BM, İdlibde Halep senaryosu uygulayacak

  • 8/4/2019
  • 00:00
  • 1
  • 0
  • 0
news-picture

Moskova, Şam ile Suriye’nin kuzeybatısında hızlı ilerleme sağlayabilme hususunda başarısız olduktan sonra İdlib’de “Soçi Anlaşması’nı” uygulamak için Ankara’yla birlikte çalışmaya yöneldi. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in ekibi, 2016 yılında BM yardım konvoyunun bombalanmasının ardından Halep’in kuzeyinde olduğu gibi İdlib’deki tıbbi tesislerin hedef alınmasını soruşturmak üzere bir BM ekibi oluşturarak, İdlib’de “Halep senaryosunu” yinelemeye yoğunlaştı. Ülkenin kuzeybatısındaki ihlallere rağmen “hassas bir ateşkes” yürürlüğe girerken, ateşkesin ayrıntıları hususunda anlaşmak için de Rusya-Türkiye müzakereleri başlatıldı. Ankara, Nisan ayı sonundaki son askeri tırmanış öncesinde hükümet güçlerini konuşlanma hattına geri çekerek muhalif grupların talebini destekledi. Moskova ve Şam, Türk tarafını Suriye’nin kuzeybatısındaki tampon bölgeden ağır ve orta ölçekli silahları çıkararak ve radikalizm yanlısı örgütleri ihraç ederek Soçi Anlaşması’nın uygulanmasından sorumlu tuttu. Askeri saldırıdan 3 ay sonra Rusya’nın hava desteğine sahip hükümet güçleri, herhangi bir stratejik ilerleme kaydetmedi. BM ise en az 450 sivilin öldüğünü ve 440 binden fazla kişinin de yerinden edildiğini açıkladı. Jusoor Araştırma Merkezi’ne göre hükümet güçlerinin kontrol oranı, yüzde 61,96’dan yüzde 61,92’ye, muhaliflerin ise yüzde 10,24’ten 10,20’ye geriledi. Aynı şekilde Suriye Demokratik Güçleri (SDG), Suriye’nin 185 bin kilometrekarelik yüzölçümünün yüzde 27,84’lük bir alanını kontrol altına aldı. Şam, radikalizm yanlılarının ve ağır- orta ölçekli silahların 20 km’lik tampon bölgeden çıkarılmasını içeren “şartlı ateşkes” ilan etti. Moskova, ateşkesi destekleme hususunda hızlı davrandı. İdlib’i kontrol eden Heyet Tahrir el-Şam da (HTŞ) kontrol altındaki alanların bombalanması halinde ateşkes kararına uymayacağına dair bir açıklama yaptı. Açıklamada, “Özgür kalmış kuzey şehirlerini ve kasabalarını etkileyen herhangi bir saldırı, tarafımızdan ateşkesin iptal edilmesine yol açacak. Buna cevap verme hakkına sahibiz” ifadelerine yer verdi.Soçi’ye dönüş Astana toplantılarına katılan Batılı diplomatik kaynakların Şarku’l Avsat’a belirttiğine göre, İdlib’de hızlı bir askeri ihlal yaşanması halinde, askeri tıkanıklık ortasında siyasi başarı arayışı için Anayasal Komitesi’nin kurulması hızlandırılacak. Rus tarafı, Soçi Anlaşması’nı askeri eylem aracılığıyla uygulamak, hükümet güçlerine hava desteği sağlamak, Lazkiye-Halep (Muhambal, Eriha, Sarakib) yolu ve Hama-Halep (Han Şeyhun, Maaret el-Numan, Sarakib) yolu üzerindeki şehirlere yönelik bombardıman kampanyası başlatmak hususunda karar aldı. Ancak 3 ay sonra bu durum, İran milislerinin savaşa katılmaması da dahil birçok nedenden dolayı gerçekleşmedi. Ankara, HTŞ’yi tampon bölgeden uzaklaştırmaya ikna etti ve ağır silahlar geri çekilerek, tampon bölgenin 20-30 km uzağına yerleştirildi. Ayrıca Moskova ve Ankara, Türkiye’nin 12 noktasını, İran ve Rusya’yı da içeren “çatışmasızlık alanlarındaki” tampon bölge yakınlarında “koordineli devriyelerin” yürütülmesini görüştü. Ama Şam, Moskova’yı, Rusya’nın katılımı ve İran’ın 3 aylık yokluğuyla askeri seçeneğe geri çekti. Kaynaklar yaptıkları açıklamada, “Askeri tıkanıklık, Rusya’nın imajının yüksek maliyeti ve Ankara ile büyük anlayışları karşısında Moskova, Şam’a muhalefetle müzakere yapmadan tek taraflı ateşkes ilan etmek için baskı yaptı. Moskova ayrıca, (Eylül ayında Rusya ve Türkiye’nin sağladığı) Soçi Anlaşması’nı uygulamak için gerekli gruplarla birlikte çalışan Ankara ile faaliyete geri dönmeye karar verdi” ifadelerini kullandı. Soçi Anlaşması’yla birlikte rejim güçleri ve muhalif gruplar kontrol edilen alanlar arasında silahsızlandırılmış bölge kurulmuş, Lazkiye- Halep, Hama- Halep yollarının açılmasının yanı sıra ağır- orta ölçekli silahlar ve radikalizm yanlısı gruplar geri çekilmişti.İkinci dereceden kanıt Şartlı ateşkesin ilanı, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Suriye’nin kuzeybatısında desteklenen kuruluşlara yönelik saldırıları soruşturmak için BM komitesi oluşturulması kararından birkaç saat sonra gerçekleşti. Bu çerçevede İngiltere, Fransa, ABD, Almanya, Belçika, Peru, Polonya, Kuveyt, Dominik Cumhuriyeti ve Endonezya, yaklaşık 14 alana yönelik saldırıların soruşturulmaması sebebiyle Guterres’e resmi diplomatik başvuruda bulundular. Yaklaşık 3 milyon kişinin yaşadığı İdlib ve komşu bölgeler, hastane, okul ve pazarlar hariç tutulmadan Nisan ayından bu yana neredeyse her gün Suriye ve Rusya uçaklarının bombardımanlarına maruz kalıyor. Guterres tarafından başlatılması talimatı verilen soruşturma, çatışma olmayan bölgelerdeki kayıtlı kuruluşlarda ve BM tarafından desteklenen tesislerde yaşanan hasarı da kapsadı. Diplomatik kaynaklar, soruşturmanın Eylül 2016’da Halep’in kuzeyinde BM’ye ait yardımları taşıyan bir konvoyun bombalanmasının ardından gerçekleşen soruşturmaya benzer olacağını söyledi. Kaynaklara göre BM Genel Sekreteri, BM’nin ve ortaklarının mallarına yönelik saldırıları soruşturmakla sorumlu. Aynı şekilde soruşturmanın, 2016 yılında olduğu gibi 45 gün içerisinde tamamlanması gerektiği hususunda bir yönelim var. Bu çerçevede kaynaklar da “Soruşturmacıların, savaş ortasında İdlib’e gitmesi zor. Ancak bununla birlikte ikinci dereceden sonuçlara ulaşmak mümkün, çünkü Rusya ve hükümet, uçaklara ve hava kuvvetlerine sahip olan taraflardır. Bu durum, kuşkusuz siyasi açıdan ve uluslararası ihlalleri belgelemek açısından önemli” ifadelerini kullandı. Moskova ve Şam, kuvvetlerinin sivilleri ve şehrin alt yapısını hedef almadıklarını ve (saldırıları haklı çıkarmak için) BM tarafından kullanılan kaynakları sorguladıklarını açıkladı. Şartlı ateşkesin çöküşünden sonra ülkenin kuzeybatısında daha fazla toprak parçalamak için askeri tırmanışa geri dönüleceğine inananlar da bulunuyor.

مشاركة :