüşmede BAE ile çeşitli alanlardaki ikili işbirliğinde dikkat çekici bir gelişmeye tanık olunduğunu söyleyerek BAE’nin gerek liderlik gerek halk düzeyinde Mısır halkının nezdinde özel bir konuma sahip olduğunu ve iki ülke ilişkilerinin Arap kardeşler arasında bir model teşkil ettiğine işaret etti. Görüşmede iki ülke arasındaki işbirliğinin boyutları, tüm alanlarda bu boyutları desteklemenin ve güçlendirmenin yolları ve iki ülkenin çıkarlarına hizmet eden farklı düzeylerdeki işbirliğinin sürdürülmesi ele alındı. Öte yandan Bin Raşid, iki ülkeyi birbirine bağlayan sevgi ve kardeşlik bağına işaret ederek Mısır’ın tarihi ulusal rolü ile Arap çıkarlarını korumak ve bölgede barış ve istikrar temellerini güçlendirmek için ortaya koyduğu çabaları övdü. Aynı şekilde BAE’nin bölgede barış, hoşgörü ve istikrar değerlerini kökleştirmek için Mısır ile işbirliği ve dayanışmayı güçlendirme konusunda istekli olduğunu ifade etti. Şeyh Muhammed b. Raşid, Çin Devlet Başkanı ile de kapsamlı bir görüşme gerçekleştirdi. Bin Raşid bu görüşmede de dost Çin ile işbirliği bağlarını sıkılaştırmayı ve iki ülkenin stratejik ortaklığı destekleyen daha fazla fikir sunma konusundaki siyasi iradesinin ışığında farklı düzlemlerde yapıcı işbirliğini genişletmeyi istediğini dile getirdi. Ayrıca Çin Devlet Başkanı’nın geçen yıl BAE’ye yönelik ziyaretinin iki ülke arasındaki ortaklık için özellikle ikili ilişkilerin önemli bir odağı olan ekonomik düzlemde yeni bir başlangıç noktası oluşturduğuna dikkat çekti. Bin Raşid konuşmasında, “Ekonomik işbirliği, BAE-Çin ortaklığına ve iki ülke arasındaki tarihi ilişkilere stratejik bir boyut kazandırıyor. Biz, dost Çin ile bu ortaklığın alanını genişletmek istiyor; hem özel hem de kamu sektöründe daha fazla işbirliği fırsatı umuyoruz. Bizim ortak çalışmanın geleceği için iddialı vizyonlarımız var. Hedefimiz, iki ülke arasındaki işbirliği ile farklı alanlarda yeni ufuklara yelken açmaktır. Çin, son beş senedir devletimizin ilk ticari ortağı. Biz iki ülke arasındaki ticari alışveriş hacminin 2020 yılında 70 milyar dolara yükselmesini bekliyoruz. Ortaklığımız her iki ülkedeki kalkınma yönelimlerini ve ilerleme planlarını desteklediği gibi yeni bir kalkınma ufkuna ulaşma ortamı hazırlayarak sınırsız başarılara imza atma önünde bir alan da açıyor. İşbirliği dairesinin genişletilmesi için gösterilen ortak irade, geleceğe ilişkin stratejik hedefleri gerçekleştirmek üzere birlikte yola çıktığımız güçlü bir temeldir” sözlerini sarf etti. Taraflar, turizm alanında işbirliği düzeyini artırmak için çalışmanın önemi konusunda görüş birliğine vardı. BAE’de kendisine özel bir konum edinen Çinli şirketlerin sayısının 4000’e ulaştığı bir zamanda BAE’ye güçlü altyapı, yüksek güvenilirlik, geniş bir bölgenin pazarlarına erişimi kolaylaştıran küresel deniz ve hava limanları gibi küresel yatırımlar sağlayan bir iklimden faydalanarak özel sektör düzlemindeki işbirliğini artırma beklentileri de toplantıda ele alınan konular arasında yer aldı. Şeyh Muhammed b. Raşid, ‘açılım, çoğulculuk ve fırsat ortaklığına dayalı küresel ekonomik işbirliğinin yeni bir aşamasına zemin hazırlayan nitelikli bir girişim olarak’ nitelediği Kemer ve Yol girişimini takdir ettiğini belirtti. Ayrıca bu girişimin ana ve vazgeçilmez bir istasyon ve bölge ile Afrika kıtası pazarlarına erişim için merkezi bir nokta olmasına dayanarak hedeflerine ulaşması adına BAE’nin elinden gelen her türlü işbirliğini sunmaya istekli olduğunu da iletti. Son olarak ortak olan ülkeler arasında ticaret, turizm ve kültür sahasındaki alışverişi güçlendirebilecek tüm yeni boyutlarıyla Çin girişiminin, kapsadığı büyük coğrafi düzlem üzerinde olumlu sonuçlar verebileceğini ifade etti.
مشاركة :