Suriye’de Hüsnü Zaim’in, cumhurbaşkanlığından, meclis, yargı ve orduya kadar bütün unsurları, kuralları ve kökenleri ile “kuruma” ya da devlete karşı darbe yapmasının ardından daha sonra her yerde darbe kültüründe yaşananların aynısı yaşandı. Zaim’e gerçekletirdiği darbede 2 kişi yardım etmişti: Sami El-Hinnavi ve Edip Çiçekli. Çok geçmeden El-Hinnavi Zaim’e karşı darbe yaptı. Ardından da El-Şişavi Çiçekli’ye karşı darbe yaptı. 20 yıl içerisinde Suriye’de ilk 3’ü ilk yılda olmak üzere 9 askeri darbe gerçekleşti. Altmışlı yılların başında, bu darbelerin sonuncularının haberini yapmak bana da nasip olmuştu. Muhabir arakadaşlarımız ile Şam’a giderken oraya ulaştığımızda darbeyi yapanlar hala yerlerini koruyor mu, yoksa Filistin’i kurtaracak yeni kahramanlar darbe yapıp onların yerini mi aldı diye düşünürdük. 18 Nisan1963’te Suriye sınırına vardığımızda bizlere içeride dönen darbe dizisi daha kimsenin lehine sonuçlanmadığı için sınırın kapalı olduğunu söyleyerek ertesi gün gelmemizi istediler. Bu, askeri bir darbe hakkında yaptığım son haberdi. Askerlerin yönetim için meclis ve konferanslarda değil, kışla ve cezaevlerinde birbileri ile çatıştıklarının bilincine varmamız gerekiyordu. Kral Faruk’un ulusal marşın çalındığı resmi bir törenle uğurlandığı Mısır’daki 23 Temmuz devrimi dışında askeri darbelere genellikle şiddet ve kan hâkimdir. Örneğin Irak’ta 1958 yılından yaşanan bir sonraki darbe, arkasından bir dizi kanlı darbeyi, caddelerde sürüklenen insanları ve ölümleri getirdi. Ordu ya da polis olsun askerler hep Arap meşruiyetinin temeli ve halkların umudu olduklarını düşündüler. İçişleri bakanlarının yaptıkları darbelere örnek ise Muhammed Oufkir ve Zeynel Abidin bin Ali’dir. Yine Libya’da Muammer Kaddafi darbe yapmasaydı dönemin emniyet müdürü Albay El-Şelhi yapacaktı. Darbe kültürü Yemen’e kadar uzandı ve Afrika’da derinleşti. Birçok ast ve üst düzey subay mareşalliğe yükseldi. Ülkelere şiddet ve yenilgiler egemen olurken gelişim ve kalkınma durdu. Bütün darbe yapanlar bunun yönetim ve iktidar için duyulan kişisel bir ihtiras gibi görünmemesi için devrim yaptıklarını deklare ettiler. Darbeci sistemler, aralarında ilk günlerde sesleri yüksek çıkan ama çok geçmeden kesilen birlikler kurdular. Muammer Kaddafi; kendileri ile çok geçmeden sonsuza dek yıkılıp giden anlık birlikler kurmak için Tunus, Mısır ve Fas’ın peşinden koştu. Hüsnü Zaim’in darbesinin ardından bugün Sudanlı siviller korkmadan askerlerin karşısında duruyor. Askerler ise ilk kez ordunun devletin sahibi değil bir parçası olduğunu anlayan biri gibi hareket ediyorlar. Hartum’daki son askeri yöneticinin görüntüsü hem kendisi için hem de halkı için utanç vericiydi:Fakir bir devletin başkanının evinden yabancı para birimleri ile dolu sandıklar çıkarılıyor. Doğrusu;1949 yılında gerçekleşen ilk askeri darbe ile 2019 yılında Hartum’da gerçekleşen en önemli sivil devrim arasındaki fark ne kadar büyük görünüyor.
مشاركة :