Çin ve Ukrayna savaşı: Zor bir durum ve daha büyük rol için bir fırsat

  • 4/3/2022
  • 00:00
  • 14
  • 0
  • 0
news-picture

Çin ne yapıyor? Bu, Ukraynadaki savaşın gündeme getirdiği büyük sorular arasında tüm başkentlerde sorulan bir soru. Şimdiye kadar cevap belirsiz. Güçlü Çinin kafası karışık, çünkü Rus işgali onu hassas ve zor bir duruma soktu. Ne Ukraynadaki savaşı kınıyor ne de işgal olarak nitelendiriyor, bunun yerine Ukrayna krizi terimini kullanıyor. Rusya’yı savunamıyor, bu nedenle Batının işgale karşı Güvenlik Konseyine sunduğu karar taslakları için oy kullanmaktan kaçınıyor. Rusyanın Donbassta yaptığı gibi bölgelerin ve halkların herhangi bir ülkeden ayrılmasını desteklemek onun çıkarına değil, çünkü bu Tibet meselesi ve Uygurların Sincan bölgesi için emsal olabilir. Washington için "en büyük meydan okuma" olarak kendisiyle "çatışma, iş birliği ve rekabet"e odaklanan ABD stratejisini görmezden gelmesi de mümkün değil. Rusya savaşından kısa bir süre önce, Başkan Vladimir Putin Pekini ziyaret etmiş ve yayınlanan ortak bildiride duyurulduğu gibi Başkan Şi Cinping ile sınırsız ortaklık konusunda anlaşmıştı. Şi Cinping daha sonra ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı telefon görüşmesinde savaş için, "Bu, asla görmemiş olmayı dilediğimiz bir şey" dedi. Ama Çin, hiçbir şey yapmaması mümkün olmayan bir süper güç ve Şinin Biden ile konuşmasında atıfta bulunduğu Çin atasözünün arkasına da saklanamaz: "Bir kaplanın boynuna takılı çıngırağı, asan çıkarır." Çin, dengeli pozisyonu ile Moskova ve Kiev arasındaki anlaşmazlığı çözmek ve savaşı sona erdirmek için arabuluculuk çabasında olan ve bu çabasını sürdüren, ama çabaları sonuçsuz kalan orta ve küçük ülkelerin pozisyonlarından farklıdır. Çin, Rusyanın ana müttefiki ve pozisyonları değiştirme gücü büyük. İçinde bulunduğu zor durum aynı zamanda, savaşı durdurmakta başarılı olmaya yeterli bir arabuluculuk için fırsat teşkil ediyor. Savaş devam ettikçe, kendisini dünyada "terk edilmiş" bir konumda bırakan Moskova ile Pekin arasındaki stratejik ittifakı derinleştirmek kolay değil. Hiç kimse Çinin ABD ve Avrupa ile olan ekonomik çıkarlarından vazgeçmesini beklemiyor. 2021 istatistiklerine göre Çin, Rusya ile 147 milyar dolar, ABD ile 657 milyar dolar ve Avrupa ile 828 milyar dolar ticaret hacmi kaydetti. Buna ek olarak Çin, Asyadan Avrupa, Ortadoğu ve Afrikaya uzanan "Bir Kuşak Bir Yol" projesine 1 trilyon dolar fon ayırdı. Putin, Sovyetler Birliğinin yaptığı gibi, jeopolitik hesapları ekonomik hesapların önüne koyduysa bile, Şi, ekonominin gücüyle güçlenen ve zayıflığıyla zayıflayan jeopolitika yerine ekonomiye öncelik verme konusunda dikkatli. Pek çok kişinin korktuğu şey, yani Çinin dünyanın Ukrayna savaşıyla meşgul olmasından yararlanarak Tayvan’ı zorla geri alması, Şinin tarihin kendi döneminin mirasının bir parçası olarak kaydetmesini istediği önemli bir hedef olmasına rağmen, gerçekleşmedi. Batının Rusyaya uyguladığı kapsamlı yaptırımlar, Pekini kendisini yaptırımlara maruz bırakabilecek böyle bir adım atmadan önce iki kez düşünmeye sevk etti. Zira yaptırımlar tam olarak ne zaman gelecekti; Çin’in Marksist ideolojiyi yaymaya ve komünist partileri desteklemeye çalışan Sovyetler Birliği gibi yaptıklarıyla kimseyi korkutmadan, Çin modeli kalkınma ve gelişme modelinin Batılı liberal modelden daha üstün olduğuna dünya ülkelerini ikna etmeye odaklandığı bir zamanda. Çin, “Şi’nin, Çinin önümüzdeki 10 yılda Rusyadan daha etkili bir tehdit oluşturabileceğini kanıtladığını” düşünen ABDnin ne planladığından habersiz değil. Önde gelen stratejist Anthony Cordesmana göre, Şi Cinping, Rusyanınkinden çok daha büyük bir ekonomiyi kontrol ediyor. Çinden Ukrayna savaşını başlatan Putine sadece askeri değil, siyasi ve ekonomik destek vermekten de kaçınmasını talep eden ABD, Çin ejderhasının Rus ayısını dizginleyici rolünü oynamasını umuyor, ancak Çin açık bir savaşta son derece ağır hareket ediyor. *Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.

مشاركة :