Cezayir hareketinden Bin Salih’e siyasi tutukluları serbest bırak çağrısı

  • 7/5/2019
  • 00:00
  • 5
  • 0
  • 0
news-picture

Cezayirli gözlemciler, geçici Cumhurbaşkanı Abdul Kadir bin Salih’in halk hareketine karşı sunduğu diyalog önerisinin, başarıya ulaşmak için gerekli mekanizmalardan yoksun olduğunu ifade etti. Bin Salih’in ordu ve liderliğini gelecek aşamadaki düzenlemelerden uzak tutma taahhüdüne rağmen siyasi tabaka, yetkililerin gerçek bir değişim sağlama konusundaki niyetlerine dair şüphelerini dile getirdi. Sol eğilimli İşçi Partisi lideri Calul Cudi, “Devlete karşı komplo kurma ve orduya zarar verme” suçlamasıyla tutuklanan parti genel başkanı Luisa Hanun’a dikkati çekerek, başta diyalog olmak üzere Cumhurbaşkanının yaptığı öneriler hakkında “Diyalog çağrısı yapıyorlar, cezaevlerinde siyasi tutuklular var” ifadelerini kullandı. Aynı şekilde 86 yaşındaki devrim öncüsü Lahdar Borgaa’nın da “ordunun moralini zayıflatma” suçlamasıyla hapis cezasına çarptırıldığını ifade eden Cudi, “Bin Salih, önerilerinde hareketin taleplerinden uzaklaştı” dedi. Abdul Kadir bin Salih, 4 Temmuz’da yaptığı açıklamada taahhüt ettiği diyaloğun, bugünden sonra başlatılacağını, sürdürülebilir ve bağımsız ulusal isimlerle serbestçe yönetileceğini ve tamamen şeffaf olacağını vurguladı. Bin Salih, söz konusu kişilerim isimlerine dair ayrıntıya ise yer vermedi. Bin Salih, yaptığı açıklamada herhangi bir yorum ya da yanlış anlaşılmadan uzak kalmak amacıyla “Diyalog, askeri kuruluşlar da dahil, devletin tüm bileşenleriyle yapılacak. Diyalogda herhangi bir taraf olmayacak. Bu süreç boyunca da üst düzeyde tarafsız kalınacak” ifadelerini kullandı. Geçici Cumhurbaşkanı, girişimini “rasyonel ve sağlam bir yaklaşım” olarak nitelerken, “yeni bir yönetim sistemi kurmayı amaçlayan bu değişime öncülük etme görevi verilmek istenen kişileri egemence, özgürce ve şeffaf şekilde seçmek için tüm vatandaşların kabulünün gerekli olduğunu” söyledi. 4 Temmuz’da yetkililerin, “bağımsız isimler” arasında olmaları için eski başbakanlar Mevlud Hamruş (1990- 1991) ve Mikdad Sifi (1994- 1995) ile gerçekleştirdiği temas haberleri olumlu karşılanırken, eski meclis başkanı Kerim Yunus ise Facebook hesabı aracılığıyla bu kişiler arasına bir üye olarak seçildiği yönündeki haberleri yalanladı. Eski Başbakan Ahmed Benbitur (2000- 2001) da hakkında çıkan haberleri yalanladı.Başbakana istifa çağrısı Öte yandan ordu Genelkurmay Başkanı General Kayid Salih de diyalog çağrısında bulunurken, konuya dair ayrıntıya girmedi. Salih, eski tarihli bir açıklamasında daha diyalog çağrısı yaparken, Cuma hareketinin cevabı ise, diyaloğa yönelik herhangi bir ifadeden önce iktidardan geri çekilmeleri gerektiği yönünde olmuştu. Ancak eylemciler daha sonra, bu şarttan vazgeçti, ama Başbakan Nureddin Bedevi’nin istifa etmesini istedi. Bunun yanı sıra Adalet ve Kalkınma Cephesi’nin İslami kanadı lideri Ahdar bin Halaf, Borgaa başkanlığında, vicdan mahkumlarının serbest bırakılmasının diyalog yolunda gerçek bir güvence sağlayacağını belirtirken, başbakana da istifa çağrısı yaptı.“Diyalog girişimini memnuniyetle karşılıyoruz” Öte yandan Barış Derneği Hareketi’nin İslami kanadının lideri Nasır Hamdaduş, Cezayir halkının istediği çözüme yönelik her türlü diyalog ve ciddi girişimi memnuniyetle karşıladığını ifade etti. Ancak gerekli irade, ciddiyet ve kitlesel uzlaşı ruhunun olması gerektiğini belirten Hamdaduş, “Seçim sürecine geri dönme, cumhurbaşkanlığı seçimleri yapma ve seçimlerin dürüstlüğünü sağlama konusunda anlaşmazlık bulunmuyor. Ama bu dürüstlüğü güvence altına alan mekanizmalar, gerçek bir demokratik geçişin yanı sıra ulusal otoriteye bu görevi yerine getirme izni veren çevreyle bağlantılıdır” dedi. Nasır Hamdaduş, bu diyaloğu ve insanların nasıl seçileceğini denetleyen unsurlarda büyük bir sorun olduğunu belirtirken, halk hareketinin devamının ve ulusal boyutunun “gerçek demokratik geçiş sürecinde belirleyici faktör olacağını” vurguladı. Diğer taraftan laik Kültür ve Demokrasi İçin Birlik sözcüsü Murad Beyatur, “Geçiş dönemi mekanizmaları, onları yöneten organlar, özgürlüğün nasıl güvence altına alınacağı, hukukun üstünlüğü ve adaletim bağımsızlığı hakkında diyalog kurmak en iyisidir. Bu durum, medyanın özgürleştirilmesi ve siyasi tutukluların serbest bırakılmasıyla sağlanır. Özgürlüklere ciddi kısıtlamalar koyan hiçbir durumun altına giremeyiz” açıklamasında bulundu.

مشاركة :