Cezayirli avukatların, tutuklu eski istihbarat şefi Muhammed Medin ve eski Cumhurbaşkanının erkek kardeşi Said Buteflika ile bağlantıları sebebiyle askeri yargıdan siyasi liderleri mahkemeye çağırması beklenirken, ülkenin birçok şehri de 10 Mayıs’ta Ramazan ayındaki ilk milyonluk yürüyüşe tanık oldu. Binlerce eylemci, geçici Cumhurbaşkanı Abdulkadir bin Salih’in, Başbakan Nureddin Bedevi’nin ve Genelkurmay Başkanı Ahmed Kayid Salih’in anayasa gereği siyasetten uzaklaştırılması yönündeki ısrarını sürdürdü. Sol eğilimli İşçi Partisi Genel Sekreteri Louisa Hanun’un Perşembe günü tutuklanması, eski rejimin sembolleri ile bağlantıları olan siyasi taraflar ve parti liderleri arasında bir korku atmosferi oluştururken, atılan bu adım aynı zamanda ülkede siyasi bir depreme neden oldu. Konuya ilişkin Şarku’l Avsat’a açıklamada bulunan avukatlar, eski Ticaret Bakanı Amara bin Yunus’un ve eski Bayındırlık Bakanı Ömer Gul’un savcılığa çağrıldığını belirtti. Yerel basında çıkan haberlere göre, Gul ve bin Yunus, geçtiğimiz Mart ayı sonlarında General Tevfik olarak bilinen Muhammed Medin ve Said Buteflika’nın gerçekleştirdiği toplantılara katılarak, Genelkurmay Başkanı’nın bilgisi olmadan ülke liderinin seçilmesini görüştü. Toplantıda ayrıca Kayid Salih’in de görevden alınması masaya yatırıldı. Bu bağlamda tarafların, “komplo kurmakla” suçlanabileceği ifade edildi. Louisa Hanun da kriz sırasında Said Buteflika ile görüşmesi ve yaşanan gelişmeleri ele alması dolayısıyla hapsedildi. Kayid Salih, söz konusu toplantıları “şüpheli” olarak nitelendirirken, Said’i, Tevfik’i ve eski İstihbarat Şefi Beşir Tartag’ı da “orduya zarar verme ve devlete karşı komplo kurma” ile suçlamıştı. Hanun aleyhindeki suçlama ise kamuoyuyla paylaşılmadı ancak tutukluluğu “komplo” bağlamında olduğu ifade ediliyor. Avukat ve siyasi aktivist Tarık Marah yaptığı açıklamada, “Hanun’un General Tevfik ve General Tartag beraberinde Cezayir’deki Fransız Büyükelçiliği’nden bir temsilci ile bir toplantı düzenlediği konuşuluyor. Bu durum eğer doğruysa, siyasetten uzaklaşır ve ihanete yaklaşır” ifadelerini kullandı.Louisa Hanun’un tutuklanmasına tepkiler Kültür ve Demokrasi Mitingi Partisi Başkanı Muhsin Belabbas, “Siyasi kararlarda askeri kontrol yoluyla her geçen gün bir askeri darbe özelliklerine tanık oluyoruz. Ayaklanmanın başlangıcından bu yana geçiş döneminden ziyade seçmeci ve intikamcı bir görsel adaletle aldatıcı bir aşamaya savrulduğumuzu söyledim. Ülkeler, tartışma ve eleştiriye, hatta bağımsız düşünceye yer olmayan kışlalar gibi hareket edemez. Sosyal hayatta kışlaların sistemi, kaçınılmaz olarak zulme yol açar” dedi. Muhalif Sosyalist Kuvvetler Cephesi Partisi de Louisa Hanun’un tutuklanmasını kınadı. Parti, 10 Mayıs’ta yayınladığı bir bildiride, “Cezayirlilerin siyaset ve medyadaki açıklık ve özgürlük arzularına aykırı olan bu keyfi uygulama için bir gerekçe yok” ifadelerini kullandı. Hanun’un derhal serbest bırakılması çağrısı yapan parti, durumu “kişisel hesapların tasfiyesi ve siyasi ifade hakkının ihlali” olarak niteledi. İşçi Partisi, 1990 yılında çok partili dönem başlarında kuruldu. Hanun ise cumhurbaşkanlığına aday olan ilk Cezayirli ve Arap kadındı. 2004 yılı seçimlerinde ve 2009- 2014 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday oldu. Diğer taraftan eski Enformasyon Bakanı Muhammed el-Said başkanlığındaki Özgürlük ve Adalet Partisi, “Sayın Louisa Hanun’un, köklü bir rejim değişikliği talep eden ulusal halk ayaklanmalarının 12. Cuması öncesinde geçici tutuklanması dolayısıyla şaşkınız” açıklamasında bulundu. Parti, siyasi eylem özgürlüğünü olumsuz yönde etkileyen belirsizlikleri gidermek amacıyla bu uygulamanın kamuoyunda açıklığa kavuşturulması çağrısı yaparak, “durumun, 1990’dan bu yana siyasi bir partiye liderlik eden ve öneri ile eleştiri hususlarındaki cesaretini ve tavırlarındaki kararlılığı kanıtlayan bir isimle ilgili olduğunu” hatırlattı. Öte yandan 10 Mayıs’ta başkent Cezayir’deki Merkez Postane Meydanı’nda toplanan yüzlerce eylemci, Hanun’un cezaevinde olmasına dair öfkelerini dile getirdi. Eylemciler, kendisini “politikacılarla kişisel hesabı tasfiye etmekle” suçladıkları Kayed Salih’e de saldırıda bulundu. İç eyaletlerdeki aşırı sıcak havaya rağmen yürüyüşler, Genelkurmay Başkanının önderlik ettiği politikaya ve özellikle de Cumhurbaşkanı Abdul Kadir bin Salih ve Başbakan Nureddin Bedevi ile yapılacak seçimlere karşı büyük bir kalabalığa tanık oldu. Eylemciler, İşçi Partisi liderinin serbest bırakılmasını isteyerek “adalet, seçici olmayan özgürlük” sloganı attı. Aynı şekilde Cezayir İnsan Hakları Savunma Birliği ve Gençlik Eylem Buluşması, orduyu geçiş sürecini zorla uygulamaya çalışmakla suçlayarak kınadı.
مشاركة :