Suriyeliler arasındaki anlaşmazlıklar

  • 5/3/2019
  • 00:00
  • 1
  • 0
  • 0
news-picture

1946 yılında Fransızların tahliyesiyle birlikte Suriye devletinin bağımsızlığının kesinleştiğinden beri belki de Suriye tarihi,  Suriyeliler arasında yaşanan mevcut anlaşmazlıklardan daha büyük bir anlaşmazlığa şahit olmadı. Suriye tarihi, bazen hükümet-muhalefet ve işveren-sendika anlaşmazlıkları gibi seçkinler ve siyasi liderler arasında anlaşmazlıklara şahit oldu. Bu anlaşmazlıkların hepsi, en demokratik ve en istikrarlı toplumlar da dâhil olmak üzere bütün toplumlarda meydana gelen klasik anlaşmazlıklardır. Klasik anlaşmazlıkların aksine Suriye’nin mevcut durumu, anlaşmazlıklarla dolu. Suriyelilerin sadece sosyal medyada yazıp tartıştıklarına bakarak bunu söylemiyoruz. Aksine bunu yaşadıkları çevredeki farklara rağmen hem Suriye içerisinde hem de farklı ülkelerde yaşayan Suriyelilerin hayatlarına bakarak söylüyoruz. İktidarda kalmakta ısrar eden diktatör bir azınlık ile özgürlük, adalet, eşitlik, kendi hayatını ve ülkesinin geleceğini idare etmeye katılmak isteyen çoğunluk arasındaki anlaşmazlık, Suriyeliler arasında yaşanan en önemli anlaşmazlıktır. Son yıllarda taraflar, imkân, güç ve konum farklarına rağmen çatışmalarda mümkün olan tüm araç-gereçleri ve yöntemleri kullandı. Diğer bir anlaşmazlık ise etnik anlaşmazlıklardır. Son 20 yıldaki en önemli anlaşmazlık, özellikle Baas döneminde Kürtlere karşı hükümetlerin uyguladığı siyasi baskılar nedeniyle, Araplar ve Kürtler arasında yaşanan anlaşmazlıktır. Haksızlığa uğrayanlara Asurîler-Süryaniler ile Türkmenlerin dâhil olmasıyla birlikte anlaşmazlıklar arttı. Bu da Suriye toplumunda birçok etnik grubu kapsayan ikili anlaşmazlıklara yol açtı. Çeşitli gruplar, rejimin kontrolü dışında bulunan bölgelerde siyasi söylemler geliştirdi ve askeri oluşumlar kurdu. Bu oluşumlardan bazısı, Fırat’ın doğusunda ABD himayesinde Suriye Demokratik Güçleri’nin(SDG) yönettiği PYD ile Türkiye’nin himayesinde Fırat’ın batısında bazı Türkmen Meclis grupları ve silahlı oluşumları gibi “de facto” güçlere dönüştü. Suriyeliler arasındaki en önemli anlaşmazlıkların etnik merkezli olduğu görülüyor. Aslında anlaşmazlıklar, İslam mezhepleri, özellikle de Sünniler ve Aleviler arasındaki anlaşmazlıklarla ilgili olmasına rağmen bazıları, bu anlaşmazlıkları Müslümanlar ve Hıristiyanlar arasındaki dini anlaşmazlıklara kadar genelleştiriyor. Özel bir araştırma kapsamında ortaya çıkmasına rağmen Suriyeliler arasında bu tür anlaşmazlıklar, mezhepsel değil dini anlaşmazlıklardır. Baas rejimi, 1963 yılından beri orduda ve istihbaratta etnik eğilimleri besledi. Sünni İslami grupların Baas rejimine karşı birleşmesinin ve 1970 yılında baba Esed’in iktidara gelmesinin ardından etnik eğilimler güçlendi. Şöyle ki rejim, yönetimde tüm siyasi ve idari alanlarda etnik temsilcilikler kurdu. Fakat rejim, iktidar ve İslami gruplar arasındaki çatışmanın silahlı etnik çatışmaya dönüşmesine kapı aralayarak, ordu ve istihbaratın kontrolünü Alevilere verdi. Silahlı etnik çatışma, 1970’lerin sonuyla 80’lerin başında güçlü bir şekilde ortaya çıktı. Bu çatışma, İslami grupların ve halk hareketinin yenilgisiyle bitti. Öyle ki rejim, İslamcılarla olan çatışmasını İslami gruplar üzerinde kontrolünü güçlendirmek ve zayıf siyasi temsilciliklerini yok etmek için uygun bir fırsat olarak gördü. Aynı çerçevede Esed rejimi, devrimin başlamasıyla birlikte göstericileri Selefilik, terör ve tekfir gibi sözlerle suçlayarak, birtakım kararlar üzerinden etnik eğilimi tırmandırdı. Mezhepçiliği besleyen söylentiler, videolar ve haberler yayınladı. Sünni çoğunluğa sahip yerleşim birimlerine korkunç bir şekilde baskı yaptı. Daha sonra siyasal İslam grupları ve silahlı İslami oluşumlar aynı yöntemi takip etti ve devrimi İslamlaştırıp mezhepleştirdi. Bu durum, Sünniler ve Aleviler arasındaki anlaşmazlık da dâhil olmak üzere Suriye çatışmasına bazı aşamalarında etnik bir karakter kazandırdı. Görüş ve politik tutum farklılıkları nedeniyle siyasi çatışmalar, doğal bir durum olmasına rağmen Suriyeler arasında şekil ve içerik bakımından ileri boyutta bir çatışma yaşanıyordu. Son yıllarda iktidar ve çoğunluğu oluştan halk arasında çatışmalar yaşanmasına rağmen, şekil ve içerik değişliğine uğrayan etnik ve mezhepsel anlaşmazlıklar, şiddet ve “de facto” politikalar yerine siyasi yöntemlerle çözmeye çalışılan siyasi bir anlaşmazlık değildi. Siyasi anlaşmazlıklar, çözümü zorlaşacak şekilde doğal sürecin dışına çıktı. Mevcut sorunlar ve sıkıntılar çözülmedi. Muhalif grupların durumunda olduğu gibi bu metot, yakın siyasi gruplar arasında izlenmesi gereken bir yöntemdi. Suriye halkının özgürlük, adalet ve eşitlik isteklerini destekleme ve rejim değişikliği konusunda hedeflerinin birbirine yakın olmasına rağmen muhalif grupları birleştirme girişimleri başarısız oldu. Hatta bu başarısızlık, anlaşmazlığı daha da pekiştirdi. Böylece Koordinasyon Kurulu (Heyet-i Tensik), Ulusal Suriye Konseyi’ni suçlamaya başladı. Daha sonra da koalisyonun temsiliyetinden şüphelenerek, koalisyonu dış muhalefet olmakla suçladı.  Öte yandan, diğerleri de Koordinasyon Kurulu’na rejim yanlısı olarak baktı ve bazı liderlerinin rejim organlarıyla bağlantılı olduğunu düşündü. Bunların hepsi de boş iddialardan ibaret olup uzlaşmaya varma noktasında acziyeti ya da isteksizliği göstermektedir. Koalisyon ve Suriye Ulusal Konseyi ile Koordinasyon Kurulu arasında yaşananlar, PYD ile Kürt Ulusal Konseyi arasında yaşanan anlaşmazlıklara bir örnektir.  Zira taraflar arasındaki sürtüşmeleri ve anlaşmazlıkları çözme ya da azaltma girişimleri başarısızlıkla sonuçlandı. Aynı çerçevede Suriye’deki silahlı muhalif gruplar arasında benzer anlaşmazlıklar meydana geldi. Öyle ki anlaşmazlıkları çözme konusunda barışçıl yöntemler ve diyalog silah kullanmaya kadar gitti. Bu da birçoklarının hayatına mal oldu ve geride kalanların nüfuzunu azalttı. Bugün Suriyeliler arasındaki anlaşmazlıklardan bahsetmek, ayrıntıları ve uzantıları bitmeyen şeytan hikâyesine benziyor. Sorunları çözme konusunda çözüm iradesinin yanı sıra, objektif ve dengeli deneyimlerin olmaması, örgütler ya da liderlerle ilgili özel hesapların bulunması nedeniyle bu anlaşmazlıklar devam ediyor. Yine Suriye meselesine karışan yerel, bölgesel ve uluslararası tarafların ajandaları dışında, grupların ve bireylerin diğerleriyle anlaşmazlıklarını çözmelerine engel olan dış faktörler nedeniyle bu anlaşmazlıklar sürüyor.

مشاركة :