Nasr el-Hariri Şarkul Avsata konuştu: Pedersen, Suriye anayasa komisyonu ile ilgili Türkiye ve İrana gidecek

  • 9/5/2019
  • 00:00
  • 12
  • 0
  • 0
news-picture

Suriye Müzakere Heyeti Başkanı Nasr el-Hariri, Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen’in Suriye anayasa komisyonuyla ilgili son dokunuşları yapmak üzere Tahran ve Ankara gezisine çıktığını belirterek, komisyonu bu ayın 20’sinde düzenlenecek BM Genel Kurul toplantısı ve Cenevre müzakerelerinden önce kurmak için çabaladıklarını belirtti. Suriye anayasa komisyonun kuruluş süreciyle ilgili Şarku’l Avsat’a özel açıklamalarda bulunan Hariri, “Şu an 6 isim ve usul kuralları meselesiyle ilgili anlaşmazlıkların giderilmesi yönünde görüşmeler var. Anayasa komisyonunun kurulmasında yüzde 95’in üzerinde uzlaşı sağlandı. Ancak bu, her şeyin bittiği anlamına gelmiyor. Zira en büyük problem anayasal içerik görüşmesidir” ifadelerini kullandı. Hariri, “BM ve muhalefetten bazı isimlere yönelik itirazlar var. Geçtiğimiz süreçte bu sorunun aşılması için girişimler oldu. BM Temsilcisi (Pedersen) dün İran’daydı. Akabinde Ankara’yı ziyaret edecek. Bu sorunun çözümü ve isimler üzerinde uzlaşı sağlamak için Müzakere Heyeti ve rejimle de görüşmeler olacak” dedi. “6 isim konusunda kriterlerimiz açık: Tarafsız, dengeli ve kapsayıcı olmalı. Bu, aynı zamanda BM’nin de kriterleri” diyen Hariri, komisyonun üçüncü grubu olan sivil toplum kontenjanındaki 6 ismin rejim ve muhalefet cenahından değil Suriye halkı bileşenlerinden olması gerektiğini ifade etti. Suriye rejiminin komisyonun temeli olan usul kurallarına ilişkin birtakım çekinceleri olduğunu söyleyen Hariri, rejimin mevcut anayasada değişiklik yapılması dışındaki görüşmeleri istemediğini ancak bunun muhalefet tarafından reddedildiğini belirtti. Hariri, bu noktada ülke için yeni anayasa taslağının hazırlanmasını öngören Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2254 sayılı kararına dikkati çekti. Hariri, hâlihazırda anayasa komisyonunun kurulması için gösterilen aralıksız çabalara işaret ederek,  komisyonunun çoğu noktası üzerinde uzlaşıya vardıklarını, 20 Eylül’de düzenlenecek BM Genel Kurul toplantısı öncesinde komisyonun kuruluşunu tamamlamayı umduklarını kaydetti.“Tüm taraflarla birlikte çalışıyoruz” Hariri, “Anayasa komisyonu bu kriterlere göre oluşturulursa, siyasi süreçte önemli bir ilerleme olarak kabul edilir. Bu sürecin başarılı olabilmesi ve iki tarafın da çözüme ulaşabilmesi için ortaya siyasi irade koymaları gerekir. Fakat bu irade 9 yıllık savaş süresince rejim tarafından gösterilmedi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin anayasa komisyonuna ilişkin kararlarıyla uyumlu mantıklı kriterlerin uygulanmasını güvence altına almak için tüm bu taraflarla birlikte çalışıyoruz” diye konuştu. ‘Rejim dâhil tüm tarafların komisyonun en kısa zamanda kurulmasını talep ettiğini’ belirten Hariri, Rusya, AB, ABD ve Türkiyeden Arap ülkelerine kadar hepsinin bugün bu adımın ve sonraki adımların tamamlanması için çalıştıklarını ayrıca siyasi sürecin hızlandırılmasını istediklerini ifade etti. Hariri, rejimin BMGK kararlarına aykırı olarak mevcut anayasa üzerinde yasa değişikliklerinin başlatılması yoluyla bu siyasi çalışmayı karartmaya çalıştığına dikkati çekerek, rejimin bazen usule ilişkin kurallar, bazen isimlerle ve bazen de denetim konularında reddedici bir tavır benimsediğini söyledi. Suriye Müzakere Heyeti Başkanı Hariri, rejimin her seferinde komisyonun kuruluşunu önlemek ve siyasi süreçte kaydedilen ilerlemeleri yavaşlatmak için gerekçeler öne sürdüğünü sözlerine ekledi. Anayasa değişikliğini öngören yasa taslağının Şam’daki parlamentoda görüşüldüğünü söyleyen Hariri, Suriye halkı tarafından seçilmeyen vekillerin bulunduğu parlamentonun Suriye halkını temsil etmediğini ve bu değişiklikleri kabul etmenin doğru olmadığını ayrıca bu durumun BMGK kararına da aykırı olduğunu vurguladı.Tutuklu dosyası Hariri tutuklu dosyasıyla ilgili olarak şunları söyledi;“Uluslararası tüm taraflarla birlikte, en azından ilk adım olarak özellikle çocuk, kadın, yaşlı, hasta ve yaralıların tahliye edilmesinde somut adımlar atılması yoluyla tutuklular dosyasında ilerlemeye çalıştık.” Tutuklu dosyasının en başta insani bir dosya olduğunun altını çizerek, bunun müzakerelerle bir alakasının olmadığını anlatan Hariri, BMGK kararlarının da bir parçası olan bu dosyanın müzakerelerde ve siyasi kazanımlar elde etmek için baskı aracı olarak istismar edilmemesi gerektiğini vurguladı.Türkiye-ABD anlaşması Suriye’nin kuzeyinde oluşturulan güvenli bölge ve bu bağlamda Türkiye-ABD anlaşmasını da değerlendiren Hariri, geçtiğimiz günlerde iki taraf arasında güvenli bölgenin kurulması ve idaresi amacıyla kurulan ortak operasyon merkezi gibi hazırlık adımlarını anımsatarak, anlaşmanın henüz başlangıç aşamasında olduğunu, farklı taraflardan anlaşmaya karşı olumlu yaklaşımlar gözlemlediğini ve bu olumluluk derecesinin de birinden diğerine göre değiştiğini belirtti. Türkiye ve ABDye ait askeri helikopterlerin bölgedeki ortak devriye görevini hatırlatan Hariri, bölgedeki PKK’lı güçlerin çıkarılması, ağır silahların çekilmesi, yerinden edilen bölge halkının evlerine geri dönmesi, yerel idareye dâhil olmaları ve DEAŞ’ın bölgeye yeniden dönmesine sebep olacak her türlü boşluğun engellenmesi için bölge güvenliğinin korunması gerektiğini söyledi. Öte yandan Hariri, 2254 sayılı kararın uygulanmasına destek noktasında tek bir fotoğraf oluşturmak amacıyla bir BM Özel Temsilcisi’nin ABD, Almanya, Fransa, Almanya, Ürdün, Mısır ve Suudi Arabistan’ın oluşturduğu “Uluslararası küçültülmüş gup” ile Türkiye, Rusya ve İran’ın yer aldığı Astana grubu arasında köprü kurmak için çabaladığını ifade etti.  Ancak Hariri’nin belirttiğine göre Tahran yönetimi, iki grup arasında köprünün kurulması girişimlerini akamete uğratmak için çabalıyor. Hariri’ye göre, İran’ın, Suriye halkını katletmesi için bu ülkedeki milis birliklerin varlığını güçlendirmesi bir yana, Suriye’de siyasi süreci etkisiz hale getiren Tahran, Yemen’deki Husileri, Irak’taki milis güçleri ve Hizbullah gibi terör örgütlerine destek vererek ve siyasi işlerine dolaylı yoldan müdahale ederek bölgede olumsuz bir rol oynuyor. Hariri, “Cenevre görüşmeleri iki yıldır durmuş vaziyette. Mevcut durum, siyasi çözümün Birleşmiş Milletlerin himayesinde Cenevre Birinci Sözleşmesi ile başta 2254 ve 2118 sayılı kararlar olmak üzere ilgili BMGK kararlarının uygulanması inancıyla canlandırılması girişimidir” dedi. Hariri, anayasa komisyonunun kurulmasının Cenevre’deki siyasi sürecin işlemesi ve ardından uluslararası kararların tamamının uygulanması noktasında büyük bir itme gücü oluşturacağını belirtti. Cenevre’deki siyasi sürece katkı sağlayan herkesi memnuniyetle karşıladıklarını ancak Cenevre’yle rekabet etme veya ona alternatif oluşturma çabalarını reddettiklerini dile getiren Hariri, rejim cephesinde ikinci seçeneğin peşinde olan tüm tarafların Güvenlik Konseyi’nin gözetimindeki bu sürece muhalefetin dâhil olmadığı sürece uluslararası toplumun desteğini alamayacaklarını bildiklerini söyledi.

مشاركة :