Lübnan, İsrail ile arasındaki deniz sınırının belirlenmesi konusunda ABD’nin arabuluculuk yapması talebini yinelerken bununla büyük ekonomik öneme sahip sulardaki hakkını korumak istiyor. Lübnan’ın bu talebi ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun Beyrut’ta bulunduğu sırada gelirken; Washington’a veya Pompeo’nun yardımcısı David Satterfield’e bu görevin verilmesi durumunda Satterfield’in İsrail lehine taraflı hareket etmesi konusunda belirli şüpheleri bulunuyor. Konu ile yakından ilgilenen bir yetkili Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada ABD’nin bu konuda adil bir arabulucu gibi hareket edeceği veya İsrail lehine taraflı bir tutum sergileyeceği hususunda bir görüş belirtilmesi için henüz erken olduğunu ifade etti. Yetkili; İsrail’in söz konusu sularda gaz arama çalışmalarına başlaması ve milyarlarca dolara varacak Lübnan’ın kaynaklarına tecavüz etmesi halinde bölgede oluşacak güvenlik krizinin göz önünde bulundurulması gerekir. Yetkili, Lübnan için bölgede gaz arama faaliyetlerini üstlenen şirketin yakın süreçte sondaj çalışmalarına başlamayacağını da sözlere ekledi. Dün Lübnan Dışişleri Bakanı Cibran Bassil ile Lübnan Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri bir araya gelerek Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın ABD’nin Beyrut Büyükelçisi Elizabeth Richard’a verdiği bilgiler konusunda görüş alışverişinde bulundu. Taraflar arasındaki müzakerelerin daha sağlıklı bir şekilde ilerlemesi ve herhangi bir olumsuz girişimin engellenmesi için bu bilgilerin içeriği gizlenirken görüşmenin ardından açıklamalarda bulunan Bassil, “İsrail, elini servetimize uzatmaz” ifadelerini kullandı. Bassil “Haklarımızın ihlal edileceği konusunda herhangi bir endişemiz yok ancak ortada bir müzakere mekanizması var “ dedi. Açıklamalarını sürdüren Bassil, “ Kara ve denizdeki haklarımızı koruyabilmek için Lübnan’ın konumunun güçlendirilmesi yönünde bir tutum sergiledik. Şunu biliyoruz ki, hiçbirimiz Lübnan’ın haklarının ihlal edileceğinden endişe duymuyoruz ancak ortada yasal bir müzakere mekanizması var” dedi. Lübnan-İsrail arasındaki deniz sınırlarının belirlenmesine ilişkin detaylara girmeyen Bassil, “Aldığımız kararlar ve Lübnan konumunun güçlendirilmesi dış politika için en iyisi. Bunu gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Nihayetinde hakkımızı istiyoruz ve kimsenin hakkını da ihlal etmiş değiliz. Daima haklarımızı savunuyoruz ve uluslararası hukuku temel alan müzakereleri kabul ediyoruz” dedi. Öte yandan müzakereleri yakından takip eden bir kaynak Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada ABD’nin Beyrut Büyükelçisi Richard’ın Mişel Avn, Nebih Berri ve Saad Hariri’nin ortak bir resmi duruşuyla karşılaştığını ve bunun müzakereleri üstlenen ABD heyetine güç verdiğini belirtti. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Lübnan’ın ABD’ye önerdiği müzakere mekanizması müzakerelerin dolaylı olmasına dayanıyor çünkü Lübnan İsrail ile direk görüşme gerçekleştirmeyi reddediyor. Söz konusu mekanizmaya göre Lübnan bölgedeki hâkimiyetinin tamamının tanınmasını isterken eski ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Frederick Hoff bu bölgelerin % 60’ında Lübnan hâkimiyetinin kabul edilmesini teklif ederken, Satterfield de bu fikri benimsiyor.
مشاركة :