Rusya ve Suriye savaş uçakları İdlib ve Hama’ya bağlı köylere yönelik hava saldırılarına devam ediyor. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) gerçekleşen son bombardımanlarda 9 sivilin öldüğünü aktardı. Suriye rejimi ve müttefiki Rusya’ya ait savaş uçakları son üç aydır sağlık tesisler, okullar ve pazar yerleri dahil olmak üzere Suriyenin kuzeybatısındaki bölgelere yoğun hava saldırıları gerçekleştiriyor. Analistlere göre yaşanan bu gerginlik Şamın muhaliflerin son kalesi olan bu bölgenin kontrolünü yeniden kazanma konusundaki ısrarını yansıtıyor. Muhalifler, gerginliği “soykırım” olarak nitelendirirken, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) devam eden bombardımanlara karşı “uluslararası kayıtsızlığı” kınadı. OHCHR, hava saldırılarının başlamasından bu yana 400 binden fazla insanın daha güvenli bölgelere kaçmak zorunda kaldıklarını belirtti. İdlib ve çevresi, Türkiye ve Rusya arasında Eylül 2018’de Soçi’de imzalanan anlaşma uyarınca kurulan rejim güçleri ve muhalif gruplar arasında silahlardan arındırılmış Gerginliği Azaltma Bölgesi kapsamında yer almasına rağmen nisan ayından bu yana rejim ve Rus savaş uçaklarının hava saldırılarına hedef oluyor. Fransız Haber Ajansı’na (AFP) konuşan İstanbul merkezli Omran Stratejik Araştırmalar Merkezi araştırmacısı Nawar Oliver “İdlib’de sivillerin, pazar yerlerinin, sağlık tesislerinin ve altyapının doğrudan hedef alındığı korkunç bir yıpratma operasyonu yürütülüyor” ifadelerini kullandı. Oliver’a göre Suriyeli muhaliflerin ve grupların ailelerinin merkezi haline gelen bölgeye yönelik saldırıların birinci önceliği muhalif gruplar üzerindeki baskıları artırmak ve halkın muhaliflere verdiği desteği kırmak. Gerginliğin gelecekteki olası bir kara operasyonuna zemin hazırladığını söyleyen Oliver, Türkiye ve Rusya arasında yapılan anlaşmanın rejimin bölgeyi hedef alan saldırılarını geçici olarak ertelemesine veya askıya almasına neden olduğunu belirtti. Heyetu Tahriruş Şam’ın (HTŞ) kontrolü altında olan, kısıtlı nüfuza sahip bir takım İslamcı grupları barındıran ve çoğunluğunu rejimin kontrolü altındaki bölgelerde kalmayı kabul etmeyerek Şam’la anlaşma imzalayan binlerce muhalif savaşçı ve sivillerin oluşturduğu 3 milyon kişiye ev sahipliği yapan İdlib, Şam’ın kontrolü dışında kalan yerler arasında öne çıkıyor. BM Nisan ayından bu yana sağlık tesisleri ve sağlık ekiplerini hedef alan 39 saldırı düzenlediğini ve bombardımanlar sonucu en az 50 okulun zarar gördüğünü belirtti. Bununla birlikte BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, cuma günü yaptığı açıklamada sivil tesislerin tesadüfen vurulmuş olması ihtimalinin pek mümkün görünmediğini ve sivillerin kasıtlı olarak hedef alınmasının bir savaş suçu olduğunu belirtti. Suriye konusunda uzman Samuel Ramani de AFP’ye yaptığı değerlendirmede, Rusya’nın Esed rejimine Suriye’nin yeniden birleşmesi için daha önce hiç olmadığı kadar baskı uyguladığını söyledi. İdlib’in güney kapısı olan Hama’ın kuzey kırsalındaki şiddetli çatışmalara rağmen rejim güçleri, İdlibin derinlerine doğru hiçbir stratejik ilerleme kaydedemedi. Çatışmalar ve bombardımanlar devam ederken Hamanın kuzey kırsalı ve komşusu olan İdlibin güney kırsalındaki çok sayıdaki köy ve kasaba tamamen boşaltıldı. Analistler, Türkiyenin Suriye’nin kuzeybatısındaki muhalif gruplara verdiği askeri desteğin başarısızlığını, askerlerinin çoğunu Rusya ile yapılan anlaşma gereği bölgedeki gözlem noktalarında konuşlandırmasına bağlıyorlar. Rusya’nın Türkiye’den “muhalif gruplara verdiği askeri desteği” bırakmasını istediğini söyleyen Ramani’ye göre Rusya desteğe devam etmesi halinde bu durumun İdlib’de Esed rejimine daha fazla meydan okunmasına yardımcı olacağından çekiniyor. Ramani’ye göre Ankara, Suriyeli muhalif grupları uzun zamandır olduğundan daha etkili bir şekilde destekliyor gibi görünüyor. Türkiye, rejim güçlerinin İdlib’i hedef alan saldırılarının, son gerginliğin ardından sınırlarına yakın kamplarda ve açık alanlarda toplanan binlerce ailenin daha fazla Suriyelinin yerinden edilmesine ve Türkiye’ye kaçmaya çalışmasına yol açacağından endişeli. İdlib’deki gerginlik, bu hafta Türkiye, Rusya ve İran tarafından Kazakistan’ın Astana şehrinde yapılması planlanan yeni müzakere turunu gölgede bırakabilir. Yeni Amerikan Güvenlik Merkezinde araştırmacı olan Nicholas A. Heras, AFP’ye verdiği demeçte İdlib’de altyapının imha edilmesinin bölge sakinlerini Türkiye’nin desteğine daha fazla bağımlı hale getirdiğini söyledi. Heras, muhaliflerin son müttefiki Türkiyenin Suriyede yakın vadede uzlaşmaya hazır olup olmadığı açık olmasa da Moskova’nın kısa vadede İdlib’de artan Türk etkisiyle bir arada var olabileceğini ancak Şam’ın Türkiye’yi şu an için Suriye dışında istediğini belirtti. Ancak Suriye rejiminin İdlib’in kontrolünü yeniden ele geçirmesinin kolay olmayacağını vurgulayan Ramani, “İdlib’in kontrolü Esed için yavaş bir yıpratma savaşı olacak” ifadesini kullandı.
مشاركة :