Dürzi tabanlı Lübnan Demokrat Partisi (LDP) lideri Talal Arslan’ı, geçen ayın sonlarında Cebel-i Lübnan’da yaşanan olaya ilişkin dosyanın, Askeri Mahkeme de dahil olmak üzere diğer yargı kanallarına geçmeden önce doğrudan Yargı Konseyi’ne taşınması talebinden vazgeçirmeye ikna etme çabaları başarısızlıkla sonuçlandı. Dosyanın Lübnan’daki en yüksek mahkemelerden biri olan Yargı Konseyi’ne taşınması meselesi çözülmeden kalırken, (Dürzi) İlerici Sosyalist Parti (İSP) Genel Başkanı Velid Canbolat da “Bakan Salih el-Garib’e eşlik eden iki korumanın öldürüldüğü Cebel-i Lübnan olayı ve Mayıs 2018’de Arslan yandaşları tarafından ateş açıldıktan sonra bir İSP’linin öldüğü Şufat suçu dosyası” hususlarında yeni bir çözüm önerisinde bulundu. Canbolat ayrıca, gerekirse bu iki dosyanın Yargı Konseyi’ne taşınması gerektiğini de belirtti. Canbolat, Twitter hesabı aracılığıyla yaptığı açıklamada, “İnsanlara ve akıllarına en düşük düzeyde saygı duyuluyor. Bir hatırlatma olarak, Bsatine (Kabr Şamun) olayı, Şufat suçuna yol açan bazı askeri gösterilerde geçmişe dayanan bir kaosun sonucudur. Bu yüzden iki olayı birleştirmenin zamanı geldiğine inanıyorum. Yetkili makamlar, bu iki konu için Yargı Konseyi’ne nasıl ihtiyaç duyulacağına karar veriyor” ifadelerini kullandı. Öte yandan Arslan, dosyayı Yargı Konseyi’ne taşıma hususunda ısrarını sürdürürken, Cumhurbaşkanı Mişel Avn ve Başbakan Saad Hariri’yi de olayı aza indirmemeye çağırdı. Talal Arslan, Mülteci İşlerinden Sorumlu Bakan Salih el-Garib ile birlikte, 24 Temmuz’da Ayn el-Tina’da Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri’yi ziyaret ederken, “Sahip olduğumuz her şeyi önerdik. Çok fazla talebimiz yok. Adalet ve Bakan Garib başta olmak üzere şehitlerin haklarını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı. Arslan, “Önyargı veya suçlama parmaklarının haksız ve yanlış yere yönelmesini istemiyoruz. Soruşturmayı manipüle etmek istemiyoruz. Tek istediğimiz şey, dosyayı Yargı Konseyi’ne sev etmek” şeklinde konuştu. Vicdanının rahat olduğunu söyleyen Talal Arslan, bu suçu işlemediğini veya bu suça katkıda bulunmadığını belirterek, bu pusunun Yargı Konseyi’ne devredilmesi gerektiğini ifade etti. Arslan ayrıca, “Bizi ilgilendiren, olayların küçültülmesini reddetmektir. Bu durumu kesinlikle reddediyoruz. Bu sahneye tanık olmayacağız” dedi. Şarkul Avsatın haberine göre “Kimsenin kolunu kastetmiyoruz. Ancak kanlarını ödeyen şehitlerin bir hakkı var. Kanlarına ve iç barışa saygı çerçevesinde taleplerimiz, ısrarımız Yargı Konseyi’ne dair” diyen Talal Arslan, sözlerinin devamında ise “Bir bakanın arabasına 19 mermi isabet ediyor. Bu durumda bir yetkilinin çıkıp da yaşananların bir hata veya rastgele bir atış olduğunu söylemesi nasıl kabul edilebilir?” şeklinde konuştu. Arslan, “Kimseye dair bir örtü yok. Salih el-Garib ve diğerlerinin de cevap vermesini istiyorum. Yaşananlar, bir olay veya sorun değil. Lübnan hükümetinde bir bakana yönelik pusu ve suikast girişimidir” ifadelerini kullandı. “İnsanların haklarını kendi ellerine almalarına izin vermiyorlar. Yargı Konseyi’ne gidelim, her şeyde açık olacağız” diyen Arslan, Bakanlar Kurulu’na da toplanma çağrısı yaptı. Talal Arslan ayrıca, daha önce bir fikir birliğine ulaşılmamışsa dosyanın Yargı Konseyi taşınması için oylama yapılmasını isteyerek, Cumhurbaşkanı Mişel Avn ve Başbakan Saad Hariri’ye de olayları küçültmenin tehlikesinin farkına varma çağrısında bulundu.Cebel-i Lübnan krizi nedir? Dürzi tabanlı İlerici Sosyalist Parti (İSP) ile (Dürzi) Lübnan Demokratik Partisi (LDP) arasındaki siyasi kriz, 30 Haziran’da Mültecilerden Sorumlu Devlet Bakanı Salih el-Garib’in 2 korumasının öldürülmesi ve 3 korumasının da yaralanması sonrasında tırmandı. Garib, İSPnin rakibi LDP mensubu. Saldırı Maruni Hristiyan tabanlı Özgür Yurtsever Hareket (ÖYH) Genel Başkanı Cibran Basilin bölgeyi ziyareti esnasında Basilin konvoyuna düzenlendiiği için Cebel-i Lübnandaki Hristiyan kesimi de krizin bir tarafı yapıyor. Cebel-i Lübnan ili, başkent Beyrut çevresindeki Lübnanın merkezi bölgesini oluşturuyor. 1 milyon 800 bin nüfuslu dağlık bölgenin yüzde 85i Maruni Hristiyan, yüzde 10u Dürzi, yüzde 3ü Şii ve yüzde 2si Sünnilerden müteşekkil. Krizin yaşandığı Aley ilçesinde ise Dürzi ağırlıklı olmakla birlikte Hristiyan nüfus da bulunuyor. Lübnan kamuoyu Cebel-i Lübnanda patlak verecek bir iç çatışmanın tüm ülkeye yayılmasından ve 1975-1990 yıllarında yaşanan iç savaşın tekrarlanmasından endişe ediyor.
مشاركة :