Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi’nin Temmuz başında yayınladığı kararnameyle, Haşdi Şabiye bağlı grupların adını taşıyan tüm büroların kapatılması kararının yankıları sürüyor. Temmuz’un ilk haftasında yayınlanan 237 numaralı kararname uyarınca, Haşdi Şabi’nin Irak Silahlı Kuvvetleri’ne entegre olması, ordu dışında silah taşıyanların ise ‘yasadışı’ sayılması öngörülüyor.Haşdi Şabi’ye 31 Temmuz’a süre 10 maddelik kararnamede, ‘Haşdi Şabi’nin Başkomutanın (Abdulmehdi) emirleri doğrultusunda hareket etmesi gerektiği ve DEAŞ ile mücadele döneminde kullanılan tüm isimlerin yerine ‘tabur, tugay, alay’ gibi askeri tanımların kullanılacağı’ ifade edildi. Haşdi Şabi güçlerine ülkedeki tüm bürolarını kapatması ve ilgili talimatları yerine getirmesi için 31 Temmuz’a kadar süre verildi. Abdulmehdi’nin kararnamesini izleyen günlerde Haşdi Şabi’ye bağlı grupların talimatlara ilişkin nasıl bir tutum sergileyeceği tüm çevrelerde merak konusu oldu.İlk adım Mukteda es-Sadr’dan Bu talimata uyarak fesih kararı alan, askeri faaliyetlerine son verdiğini duyuran ilk grup Mukteda es-Sadr’ın liderliğindeki Saraya es-Selam adlı milis gücü oldu. Sadr, kararın ardından Twitter hesabı üzerinden yayınladığı destek mesajında, 2014’te DEAŞ ile mücadele kapsamında kurulmasına öncülük ettiği milis gücü Seraya es-Selamı feshettiğini duyurmuştu. Diğer taraftan Asaib Ehli Hak lideri Kays el-Hazeli ve Bedr Örgütü lideri Hadi el-Amiri, kararnameyi memnuniyetle karşıladıklarını belirten siyasetçiler arasında yer aldı. Şarku’l Avsat’a kararnameye ilişkin değerlendirmede bulunan Seraya es-Selam Sözcüsü Safa et-Tamimi, bütün şehirlerde Seraya es-Selam adını taşıyan büroların kapatılması için çalışmalara başladıklarını ifade etti. Tamimi, “Seraya ilgili kararname ve Sadr’ın talimatı doğrultusunda tüm büroların kapatılması işlemlerine başladı. Bu bağlamda Bağdat ve Nasıriyye’deki merkez bürolar başta olmak üzere bütün illerdeki bürolar kapatılacak. Seraya es-Selam, ilgili kararnamenin devletin güçlenmesini ve silahların devlet elinde toplanmasını sağlayacağına inanıyor. Bu nedenle gereğini yerine getirdi. Bugün Haşdi Şabi Heyet’ine bağlı üç tugayımız bulunuyor. Bunlar Samarra bölgesinde Haşdi Şabi şemsiyesi altında faaliyet gösteriyor” diye konuştu. Ancak Abdulmehdi’nin kararına yönelik son iki gündür farklı tepkilerin geldiği görülüyor. İran ile güçlü bağları bulunan Nuceba Hareketi Siyasi Meclis üyesi Firas el-Yasir, hareketin Irak ve Suriye’deki varlığına işaret ederek, şunları kaydetti; “Kararname Haşdi Şabi’ye katılmış gruplardan bahsediyor. Bizim Nuceba Hareketi olarak Haşdi Şabi çatısı altında sadece 12 tugayımız bulunuyor. Bu karar, Irak toplumunda mukaddesatları koruma kültürüne sahip başka bireylerin varlığını engelleyemez. Nuceba’nın Suriye’deki varlığı Suriye hükümetinin talebi üzeredir. Ayrıca Irak hükümeti de bunun farkında. Bu nedenle bu konuda hiçbir sorun bulunmuyor.”Irak Hizbullah Tuğayları’ndan açıklama yapılmadı Öte yandan İran’a yakınlığıyla bilinen Irak Hizbullah Tugayları kararnameye uyma noktasında olumlu veya olumsuz herhangi bir açıklama yapmadı. Ancak Hizbullah Tugayları’ndan son olarak yapılan açıklamada, ilgili kararların Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) silahlı gücü Peşmerge güçlerine de uygulanması talebi dile getirildi. Peşmerge ile ilgili sert ifadelerin yer aldığı açıklamada, “Yabancı devletlerin ve çevrelerin emrinde olan ve bunlardan destek alan Peşmerge güçlerinin rolü ele alınmalı” ifadeleri kullanıldı. Hizbullah Tugayları, ayrıca hükümete, PKK başta olmak üzere Irak içindeki yabancı silahlı güçlerin faaliyetlerini engelleme çağrısında bulundu. Şarkul Avsata konuşan ve isminin açıklanmasını istemeyen Haşdi Şabi yöneticisi de kararname ilgili birtakım değerlendirmelerde bulundu. Yönetici, “Haşdi Şabi Heyeti çatısı altındaki grupların en büyük çelişkisi bazı gruplarının ikiye bölünmüş olmasıdır. Bunların ilki Haşdi Şabi ile birliktedir ve Irak Hükümeti’nin vermiş olduğu bütün kararlara bağlıdır. Diğer grup ise ülke dışında faaliyet göstermekte ve İran’ın talimatlarına uymaktadır. İranlılar, destekçilerine Irak hükümetinin talimatlarına uymaları yönünde baskı uyguluyor. Ancak Washington ve Tahran arasında bir silahlı çatışma yaşanması halinde bu talimatların yürürlükte kalıp kalmayacağı hususu net değil” dedi.Yönetici açıklamasının devamında ise şunları kaydetti; “Aslında bu kararnamenin arkasında, hem Haşdi Şabi’ye bağlı gruplar ile devlet arasında hem grupların kendi aralarındaki ilişkilerde meydana gelen derin güven kaybı yatmakta. Özellikle şunu biliyoruz: Hükümet, İran destekli grupların yabancı güçlerle kendi arasında bir soruna yol açmasından endişe ediyor.” Haşdi Şabi yöneticisi, son günlerde bölgede tırmanan gerginliğin, ABD’nin bazı grupları bölgedeki çıkarlarını tehdit etmekle suçlaması ve Haşdi Şabi’ye bağlı gruplar arasında silahlanmanın artmasının taraflar arasında güven kaybına neden olduğunu ifade etti.
مشاركة :