Irak topraklarında İran ile ABD arasında ‘sert oyun’ döneminin başlamasından korkuluyor

  • 4/28/2019
  • 00:00
  • 4
  • 0
  • 0
news-picture

Irak’ın birçok bölgesinde, Washington’un Tahrana kritik bir süreçte uyguladığı ekonomik yaptırımlarla birlikte İran ile ABD arasında Irak toprakları üzerinden ‘sert oyun’ döneminin başlamasından endişe ediliyor. Özellikle ABD’nin İran’dan petrol ithal eden bazı ülkelere verdiği muafiyet süresini sonlandırması ve İran Devrim Muhafızları Ordusu’nu (DMO) terör listesine dahil edilmesinin ardından bu endişe daha da arttı. Bir yandan Bağdattaki Büyükelçiliği tarafından temsil edilen ABD, diğer yandan da Irak’taki İrana yakın güçler arasında son üç gündür karşılıklı olarak tehditkâr mesajlar yayınlanıyor. Söz konusu tehditler Washington ile Tahran ilişkilerindeki gerginliğin büyüklüğünü ortaya koyarken önümüzdeki haftalarda veya aylarda iki taraf arasında Irak topraklarında bir öfke patlaması yaşanabileceğinden korkuluyor. ABD’nin İran’a yönelik ilk mesajı, Washington’un Bağdat Büyükelçiliği’nin Facebook sayfası üzerinden geldi. İran Dini Lideri Ali Hamaney’e karşı sert eleştirilerin yer aldığı mesajda, yolsuzlukla suçlanan Hamaney’in 200 milyar dolarlık serveti olduğu iddia edildi. Büyükelçilik mesajında, “Yolsuzluk, İran rejiminin en tepesinden başlayarak tüm organlarına yayıldı. İran’daki 40 yıllık molla yönetiminin ülke ekonomisini getirdiği bugünkü durum yüzünden halkın büyük bir kısmı yoksulluk içindeyken yalnızca rejimin Dini Lideri Ali Hamaneyin mülkünün 200 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor” ifadeleri kullanıldı. İran’a yakın gruplar ABD’nin Bağdat Büyükelçisine tepki gösterdi ABD’nin mesajına karşılık veren Bedir Tugayları Komutanı Hadi Amiri liderliğindeki Fetih Koalisyonu tarafından yapılan açıklamada, herhangi bir ülkeyi rahatsız etmek veya dini makamlara hakaret etmek için Irak topraklarındaki diplomatik misyonların kullanılmasına şiddetle karşı çıktıkları belirtildi. Bu eylemin diplomatik çalışmanın ilke ve kurallarına aykırı olduğu vurgulanan açıklamada, ABD Büyükelçiliğinin resmi sayfası aracılığıyla yayınlananların somut bir ihlal ve kabul edilemez olduğu kaydedildi. Açıklamada, önce söz konusu hakaret içerikli mesajın silinmesi ardından ABD Maslahatgüzarı Joey Hood’un, Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak kendisine protesto notası verilmesi ve “istenmeyen kişi” ilan edilmesi çağrısında bulunuldu. Öte yandan Asaib Ehlil Hak lideri Kays el-Hazali, ABD Büyükelçiliği’ne “sınırı aşması” çağrısında bulundu. Hazali dün Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, ABD Büyükelçiliği’nin doğrudan ve kamuya açık açıklamaları ve tutumlarının “fitne çıkarma ve ortalığı karıştırma” girişimleri olduğu bununla birlikte Irakın komşularının “iç işlerine müdahale ve hatta saldırı” olduğunu kaydetti. Misafirin sınırları olduğunu bilmesi gerektiğini vurgulayan Hazali, aksi takdirde bunun kabul edilemez olduğunu ifade etti. ABD Büyükelçiliği’nin İran karşıtı mesajına gelen tepkiler İran’a yakın güçlerle sınırlı değildi. İran’a nispeten uzak, fakat İran’la çizgisinin kesiştiği söylenebilecek isimler de söz konusu mesaja tepki gösterdiler. Bu durum, Irakın bazı önde gelen siyasi ve dini isimlerinin Irak topraklarında olası bir ABD-İran çatışması yaşanmasından duydukları endişeyi ortaya koydu. Iraktaki Sadr Hareketi’nin lideri Mukteda es-Sadr, ülkesinin İran-ABD çatışmasına sürüklenmesi halinde her iki tarafın Irak’ın içişlerine müdahale etmesine yönelik çekincesini ifade etti. Sadr, Irak’ın İran-ABD çatışmasına sürüklenmesi halinde ABDnin Bağdat Büyükelçiliği’nin kapatılması çağrısında bulundu. Haşdi Şabi’ye bağlı olan ve olmayan tüm grupların Suriye’den çekilerek Irak’a dönmeleri çağrısı yapan Sadr Hareketi lideri, Irak ve İranı iki ülkenin egemenliklerine saygı çerçevesinde ikili bir anlaşma imzalamaya çağırdı. Öte yandan Reform ve İmar Koalisyonu lideri Ammar el-Hekim, Irak’ın medya, ticaret ve siyasi savaş amacıyla “sıçrama tahtası” olarak kullanılmasına karşı uyarıda bulunarak, bunun “ulusal egemenliğin ve devletler tarafından kabul edilen diplomatik ilkelerin açıkça ihlali” sayılacağının altını çizdi. Hekim’in ofisi tarafından dün yayınlanan açıklamada, Irak’ın tarafsızlığını ve “eksen politikasına” sürüklenmemesi gerektiği vurgulanarak “Bu nedenle, ilişkilerimizde önceliğimiz olan ulusal çıkarlarımızdan yola çıkarak hareket ediyoruz” ifadeleri kullanıldı. Konuya ilişkin Şarku’l Avsat’a değerlendirmelerde bulunan Kufe Üniversitesi Siyaset Bilimi Profesörü İyad el-Anbar, ABD ve İran arasındaki mesaj savaşının gerginlik diline dönüştüğünü ve Irak’ın taraflar arasında mesajların iletildiği arena gibi göründüğünü belirtti. Irak’ın sorununun İran’dan ayrılamayıp aynı zamanda ABD desteğinden de vazgeçememesi olduğuna işaret eden Anbar, “Bu zorlu denkleme göre İran, Amerikalılara doğrudan bağlantılı olduğu gruplar ve isimler aracılığıyla mesajlarını göndermeye çalışıyor” şeklinde konuştu. Irak hükümetinin sessiz kaldığına dikkati çeken Anbar, bunun diplomatik tutum olmaktan ziyade krizi yönetmek için herhangi bir vizyon ya da gerçek bir tutum belirlenmeyişini yansıttığını ifade etti. Diğer yandan Irak Medya Geliştirme Merkezi Başkanı ve siyasetçi Adnan Serrac Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, Irak topraklarında ABD ile İran arasında muhtemel ve yakın zamanda bir çatışma yaşanmasından duyduğu korkuyu dile getirdi. Yalnızca ABD’nin değil, İran tarafının da “sert oyun” döneminin başlaması için çabaladığını söyleyen Serrac, “Bunun Körfez ve Hürmüz Boğazına ilişkin söylemler ve tehditlerle nasıl büyütüldüğünü gördük” dedi. Ancak Serrac, Tahran ve Washington arasındaki düşmanca açıklamalara rağmen ABD politikasının İranla doğrudan çatışmaya girme eğiliminde olmadığına, çünkü ağır yaptırımlarla hedefine ulaşabileceğine inanıyor. ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği tarafından yayınlanan mesajların öncelikle Iraklılara yönelik olduğunu söyleyen Serrac, Washington’ın Iraktaki İran etkisiyle mücadele etmek istediğini, bu nedenle bu mesajların İrana değil, Iraklılara olduğunu düşünüyor.

مشاركة :