Nükleer anlaşma tarafları Viyana’da ‘olağanüstü’ toplanacak

  • 7/24/2019
  • 00:00
  • 1
  • 0
  • 0
news-picture

İran ve İngiltere arasında tanker krizi sürerken, nükleer anlaşmanın tarafları, 28 Temmuz Pazar günü, Avusturya’nın başkenti Viyana’da yapılacak olağanüstü toplantıda bir araya gelecek. İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, İngiltere’nin yeni Başbakanı Boris Johnson’a yazdığı tebrik mesajında, İngiliz mevkidaşı Jeremy Hunt’ın ifadelerini kullanarak, ‘çatışma istemiyoruz’ dedi. Zarif, mesajında ayrıca İngiltere’nin ülkesine ait petrol tankerini ‘ABD’nin talimatıyla’ alıkoyduğunu iddia etti. İran, ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesiyle ekonomisinde yaşanan zararın tazmini için Avrupalı anlaşma ortaklarının taahhütlerini yerine getirmemesi durumunda, önümüzdeki Eylül ayına kadar bu çerçevede sınırı aşarak anlaşma şartlarını ihlal edeceğini duyurmuştu. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, geçtiğimiz Pazartesi yaptığı açıklamada, Dışişleri Bakan Yardımcısı Abbas Arakçi’nin Ruhani’nin Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a yazdığı mektubu iletmek için Paris’e gittiğini bildirdi. İran merkezli Elf adlı internet sitesi, güvenilir kaynaklara dayandırarak verdiği haberde, Ruhani’nin mesajında Tahran-Washington gerilimi için ‘alternatif bir plan’ bulunduğunu ileri sürdü. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Ruhani ile daha önce gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde, gerilimin tırmandırılmasına karşı uyarmış ve danışmanı Emmanuel Bonn’u 9 Temmuz’da Tahran’a göndermişti. İran Dini lideri Ali Hamaney’in belirlediği şartlar doğrultusunda Tahran’ın taahhütlerini azaltmasıyla beraber nükleer anlaşma düşmeyle kalkma arasında gidip geliyor. İranlı diplomatlar, Hamaney’in şartlarını, ‘uçurumun kenarında yürümeye’ benzetiyor. Zira İran, ABD’nin çekilmesi sonrasında AB ülkeleri Almanya, Fransa ve İngiltere’ye verdikleri taahhütleri yerine getirmediği gerekçesiyle sert eleştiriler yöneltmişti. Söz konusu AB ülkeleri ise bu iddiayı reddediyor. İran’ın nükleer zenginleştirilmiş uranyum sınırını aşma tehdidini gözden geçirmesi amacıyla Haziran sonu Viyana’da düzenlenen toplantı başarısızlıkla sonuçlanmış Tahran toplantı sonrası anlaşma kapsamında belirlenen 300 kilogramlık zenginleştirilmiş uranyum sınırı aştığını ve sözleşmede geçen yüzde 3.67 oranın üzerine çıktığını duyurmuştu. İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Abbas Arakçi de toplantının ardından yaptığı açıklamada, görüşmenin taahhütleri azaltma noktasında kendilerini ikna edecek kadar yeterli olmadığını kaydetti. Avrupa Birliği Dış İlişkiler Servisi (EEAS) tarafından dün yapılan açıklamada, toplantının, Fransa, Almanya, İngiltere ve İran’ın talebi üzerine gerçekleştirileceği ve kapsamlı eylem planının uygulanması ile ilgili konuların tüm yönleri ile ele alınacağı aktarıldı. Açıklamada, İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya ve Çin’i kapsayan toplantıya, EEAS Genel Sekreteri Yardımcısı Helga Schmid’in başkanlık edeceği ifade edildi. Ancak bu sefer Körfez’de yaşanan kriz ve Boris Johnson’ın İngiltere’nin yeni başbakanı olarak seçildiği bir atmosferde yapılacak Viyana toplantısında, İngiltere’nin Trump’ın yaklaşımına yakın bir tutum sergilemesi bekleniyor. Toplantıda, İngilizler ile İranlılar Körfez’de yaşanan tanker krizinden bu yana ilk kez yüz yüze gelmiş olacak. Öte yandan nükleer anlaşmanın askeri boyutlarının hazırlanmasında merkezi rol üstlenen Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Yukiya Amano’nun hayatını kaybetmesinin ardından İran, kurumun başına getirilecek yeni ismi yakından takip edecektir. İran, bu ay birçok kez, ABD yaptırımlarının kaldırılması halinde Washington’ın müzakere masasına dönmesinin sakıncası olmayacağını belirtti. İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif de geçtiğimiz hafta, ülkesinin nükleer anlaşma hususunda yeniden müzakereleri reddeden tavrından geri adım attı. Zarif, New York’ta yaptığı açıklamada, nükleer anlaşmadaki maddelerin bazıları için ülkesinin müzakereye açık olduğunu ifade etti. Zarif’in müzakereye açık olduğunu söylediği madde, İran’ın bazı yükümlülüklerinin sona erdiği dönemi kapsıyor ve anlaşmanın en önemli kısımlarından birini oluşturuyor. Söz konusu kısma, ABD’nin eski Başkanı Obama tarafından 2 yıl boyunca yürütülen müzakereler sonucu varılmıştı. Ancak Zarif’in sözünü ettiği kısım, balistik füze programı ve İran’ın bölgedeki faaliyetlerini kapsamıyor. Bu iki konu ise ABD’nin anlaşmadan çekilme gerekçesiydi. Körfez’deki gemilere yönelik sabotaj eylemleri, İran’ın ABD İHA’sını düşürmesi, ABD’nin de yanıt olarak İran İHA’sını düşürmesi gibi gelişmeler İran-ABD krizinin daha da derinleşmesine yol açtı. Tahran-Londra hattında ise tanker alıkoyma krizi nedeniyle sular durulmuyor. İngiltere ordusuna bağlı kuvvetler, Temmuz başında Cebelitarık Boğazı’nda Suriyeye yasa dışı ham petrol taşıdığı gerekçesiyle bir İran tankerini alıkoymuş, bunun üzerine İran da geçtiğimiz Cuma günü Hürmüz Boğazı’nda ‘Stena Impero’ adlı, İngiliz bandıralı petrol tankerini alıkoymuştu.Zarif’ten Johnson mesajı İran Dışişleri Bakanı Zarif, eski mevkidaşı ve yeni İngiltere Başbakanı Johnson için yayınladığı tebrik mesajında, çatışma istemediklerini belirterek, İran’ın gerilimi düşürmeye çalıştığını ifade etmesi dikkati çekti. Zira bu ifadenin, İngiltere Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt’ın son açıklamasında deniz güvenlik gücü oluşturma planına karşı yanıt olarak geldiği belirtiliyor. Hunt, açıklamasında, ülkesinin Hürmüz Boğazı’nda seyrüsefer güvenliğini sağlamak adına Avrupa önderliğinde bir deniz güvenlik gücü oluşturmakta kararlı olduğunu ifade etti. Hunt, sözlerinin devamında ise bu durumun ABD’nin İran’a yönelik azami baskı uygulama politikasıyla bir ilgisi olmadığını ve ülkesinin halen nükleer anlaşmaya bağlı olduğunu kaydetti. Bu plana karşı Zarif, önceki gün Twitter hesabından paylaştığı mesajda, “İngiltere Başbakanı olan eski mevkidaşım Boris Johnsonı tebrik ederim. İran çatışma istemiyor ancak Basra Körfezinde bin 500 mil uzunluğunda kıyı şeridimiz var. Burası bizim kara sularımız ve bunu koruyacağız. May hükümetinin, İrana ait petrol tankerini, ABDnin talimatıyla alıkoyması açık bir korsanlıktır” ifadelerine yer verdi. Tesnim Haber Ajansı ise Zarif’in mesajı için ‘anlamlı bir tebrik’ nitelemesinde bulundu.İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangiri, ülkesinin İngiliz petrol tankerini alıkoyması ile ilgili olarak şunları kaydetti; “Güç dilini kullanmak istediler. Ancak bizim de aynı şekilde gücün diline sahip olduğumuzu anladılar. İran olmadan Körfez güvenliği hayal bile edilemez. İran Hürmüz Boğazı ve Körfez’deki güvenliği koruyor. Başkalarının İran’a yönelik edep dışı konuşmaların bir faydası olmayacağını bilmesi gerekir.” Bölgede yabancı güçlerin oluşturacağı bir koalisyona ihtiyaç duyulmadığını belirten Cihangiri, “Bu tür koalisyonlar ve yabancıların Basra Körfezindeki varlığı zaten güvensizliğe neden oluyor. Koalisyon oluşturulması güvensizliği artırmaktan başka bir işe yaramaz” dedi.İran hükümetinden yapılan açıklamada, Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi ile görüşme sırasında Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin şu ifadeleri kullandığı belirtildi; “Tarih boyunca İran, Umman Körfezi, Basra (Arap) Körfezi ve Hürmüz Boğazında gemicilik faaliyetinin sürdürülebilmesi için temel koruma görevini üstlenmiştir. Bölgesel sorunların komşular ve bölge ülkeleri arasında gerçekleştirilecek diyalog ve müzakerelerle çözülmesi gerekir.” ISNA’nın aktardığına göre Cihangiri, Tahran’da yaptığı konuşmada, ülkesinin bir yıldan fazla bir süredir ABD’den beklentisi olmadığını, ancak diğer tarafların Washington’ın taahhütlerini yerine getirmelerini beklediğini ve ABD’nin bu yönde herhangi bir şey yapmadığını söyledi.  Cihangiri, “Amerikalılar, yaptırımların ekonomimizi çökerteceğini zannetti. Ancak bu yönde attıkları adımlar bizim petrole olan bağlılığımızı azaltmaya yaradı” dedi. İran İstatistik Merkezi tarafından yayınlanan yeni rapora göre İran’da 2019 yılı Haziran ve Temmuz ayı enflasyon oranı, önceki yılın aynı aylarına göre yüzde 48 arttı. Rapora göre İran’da halk şehirde yaklaşık yüzde 47, köylerde yüzde 54lük enflasyon ile karşı karşıya kaldı.İran: ABD’nin Körfez’deki hareketlerini izliyoruz İran Deniz Kuvvetleri Komutanı Amiral Hüseyin Hanzade de Körfez bölgesindeki tüm ABD gemilerini izlediklerini ve günlük hareketlerini yansıtan görüntülere sahip olduklarını söyledi. Genç Gazeteciler Kulübünün haberine göre Hanzade, “ABD başta olmak üzere tüm düşman gemilerini bölgeye girdikleri andan itibaren izliyoruz” diyerek, insansız hava araçları (İHA) ile tüm hareketlerinin kayıt altına alındığını da sözlerine ekledi. Hanzade, geçtiğimiz Cuma günü Hürmüz Boğazı’nda alıkonulan ‘Stena Impero’ İngiltere bandıralı petrol tankerindeki 23 kişilik mürettebatın kimlikleri hakkında şüpheleri olduğunu belirterek, “Gemiye çok sayıda İngiliz askeri yerleştirilmiş olabilir. İran Deniz Kuvvetleri Komutanı, bunu araştırıyor. Ticari gemilerde hiçbir askeri güç bulunmamalıdır. Uluslararası hukuka göre bu tür gemiler ‘kirli gemiler’dir ifadelerini kullandı. Hanzade, körfez bölgesindeki tüm ABD gemilerini günlük olarak takip ettiklerini ve kaydedilen görüntülerin arşivlendiğini söyledi. Hanzade açıklamasında “Tüm düşman gemilerini özellikle de Amerikan gemilerini bölgeye girdikleri andan itibaren adım adım takip ediyoruz” dedi ve tüm gemilerin hareketlerinin de insansız hava araçları tarafından fotoğraflandığını söyledi. İran devlet televizyonu önceki gün İran’ın Hürmüzgan eyaletindeki Bender Abbas Limanı’nda demirlenmiş olan ‘Stena Impero’ gemisini ekrana getirdi. Görüntülerde, çoğu Hint asıllı 23 kişinin bir masa etrafında oturdukları görülüyor. Öte yandan İran Sivil Savunma Teşkilatı Başkanı Gulam Rıza Celali, İngiliz petrol tankerinin alıkonulmasını ‘İngiltere’nin deniz hâkimiyetinin sonu olduğunun habercisi’ şeklinde yorumladı. Geminin sahibi Stena Bulk şirketi tarafından dün yapılan açıklamada, hala tankerin mürettebatını ziyaret etmek için izin beklediklerini kaydetti. Reuters’ın aktardığı açıklamada, “Hindistan, Rusya, Letonya ve Filipinlerdeki etkilenen aileleri destekleme çabalarımıza odaklanmaya sürdürüyoruz. 23 mürettebatın tamamı serbest bırakılana ve ailelerine güvenli bir şekilde geri dönene dek tam destek vermeye devam edeceğiz” ifadeleri kullanıldı. Şirketin Stena Impero’nun Hürmüz’den geçişi için gerekli belgeleri sunduğu ve uluslararası seyrüsefer kanunlarına bütünüyle uyduğu belirtilen açıklamada, “Stena Impero’nun bir çarpışmaya karışmadığını teyit edebiliriz. Zira böyle bir iddianın kanıtı yok” denildi.

مشاركة :