Eski Emir Hamad bin Halife’den sonra ikinci fitne çıkarıcı ve önceki Katar Başbakanı Hamad bin Casim bin Cabir Al Sani’nin yaptığı öfkeli açıklama, Katarlı politikacıların hayal kırıklıklarınınve dengesizliklerininboyutunu gözler önüne seriyor. Hamad bin Casim, İngiltere merkezli Telegraph gazetesine verdiği röportajda tutarsız açıklamalarda bulundu. Fakat İngiliz editör şunu fark etti: “Hamad bin Casim, Suudi Arabistan hakkında konuşması için hiç kimsenin teşvikine ihtiyaç duymuyor. Zira o, hiç tereddüt etmeden Suudi Arabistan’ın davranışlarını kınıyor.” Londra’nın en lüks binalarından birinde ikamet eden Katarlı milyarderin öfkesinin sebebi, Suudi Arabistan’ın Katar’daki cemaatin içine sızıp Körfez mekanizmasıyla doğal bir ilişki kurmasıdır. Bir ölçüde Umman ve Kuveyt’i ayrı tuttuğumuzda Suudi Arabistan’ın tutumuna bakılmaksızın Birleşik Arap Emirlikleri(BAE) ve Bahreyn, Katar’la ciddi problemlere sahiptir. Hatta BAE ve Bahreyn’e göre Suudi Arabistan’ın Katar rejimine karşı tutumu gecikti.  Fakat Hamad bin Casim, özel bir açıklamaya sahip. Nitekim o, yeşil çılgın Muammer Kaddafi’yle Katar komlusunu sulandırmaya çalıştı. O ve Hamad bin Halife, Suudi Arabistan’a karşıtıdır. Allah rahmet eylesin Kral Abdullah bin Abdülaziz, bu felaketin üstesinden geldi. Hamad bin Casim, sözde Arap Baharı sonrasında Müslüman Kardeşler(İhvan), Nusra Cephesi, Suudi radikaller(Selman el-Avde ve Muhammed Hamid el-Ahmeri(el-Ahmeri’ye Katar vatandaşlığı verildi) ve diğer Suudi Arabistan karşıtı İhvan yanlısı şahsiyetler gibi Katar rejiminin radikal gruplarla ilişkisi hakkında yanlış bilgiler verdi. Hem gizlenen hem de deşifre edilen daha büyüktü. Tam bir çocuk masumiyetiyle Hamad bin Casim, Katar’ın teröristlere ve radikallere yardım ettiğine dair kanıt istiyor. Çünkü kendisi Avrupa’da yaşıyor. İngiltere-Fransa ortak yapımı Manş Tüneli aracılığıyla burada tek bir delil bulamayacak. Aksine o, Katar’ın hem Fransa hem de Avrupa’daki olumsuz faaliyetlerini gözlemleyen bir kitap bulacaktır. “Katar Belgeleri”, iki Fransız yazar Christian Chesnot ve Georges Malbrunot tarafından kaleme alınan bir kitaptır. Milyarder ve entelektüel Hamad bin Casim’in Londra’daki sihirli malikânesinde boş zamanlarında bu kitabı incelemekten zevk alacağını umuyoruz. İngiliz gazetesine göre Hamad bin Casim, Katar’ın radikal gruplarla ilişkisini itiraf etti: “Evet bir bağ mevcut. Fakat ikiz kulelere saldıran 19 kişiden 15’inin Suudi olduğuna işaret edebilirim.” Hamad bin Casim, “DEAŞ içerisindene kadar Suudi var? Çoğu Suudi Arabistan’dan” diye ekledi. Öyleyse şunu soralım: O zamandan bugüne onlara para, medya ve istihbarat desteğini kim verdi? 11 Eylül saldırılarınınbaş planlayıcısı Kuveyt doğumlu Pakistanlı Halid Şeyh Muhammed’de olduğu gibi el-Kaide’nin bazı liderleri, Katar’ın imtiyazlarını ya da korumasını nasıl elde etti? ABD istihbaratı, Halid Şeyh’in resmi gözetim altında Katar’da nerede ikamet ettiğini biliyordu. Şu Arap atasözü Katarlı bakanın sözlerine de uymaktadır: “Kendi suçunu başkasına atıp gitti.”