Savaşın ilk kıvılcımı ile birlikte dünyayı bekleyen milyarlık zararlar

  • 6/25/2019
  • 00:00
  • 1
  • 0
  • 0
news-picture

Jeopolitik gerginliklerin ve çekişmelerin sıcak meydanı haline gelen Arap bölgesi, İran’ın son olarak İran Devrim Muhafızları’na bağlı Husi milislerin Suudi Arabistan’ın Abha Havalimanı’nı hedef alması ile gerçekleşen provokasyonlarına karşı ABD’nin olası aceleci bir tavrı ile askerî savaşa dönüşebilecek olan ABD - İran geriliminin şiddetlenmesinin yanı sıra pek çok krizle yüzleşebilir. Hem dünya hem de Arap düzleminde Ortadoğu’nun sahne olduğu bu gerilimin artçı gelişmeleri sonucunda görünürde gerginlikler başladı bile. Ortadoğu planındaki son veriler, bölgedeki hükümetlerin dolar cinsinden olan borçlarının ABD ile İran arasındaki gerginliklerin ardından yoğun baskılara maruz kaldığına işaret ediyor. 2047 yılında ödenecek Suudi tahvil ihracı, dolar başına 103,2 sente geriledi. Bu durum, Tradeweb’in verilerine göre mayıs ayı başından bu yana günlük en büyük düşüşe işaret ediyor. Refinitiv’in açıklamalarına göre Umman Sultanlığı’nın çıkardığı ve 2048 yılında tahsil edilecek tahviller 0,8 sent değerinde gerilerken Bahreyn’in 2044 yılında ödenecek tahvilleri ise 0,5 sent değerinde düşüş yaşadı.Sektörlere uzanan zararlar Independent Arabia’ya konuşan Makroekonomi uzmanı Dr. Ahmet Rıfat duruma dair şu değerlendirmede bulunuyor: “Arap bölgesinin tanık olduğu gerilimlerin, özellikle hükümet borçları açısından riskleri artırması çok normaldir. Beklentiler borç güvencesinin, özellikle ABD ile İran arasındaki gerilimin sürmesi ve hâlihazırda dünyanın yüzleştiği ticari savaşların genişlemesi ile birlikte önümüzdeki dönemde rekor seviyeleri görebileceğine işaret ediyor. Hasarlar, yalnızca borç sigortalarının maliyetinin yükselmesi ile ilişkili olmayacak ve dünya çapında yabancı yatırım akışının gerilediği bir düzlemde Ortadoğu bölgesi için öngörülen yatırımlara da darbe vurarak yatırım artışının durmasına sebep olacak.” Bu artçı gelişmelerin kopuşlara ve yatırımların kaçışına sahne olması beklenen dünya ve Arap finans pazarları için doğurduğu tehlikelere de değinen Rıfat, gerek dünya gerekse de Arap planındaki büyüme oranlarının taşıdığı riskin, dünya ülkelerini ister askeri ister ticari olsun herhangi bir savaşın maliyetini yüklenemez hale getirdiğini belirtti.Negatif gelirli tahvillerin değerinin yükselmesi Bloomberg haber ajansının yayımladığı verilere göre ise küresel planda “ABD Merkez Bankası (FED) ve diğer merkez bankalarının karamsar değerlendirmelerinden sonra negatif gelirli küresel tahvillerin değerleri, rekor seviyelerde yükselmeye devam ederek 13 trilyon dolara ulaştı. Bu hafta boyunca negatif gelirli tahvillerin kıymeti, 1,2 trilyon dolar değerinde artarak ilk defa 13 trilyon dolara yükseldi.” Bu hafta içerisinde İsveç, Fransa ve Norveç’in tahvilleri, negatif gelirli tahviller topluluğuna katıldı. Aynı şekilde Japonya ve Almanya tahvillerinin geliri de en düşük seviyesini görürken eş zamanlı olarak Amerikan tahvillerinin geliri en düşük seviyeye gerileyerek 2016 yılından bu yana ilk kez yüzde 2’yi gördü.Avrupa Merkez Bankası’nın etkisi Avrupa Merkez Bankası (ECB) Müdürü Mario Draghi’nin hedeflenen enflasyon oranına ulaşılamadığı takdirde ya faiz oranını düşürme ya da tahvil alıcılarını artırma şeklindeki banka politikalarına başvurma ihtimali konusunda yaptığı açıklamalardan sonra tahvil gelirlerinde düşme yaşandı. Bu hafta Danimarka’nın 20 yıl vadeli tahvillerinin getirisi en düşük seviyesini gördü. Şu anda dünya tahvillerinin yüzde 40’ı, yüzde 1’den az bir gelirle işlem görüyor. FED Başkanı Jerome Powell, ‘komisyonun hedefinin ekonomik genişlemeyi sürdürmek olduğunu’ açıklayarak ‘ihtiyaca göre banka araçlarının kullanılacağına’ işaret etti. Gelirlerin düşmesi, şirketleri daha fazla borçlanmaya teşvik ediyor. Tahvil çıkarma işlemi ise ödenmemiş yatırım dışı not tahvillerinin değerinin 1,23 trilyon dolara yükselmesine katkı sağladı ki bu, son on yıldaki seviyenin iki katından daha fazla.Gelişmekte olan piyasalar ne kaybetti? Fitch derecelendirme kuruluşu yeni yayınladığı raporunda şu değerlendirmede bulundu: “Başlıca merkez bankaları tarafından teşvik edilen bu para politikası, gelişmekte olan piyasalara yönelik baskıların bir kısmını hafifletecektir. Ancak ABD ile Çin arasındaki ticari gerilimler, ciddi bir endişe kaynağı olmaya devam edecek.” Türkiye, Rusya ve Güney Afrika, yatırımcıların Mario Draghi’nin Avrupa Merkez Bankası’ndan daha fazla nakit kolaylığına işaret etmesinin ardından Federal Rezerv Sistemi’nin (ABD Merkez Bankası FED) faiz ücretlerini önümüzdeki ay gibi yakın bir zamanda indireceği ihtimaline oynuyor. Böylece son birkaç günde yüksek gelirli varlıklara yönelik bir sıçrayıştan faydalanan gelişmekte olan piyasalar arasında sayılıyor. Rus rublesi, son işlemlerinde 2018’in ağustos ayından bu yana en yüksek seviyesine ulaşırken Güney Afrika hükümetinin 2044 yılında ödenecek tahvilleri ise Ocak 2018’den bu yana en yüksek seviyesini gördü.Fitch, açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi: “FED ve ECB de dahil olmak üzere büyük merkez bankalarının kolaylaştırıcı para politikaları, gelişmekte olan başlıca pazarların hissettiği baskının bir kısmını hafifletebilir. Ancak bunun, ABD ile Çin arasındaki ticari gerilimin düzeyinden kaynaklanabilecek tüm zararları engellemek için yeterli olacağını düşünmüyoruz. FED’in para politikalarını daha da kolaylaştırması, gelişmekte olan pazarlara sermaye akışının geri dönmesini garanti etmeyecek. FED’in en kolaylaştırıcı tavrını benimsemesinden sonra bile nisan ve mayıs ayında bu akışta bir düşüş yaşandı. Ticari gerginliklerin yanı sıra başka etkenlerin de gelişmekte olan pazarlar üzerinde genel anlamda büyük bir etkisi vardır. Sözgelimi küresel üretim ve yatırım yavaşlaması gibi... Bizce bu etkenler hep birlikte etkisini göstererek kolaylaştırıcı para politikaları ile görülebilecek herhangi bir faydanın ötesine geçecektir.”Irak için 53 milyar dolar değerindeki anlaşmanın durdurulması Sadece birkaç hafta önce bazı ülkelerin uğradığı zararların genel olumsuz çağrışımlarından biri de Irak’ta yaşandı. Amerikalı enerji devi ExxonMobil şirketi, Irak’ın güney petrol alanlarındaki üretimi güçlendirmek için 53 milyar dolar değerindeki bir proje ile ilerleyerek şirketin ülkedeki yayılma arzularına dair önemli bir adım atıyor gibiydi. Ancak Irak’ta resmî yetkililere göre “Irak’ın komşusu İran ile ABD arasındaki gerilimin tırmanması ile artan karmaşa ve güvenlik endişeleri, hâlihazırda anlaşmaya köstek oluyor…”Reuters haber ajansının aktardığına göre görüşmelere katılan dört Iraklı yetkili durumu şöyle değerlendirdi: “Müzakereler, Bağdat’ın itiraz ettiği sözleşme maddelerinden ötürü tökezledi. Başlıca anlaşmazlık noktası, Exxon’un kendisine ait geliştirme maliyetlerini geri almak için önerdiği yollar oldu. Şirket, iki alandan üretilen petrolü paylaşmayı hedefliyor. Irak da buna karşı çıkıyor. Zira Irak’a göre böyle bir şey, devletin üretim egemenliğine yönelik haddi aşmadır.” Iraklı bir müzakereci ise konuya dair “Bağdat, Exxon’un önerdiği mevcut maddelerin hiçbirini imzalamayacak” ifadelerini kullandı.ExxonMobil nasıl yorumladı? Exxon ise sözleşme maddeleri veya müzakereler hakkında yorum yapmaktan kaçındı. Şirketin Teksas’taki Sözcüsü, “Adetimiz olduğu üzere ticari görüşmeler hakkında yorum yapmıyoruz” dedi. Irak Petrol Bakanlığı Kaynak Faaliyetleri Vekili Feyyaz Nimet ise “Görüşmeler sürüyor. Yakın zamanda bir anlaşma imzalanacak” ifadesini kullandı. Müzakerelerin duraklamasının bir diğer sebebi de iki Exxon personelinin ABD ile İran arasındaki bölgesel gerilimin bir sonucu olarak Irak’tan uzaklaştırılması oldu. Irak, Washington ve Tahran ile dostane ilişkilere sahip sayılı ülkeler arasında yer alıyor. Nitekim iki azılı düşman, Tahran ve Washington’ın ülkedeki etkinlik yarışının tam ortasına düşen Bağdat’ın en büyük müttefikleri konumunda.Iraklı birçok yetkili şu görüşte: “Exxon ile görüşmelerin durması ve şirketin iki personeline ilişkin sıkıntılar, ABD’nin Irak’taki etkinliğinin sınırlı olduğuna işaret ediyor. ABD ile İran arasındaki gerginlikler, Körfez’deki petrol tankerlerine yönelik henüz sorumlusu açıklanmayan saldırılar da dahil olmak üzere güvenliği tehlikeye sokan bir dizi olaya sebep oldu.”Güneydeki yabancı şirketlerin faaliyetlerini denetleyen Iraklı bir petrol yetkilisi de konuya dair şu değerlendirmede bulundu: “ExxonMobil, bölgedeki sıkıntılara bir tepki olarak Irak’tan iki personelini geri çekti. Peki, bölgesel istikrarsızlığın devam ettiği bir zamanda 53 milyar dolarlık bir projeyi nasıl idare edecekler? Belki de işten yine el çekerler ve bu bizim enerji sektörümüzü zarara uğratır.”

مشاركة :