Bahreyn’in başkenti Manama’da, Körfez’deki seyrüsefer güvenliğine ilişkin uluslararası askeri temsilcilerin katılımıyla bir toplantı yapıldı. ABD, İngiltere, Bahreyn ve diğer bazı ülkelerin askeri temsilcileri dün Bahreyn’in başkenti Manama’da, ABD ve İran arasında tansiyonun yükseldiği bir dönemde Basra Körfezi’nde petrol tankerlerini hedef alan sabotaj saldırılarının yaşanması ve İran’ın İngiltere bandıralı bir tankeri alıkoymasının ardından Basra Körfezi ve Hürmüz Boğazı sularında deniz trafiğinin güvenliğini sağlamak amacıyla ortak bir askeri misyon kurma olasılığını ele aldılar. Bahreyn Dışişleri Bakanlığı’ndan dün yapılan açıklamada, bölgedeki mevcut durumun yanı sıra uluslararası işbirliği, koordinasyon ve istişareleri güçlendirmek üzere önemli bir uluslararası askeri toplantı düzenlendiği belirtildi. Açıklamada toplantının hedefinin, İran ve ona bağlı terör örgütlerinin Basra Körfezi ve Hürmüz Boğazı sularında seyrüsefer güvenliği ile dünyanın istikrarını hedef alan saldırılarına karşı atılacak adımları tartışmak olduğu belirtildi. Bahreyn Dışişleri Bakanı Şeyh Halid bin Ahmed Al Halife, toplantının Bahreyn ve Körfez ülkelerinin, dost ülkelerin ticaret ve enerji taşımacılığı koridorlarını güvence altına almadaki rolünün bir kanıtı olduğuna işaret etti. Haber ajansları tarafından aktarılan açıklamalarında Halid bin Ahmed, uluslararası barışı ve güvenliği tehdit edenleri caydırmak için ortak çabalarda bulunulmasının gerektiğini söyledi. Halid bin Ahmed, ülkesinin ticaret ve enerji koridorlarını güvence altına almanın yanında bu stratejik bölgede güvenliği ve istikrarı sağlamak için Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkelerindeki müttefikleri ve uluslararası ortaklarıyla koordinasyon ve işbirliğini sürdürmek istediğini vurguladı. Bahreyn Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre toplantıda bölgesel meselelerin yanı sıra Basra Körfezi ve Hürmüz Boğazı’ndaki uluslararası seyrüseferlerin güvenliğini hedef alan İran ve ona bağlı terörist gruplar tarafından tekrarlanan saldırı ve misilleme eylemlerine karşı uluslararası iş birliği, koordinasyon ve istişareleri güçlendirme yolları görüşüldü. Bununla birlikte Dışişleri Bakanı Halid bin Ahmed, bölgesel ve uluslararası çabaların birleştirilmesinin yanı sıra uluslararası toplumun, barış ve güvenliği hedef alan tüm tehditleri caydırmak için sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğine dikkati çekti. Bahreyn daha önce deniz trafiği güvenliğini görüşmek üzere Ekim ayında yapılması planlanan bir başka uluslararası toplantıya ev sahipliği yapacağını duyurmuştu.BAE’den destek açıklaması Öte yandan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) dün seyrüsefer güvenliği konusunda başlatılacak herhangi bir uluslararası girişimi destekleyeceğini açıkladı. BAE Dış İlişkilerden Sorumlu Devlet Bakanı Enver Karkaş dün Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Hürmüz Boğazı çevresindeki seyrüsefer güvenliği konusundaki uluslararası girişimler, uluslararası toplum tarafından bölgemizdeki deniz trafiği ve enerji taşımacılığı güvenliğinin, dünyanın ana gündem maddesi haline geldiğinin bir göstergesidir. Bölge güvenliğini güvence altına alan girişimleri destekliyoruz. İstikrarın diplomatik bir araç olduğunun, egemenliğe saygı duyulması ve ülkelerin içişlerine müdahale edilmemesi gerçeğinin farkındayız” ifadelerini kullandı. Söz konusu toplantı, İngiliz Savunma Bakanlığı ve ABD Donanması 5. Filosu’ndan bir sözcünün toplantının yapılacağını doğrulamasından bir gün sonra kapalı kapılar ardından gündemine dair detaylar açıklanmadan gerçekleştirildi. Bununla birlikte toplantıya “birçok uluslararası ortağın” katıldığı doğrulandı.Toplantının ayrıntıları açıklanmadı Diğer yandan DPA dünkü haberinde toplantının ayrıntılarının hala açıklanmadığını belirtti. İngiltere’nin Guardian gazetesi ise dünkü haberinde toplantıya, İngiltere, Fransa ve ABD’nin yanı sıra Londra’nın davet ettiği diğer Avrupa ülkelerinin katılacağını aktardı. İngiltere’nin Cebelitarık Boğazı yakınlarında İran’a ait “Grace 1” adlı petrol tankerini Suriye’ye yönelik yaptırımları delmek suçlamasıyla alıkoymasından iki hafta sonra 19 Temmuz’da İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) Hürmüz Boğazı’nda İngiltere bandıralı “Stena Empiro” adlı petrol tankerini alıkoymasından bu yana Hürmüz Boğazı’ndaki seyrüsefer güvenliğine dair uluslararası endişeler arttı. İran, ABD ve müttefikleri tarafından Mayıs ve Haziran aylarında Körfez sularında sabotaj saldırılarına hedef olan petrol tankerlerine yönelik saldırıların arkasında olmakla suçlanıyor. İngiltere, geçtiğimiz Perşembe günü Kraliyet Donanmasına Hürmüz Boğazındaki İngiltere bandıralı sivil gemilere eşlik etme talimatı verdi. Bu talimat, istifa eden İngiltere Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt’ın ülkesinin, Körfez’de Fransa ve İngiltere’nin öncülüğünde bir Avrupa deniz koruma gücü oluşturmaya çalışacağı şeklindeki açıklamasından iki gün sonra verildi. İngilterenin ortak deniz gücü önerisinden iki hafta önce, Körfezdeki en güçlü Batılı donanmaya sahip olan ABD, Hürmüz Boğazı’ndaki seyrüseferlerin güvenliğini korumaya yönelik çabalarını yoğunlaştırmıştı. ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, söz konusu çabalar kapsamında, Japonya ve Güney Koreye ziyaretlerde bulunurken ABD’nin Berlin Büyükelçiliği önceki gün, Washington’ın Paris ve Berlin’den Körfez sularındaki seyrüsefer güvenliğinin sağlanması için resmen yardım istediğini açıkladı.NATO: Resmi talep yok Öte yandan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg dün yaptığı açıklamada, Hürmüz Boğazında bir misyon oluşturulması yönünde kendilerine resmi bir talepte bulunulmadığını söyledi. Bir diğer gelişmede ise DMO tarafından ele geçirilen Stena İmpero tankerinin İsveçli sahibi, ilgili hükümetlerden geminin 23 mürettebatının ailelerine dönmelerinin sağlanması için en kısa sürede bir çözüm bulmalarını istedi. Stena İmpero tankerini işleten İsveçli şirket Stena Bulk’ın Genel Müdürü Eric Hannel ise 19 Temmuz’da DMO tarafından alıkonulan tankerin kurtarılması konusunda neredeyse hiçbir ilerleme kaydedilmediğini söyledi.İngiltere’nin önerisine Avrupa ülkelerinden destek Londra, Körfez’de görev yapmak üzere Avrupalı ülkelerin oluşturacağı bir “deniz koruma misyonu” kurulması çağrısında bulunmuştu. Bu çağrıya bazı Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden tankerlerin bölgeden güvenli bir şekilde geçişini sağlamak için olumlu dönüş yapıldı. Brükseldeki diplomatik kaynaklara göre Londra’nın teklifi, Danimarka, Polonya, Portekiz, İspanya ve İsveç gibi ülkelerin ilgisini çekti.Almanya deniz misyonuna katılmayacak İlgili bağlamda Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas dün yaptığı açıklamada ülkesinin bölgede daha fazla gerilim yaşanmasından kaçındığını vurgulayarak ABD liderliğindeki deniz misyonuna katılmayacaklarını söyledi. Maas, Polonyanın başkenti Varşovada gazetecilere verdiği demeçte, “Almanya, ABD tarafından sunulan ve planlanan misyona katılmayacak” dedi. Konuyu Fransız ortaklarıyla yoğun bir şekilde istişare ettiklerini aktaran Maas, Berlin’in İrana yönelik maksimum baskı stratejisini yanlış bulduğu için misyona katılmayı reddettiklerini ifade etti. Alman Sosyal Demokrat Partisi (SPD) üyesi olan Bakan Maas, Almanyanın askeri bir gerginlik yaşanmasını istemediğini ve hala diplomasiye güvendiğini söyledi. Maas’ın dünkü açıklamalarından birkaç saat önce bir açıklama yapan Alman Hükümet Sözcü Yardımcısı Ulrike Demmer ise Alman hükümetinin söz konusu talebe “herhangi bir olumlu dönüş yapmadığını”, ancak Hürmüz Boğazında Avrupa ülkelerinin katılacağı bir izleme misyonunu “düşünmeye değer” bulduğunu belirtti. Berlinde düzenlenen basın toplantısında kendileri için diplomasi yolunun izlenmesinin önemli olduğunu vurgulayan Demmer, “İran ile görüşmek, gerginliği azaltmak ve nükleer anlaşmanın sürdürülmesine yönelik çalışmalar yapmak önemli” diye konuştu. Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) haberine göre Demmer, Alman hükümetinin ABD’nin önerisine “çekimser yaklaştığını” ve bu yüzden katılma teklifinde bulunmadığını belirterek “Çünkü İrana yönelik politikamızın genel yaklaşımı, ABDnin şu anki yaklaşımından önemli ölçüde farklı” şeklinde konuştu. Almanya Savunma Bakanı Annegret Kramp-Karrenbauer ise daha önce yaptığı bir açıklamada, Alman hükümetinin, ABDnin Hürmüz Boğazı’ndaki ticari gemileri güvence altına almak için kurulacak misyona Almanyanın da katılması talebini değerlendirdiklerini söylemişti. Brükseldeki NATO Karargahı’na ilk kez resmi ziyarette bulunan ve NATO Genel Sekreteri Stoltenberg ile görüşen Başbakan Angela Merkelin partisi Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) üyesi olan Alman siyasetçi, “Şu anda bu talepleri İngiltere ve Fransa ile yakın istişare içerisinde değerlendiriyoruz. Bunu da politik ve diplomatik hedeflerimiz temelinde yapıyoruz. Kapsamlı bir değerlendirme ile uygun bir karar alınacak” diye konuştu. Bununla birlikte ABD’ye Almanya’dan olumlu bir yanıt beklememeleri sinyali veren Kramp-Karrenbauer, Almanya ve Avrupalıların, ABDden farklı olarak nükleer anlaşmayı sürdürmek istediklerine işaret etti. Kramp-Karrenbauer, Avrupalıların ABD’lilere bu konudaki görüşlerinin farklılaşmasının ABDnin talebine yönelik kararı etkileyeceğine dikkati çekerek, ülkesinin, İranla barışçıl ve diplomatik bir çözüme ulaşmak ve İranın nükleer silah elde etmesini önlemeye yönelik anlaşmayı sürdürmek için elinden geleni yaptığını vurguladı. Diğer yandan Alman siyasi partileri, son birkaç gündür Berlin’in Hürmüz Boğazı’ndaki seyrüsefer güvenliğini sağlamaya yönelik askeri ittifaklara katılımıyla ilgili bölünmüş durumda. Almanya Başbakan Yardımcısı ve Federal Maliye Bakanı Olaf Scholz daha önce yaptığı bir açıklamada Körfez bölgesinde olası bir askeri gerginlikten kaçınmak gerektiğini ve ABD liderliğindeki herhangi bir misyonun, daha büyük bir çatışmaya girme riskini artırdığını belirtmişti. Bu konuda oldukça şüpheli olduğunu ifade eden Scholz, “Sanırım birçok kişide aynı şüpheleri paylaşıyor” dedi. Berlin, İran’ın nükleer bomba yapmasını engellemek için nükleer anlaşmanın sürdürülmesinin en iyi seçenek olduğunu düşünüyor.
مشاركة :