Libya’da siyasal İslam oyunu

  • 5/14/2019
  • 00:00
  • 1
  • 0
  • 0
news-picture

Kahire’de 1990’ların başında bir akşam Mısırlı ve Libyalı gazeteci yazar dostlarımla birlikteydim. Bir araya geldiğimiz ilk saatlerde arkadaşım şair Muhammed Salih çalıştığı ekonomi dergisinden bir telefon aldı ve acil bir şekilde gelmesi talep edildi. Geri dönememe ve görüşmemizi kaçırma endişesine rağmen gitmek zorunda kaldı. Biz de şiirlerinden ve ruhunun inceliğinden mahrum kalmaktan endişe duyduk. Ancak çok geçmeden geri döndü. Döner dönmez gülme krizine girdi. Bana dönerek, “Libya’da bir komedi tiyatrosu içerisinde yaşıyoruz” dedi. Daha sonra dönemin İstihbarat Teşkilatı Başkanı Musa Kusa tarafından gerçekleştirilen bir basın toplantısına katılmak üzere çağrıldığını söyledi. Ardından Mısırlı, Arap ve yabancı basın kuruluşlarının temsilcilerinin de katıldığı ve ancak yarım saati bulan basın toplantısına dair şunları söyledi:  “Sayın Kusa, sinirli bir şekilde ‘İşte bu sebeple Libya, bölgede ve özellikle de Avrupa’nın güneyi tehlikede. Silahlı Libya İslami Mücadele Örgütü’nden tutuklular, arkadaşları Trablus’taki Buselim Cezaevi’ni işgal ettiği sırada kaçtı. Sınırları kapatmalı ve ülkede olağanüstü hal ilan etmeliyiz!’ açıklamasında bulundu.” Bu olaydan birkaç yıl sonra Libya İslami Mücadele Örgütü ve İhvan-ı Müslimin (Müslüman Kardeşler) gibi diğer İslami akımlara mensup tutuklular, devrim tahtının varisi Seyfulislam Kaddafi’nin şahsi denetimi altında televizyonda canlı yayınlanan bir kutlama ile serbest bırakıldı. Söz konusu kişiler, cezaevinden kalplerindeki inkardan tövbe ettiklerini ve Kaddafi rejimi ile uzlaşacaklarını duyurarak çıktı. Bu açıklamada değinilmeyen şey, miras projesinin, yani Muammer Kaddafi’nin gerçekleşmeyecek hayali ‘Büyük Kaddafi Arap Libya Sosyalist Halk Cumhuriyeti’nin bereketiydi.  Bunun için mali kolaylıklar sağlanarak elektronik ve iletişim alanı başta olmak üzere çeşitli ticari alanlarda çalışmalar yaptılar. Eğitim alanı da söz konusu alanlar içerisinde yer alıyordu. Okullar, fakülteler inşa ettiler. Durum bu şekilde devam etti. 2011 yılının şubat ayında Kaddafi rejimine karşı gerçekleştirilen devrimin ilk döneminde karşı bir tutum takındılar.Libya İslami Mücadele Grubu’nu Kaddafi kurdu! Yüzbaşı Muammer Kaddafi, 1969 yılının eylül ayında gerçekleştirdiği askeri darbenin ardından Müslümanların önderi olmaya çalıştı. Meydanlarda halka bayram namazlarında imamlık etti. Kur’an’dan toplumsal kanunlar çıkardı.  Dünya İslam Çağrısı Derneği’ni kurdu. Şu ana dek Libya’da yaşayanlardan tahsil edilen bir cihat vergisi koydu. Ardından ‘ateist’ olan büyük devlet Sovyet Birliği’ni hedef almaya odaklandı. Devletin ‘din ve milliyetçilik’ olmak üzere iki boyutta ortaya çıktığını iddia eden Üçüncü Dünya Teorisi’nin devrimci düşünürü olduğunu iddia etti.Böylece darbe gerçekleştirdiği Senûsi Krallığı’nın (Libya) şer’i varisi olacağına inandı! İhvan-ı Müslimin’i ve benzer özelliktekileri yanına çekti. Davet için kurduğu derneğe bu gruplar içerisinden seçtiği isimleri yerleştirdi. Buna rağmen yaptığı ilk konuşmada ister milletçi Nasıriler, isterse İtalyan faşizmine sadık varisler olsun gruplaşanların ihanet etmiş sayılacaklarını duyurdu. Kaddafi, hiçbir gruplaşmanın kabul edilmeyeceğini vurgulamıştı. Ancak bu arka çıkılmasını engellemiyordu. Ortak bir ağda İhvan-ı Müslimin’in önündeki engelleri kaldırmıştı. Albay Kaddafi’nin rüzgar ne tarafa eserse oraya yönelmesi ve girdiği kabın şeklini alması, Arap Milliyetçiliği Genel Sekreteri’nin 1980’lerde Irak’a karşı savaşında İran İslam Devrimi’ne destek vermesine engel teşkil etmedi. Aynı zamanda Afganistan’daki Sovyet ‘ateizm imparatorluğuna’ karşı yaptığı dini savaşta ABD’ye giriş yollarını kolaylaştırdı. Bu nedenle okullarda aşağılanarak askeri eğitimi verilen ve aynı el tarafından baskılara maruz kalan küçük yaştaki Libyalı gençleri bu kutsal savaşa katılması sağlandı.Pazarlama senaryosu ve sonun başlangıcı! Bu tarihi operasyon, yani Sovyet ateizmini ortadan kaldırmak için yapılan dini savaş, siyasal İslam akımının başlangıcı oldu. Cihat söyleminin özünde, yalın bir şekilde ‘İslam, çözümün kendisidir’ sloganı altında mutlak hükümler, kategorik öncül ve sözler bulunuyordu. Bu istisnai plan ile Afganistan’da Libya İslami Mücadele Grubu kuruldu. Küçük ebattaki bu grup, Cebelu’l Ahdar (Yeşil Dağ) ile bir kısım Bingazi ve Derne sokaklarını zalim Kaddafi ile savaş alanı olarak belirledi. Newsweek dergisinin haberine göre Libya’nın küçük Derne şehri, nüfus sayımı dikkate alındığında dünya çapında Irak savaşındaki silahlı İslam akımı savaşçılarının ana kurucu ve eski müttefik Kaddafi ve ABD’ye karşı savaşmak için toplandığı yer oldu. Kahire’de gerçekleştirildiğinden bahsettiğim söz konusu basın toplantısı, Kaddafi’nin kendini bu örgüt tarafından terör tehdidine maruz kalıyor gibi pazarlaması için yapıldı. Bu toplantının hemen ardından grup ve tüm İslami akım ile rejim arasında bir uzlaşı sağlanmış olabilir. Ayrıca 2005 yılında Londra’da gerçekleştirilen Libya rejiminin devrilmesini talep eden bir konferansa katılmayı reddeden İhvan-ı Müslimin için de önemli bir ödüldü. Libya’daki bu oyunun senaryosu, siyasal İslam akım meselesinin gizemli bir konu olduğunu açıklıyor. Bu akımın basit ve yalın söyleminde herhangi bir açıklık bulunmuyor. Aksine yarı dini ideoloji tezi ve siyasi operasyonu arasında paradoks olduğunu gösteriyor. Dini kimlik derin bir taktik olarak kullanılıyor gibi. Bu akım, açık bir siyaset stratejisine sahip değil. O kadar ki iktidarı ele geçirme konusu, akımın idealinden çok şahsi isteklerle ilgili. Bu da İhvan-ı Müslimin gibi bir grubu, amaçları birbiriyle çelişen çeşitli grupları gerçekleştirilecek bir görevi olan ve bu vazife tamamlandıktan sonra ayrılan bir büyük bir oluşum haline getiriyor. Bugün Libya’da bu görevin bittiği konusunda fikir birliği var gibi görünüyor. Bu nedenle Birleşmiş Milletler (BM) büyük devletlerin isteğiyle Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) bir toplantı düzenleyerek Libya’da ateşkes talep eden bir açıklama yayınlayamıyor. Bu açıklama genellikle formalite gereğidir. Uygulanması zorunlu değildir. Geçmişten beri BM ve BMGK tarafından yayınlanan benzer açıklamaların akıbeti bu şekilde olmuştur. Libyadaki siyasal İslam adı verilen projenin tamamlanması için son dokunuşların yapıldığı anlaşılıyor. * Independent Arabis’dan yazar Ahmed el- Fituri

مشاركة :