Geçtiğimiz Mayıs ayında Cezayir’de yolsuzluk savaşının başlamasından bu yana yargı ilk defa, Yolsuzluğu Önleme Dairesi’ni Abdulaziz Buteflika’nın iktidarlık dönemindeki son Adalet Bakanı olan 68 yaşındaki Tayib Luh’a karşı derinlemesine bir soruşturma açmakla görevlendirdi. Avukatlar, adalet sektöründe çalışan diğer görevliler ve sosyal paylaşım sitelerinde faaliyet gösteren aktivistler, 24 Temmuz’da Cezayir’deki Sidi Muhammed Mahkemesi’nin yayınladığı bir bildiride, davaların niteliği hakkında ayrıntıya yer vermeden, Luh’a soruşturmanın bir gereği olarak yurt dışına çıkış yasağı getirildiğini belirtti. Cezayir Mahkemesi’nin eski iktidar Ulusal Kurtuluş Cephesi liderliğine karşı kararı öncesinde Cezayirlilerin büyük bir kesimi, en son (2013- 2019 yılları arasındaki) Adalet Bakanlığı olmak üzere, Buteflika’nın iktidarlık dönemi sırasında bazı önemli pozisyonlara öncülük ettiği göz önünde bulundurulduğunda Luh’un soruşturma için çağrılmamasının nedenlerine dair sorular gündeme getirdi.İadeiitibar Yolsuzluğu Önleme Dairesi’nin Luh’a karşı ön soruşturma başlatmayla görevlendirilmesi hususunda açıklamada bulunan avukat ve insan hakları aktivisti Abdul Ğani Badi, “Bu devlet organı; şikayetleri ve raporları inceleme, soruşturma ve bildirme yetkisine sahiptir ve teklif edilmeden otomatik olarak harekete geçebilir” ifadelerini kullandı. Badi, “Ancak yolsuzlukla mücadeleyle ilgili tüm çıkar çalışmaları kısıtlandı ve bunlar üzerine bir tür hegemonya uygulandı. Böylece birçok dosya, kilitli çekmecelerde kaldı” şeklinde konuştu. Independent Arabai’dan İman Uveymer’e konuşan Badi, “Özellikle de bu organın elinin, aynı açık mesajla Luh dosyasına uzanması, Buteflika iktidarı sırasında işlevsiz kalan organların, artık aynı olmadığını gösterdi. Felce sebep olan ilk kişi, ilk kurban olacak” ifadelerini kullandı. Buna rağmen Badi, “Bu dosyalara dair gelecekteki yargı süreci bilinmiyor ve bu süreç, yargının bağımsızlığı ve siyasi irade ile bağlantılıdır” dedi.Reformlarla övünmek Tayib Luh, 1979 yılında hukuk eğitimi alanında lisans diploması aldı. 1981 yılında cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile hakim olarak atanırken, 2013 yılında Adalet Bakanı olarak göreve başlayana kadar adli makamlarda çeşitli görevlerde bulundu. Abdulaziz Buteflika iktidarındaki en önemli isimlerden biri olarak nitelendiriliyor. Savunucuları, başta Adalet Bakanlığı olmak üzere Luh’u görev süresi boyunca ‘başarılı’ olarak nitelendirirken, Cezayir’de insan haklarındaki gerilemeyi kınayan uluslararası raporların ‘önyargılı’ nitelendirmeleri de dahil Luh’u ‘inkarcı’ olarak nitelendirenlere de eleştiride bulunuyor. Tayib Luh, Cezayir’in batısındaki Tilimsan şehrinde, Buteflika’nın bulunduğu aynı bölgeden geliyor. İnsan hakları aktivistleri tarafından, Cezayirlilerin ‘çete’ olarak nitelendirdiği unsurlara hizmet etmekle suçlanıyor. Buteflika’ya yönelik bağlılığını göstermesine rağmen Luh, cumhurbaşkanının yerine ülke liderliğine geçme arzusunu da gizlemedi. Öyle ki halk hareketinin öncülük ettiği son aylarda, siyasi sahnede görünmeye başladı ve Buteflika sonrası dönemde kendisine yer edinmek için siyasi açıklamalarda bulundu. Birçok gözlemci, (ülkenin tanık olduğu tıkanıklık durumunun üstesinden gelmek için güvenilir olan diyalog oturumlarının başlamasından haftalar önce) Cezayir sokaklarının yargının bağımsızlığına güvence verilmesini ve Buteflika’nın adamlarına karşı yetkililerin üstlendiği yolsuzluğa karşı savaşa meşruiyet verilmesini amaçlayan bir mesaj olarak, Luh’un yolsuzluk meselesiyle soruşturulacağını düşünüyor.Aleni yargılama Cezayir’de yolsuzluğa adı karışan liderlere yönelik soruşturma devam ederken, yargı sürecinin aleni şekilde gerçekleşmesini isteyen sesler de duyulmaya başladı. Söz konusu bu talep, Abdurrezzak Kasum’un başkanlığındaki Cezayirli Müslüman Alimler Derneği tarafından gündeme getirildi. Öyle ki Kasum, gazetecilere yaptığı açıklamada, yolsuzluk olaylarına adı karışan isimlerin yargılanmasının, ‘kamuya açık’ ve ‘şeffaf’ bir şekilde gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtti. Hızlı şekilde, ulusal bir yetkinliğe ve güvenilirliğe sahip bir hükümetin kurulması çağrısı yapan Abdurrezzak Kasum, maddi yolsuzluk, zimmete geçirme veya siyasi davaları bozma meselelerine adı karışan isimlerin yeri olmadığına dikkati çekti. Luh’’un yargılanma sürecinde, soruşturulan (eski rejime mensup) bakanların sayısı 13’e yükselirken, bakanların 8’i ise tutuklandı. Gözaltına alınan son bakan ise yasadışı anlaşmalar ve işadamlarının yararına sözleşmeler imzalamakla ilgili bir yolsuzluk dosyasına adı karışan eski Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Ammar Gul oldu. Eski başbakanlar Ahmed Uyahya ve Abdul Malik Sellal’ın yanı sıra eski Sanayi Bakanı Mahcub Bada, 17 Temmuz’da yasadışı imtiyazlar sağladığı gerekçesiyle yargılandıktan sonra, hapis cezasına çarptırıldı. Eski Ticaret Bakanı Amara bin Yunus, eski Dayanışma Bakanları Cemal Velid Abbas, Said Barakat ve eski Sanayi Bakanı Yusuf Yusufi de hapis cezasına çarptırılırken, eski Ulaştırma Bakanı Abdul Gani Zaalan ve eski Maliye Bakanı Kerim Cudi de dahil olmak üzere birçok bakan da adli denetim altında tutuluyor.
مشاركة :