Hindistan, ABDnin Taliban kararından memnun

  • 9/14/2019
  • 00:00
  • 5
  • 0
  • 0
news-picture

ABD Başkanı Donald Trump’ın Taliban ile müzakereleri askıya alma kararı, Hindistan siyasi çevresinde memnuniyetle karşılandı. ABD, müzakerelerin başarılı olması ve Talibanla barış anlaşmasına varılması durumunda, anlaşmanın imzalandığı tarihten itibaren 20 hafta içerisinde, Afganistandaki 5 askeri üste bulunan birliklerinden 4 bin 500 askeri geri çekmeyi planlıyordu. Bununla birlikte Taliban, müzakereler sırasında, ülkenin terörist gruplar tarafından bir kez daha sıçrama tahtası olarak kullanılmasına izin vermeyeceğini söylemişti. Her ne kadar yaşanan bu gelişmelere ilişkin Hindistan hükümeti tarafından resmi bir açıklama yapılmamış olsa da müzakerelerin askıya alınmasının ardından Hint siyasi çevrelerinde bir rahatlama yaşandığının belirtileri görünüyor. Ayrıca Hint diplomatik kaynakları, Washington tarafından müzakerelerin tekrar başlatılması gibi bir karar verilmesi durumunda, temkinli bir yaklaşımı tercih edeceklerini dile getiriyorlar. Hindistan’ın eski Kabil Büyükelçisi, geçtiğimiz yıl Taliban ile Moskova arasında gerçekleşen görüşmelerde, Hindistan’ın gayri resmi temsilcisi ve halihazırda Hindistan Ulusal Güvenlik Danışma Konseyi’nin bir üyesi olan Ammar Sinha, Taliban ile ABD arasındaki müzakerelerde yaşanan son gelişmeler hakkında şu değerlendirmelerde bulundu: “Anlaşmanın tamamen çöktüğünü sanmıyorum. Müzakerelerin askıya alınması kararının Hindistanda bir rahatlatmaya yol açtığı yönündeki haberlerin, şimdilik Afganistan’ın karanlık ve uğursuz kaderinden kurtulmasına ilişkin olduğunu düşünüyorum. İmzalanması planlanan anlaşma, Afganistandaki hükümet ve anayasa hakkında birtakım soruları gündeme getirdi.” Bunun yanı sıra geçtiğimiz yıl Talibanla yapılan barış görüşmelerinin ilk turuna ev sahipliği yapan Moskova, Taliban ile yapılan bir barış anlaşmasının bölgeye barış ve istikrar getireceğine inanan bir diğer önemli uluslararası güç olarak kabul ediliyor. The Hindu gazetesinden Suhasini Haidar, barış görüşmeleri her ne kadar askıya alınmış olsa da ABD tarafının uygun gördüğü bir zamanda bu görüşmeleri yeniden başlatabileceğini söyledi. Washington şimdi Afganistandaki cumhurbaşkanlığı seçimlerine destek vereceğini dile getiren Haidar, bu seçimlerin yerel Afgan dinamizmini yeniden canlandırılabileceğini ve bunun tüm bölge için önemli ve olumlu etkilerinin olacağını belirtti.Hindistanın söz konusu barış anlaşmasına muhalif olmasının nedenleri Geçmişte Hindistan, Afgan ulusal liderliği altında ülkenin ulusal çıkarlarına hizmet etmek kapsamında ‘ülkede kapsamlı bir barış sağlanması’ adına büyük siyasi ve diplomatik çabalar sarf etti. Nihayetinde 2001den bu yana elde edilen kazanımlara dayanan kalıcı siyasi çözümlere öncülük etti. The Times of India’nın yazarı İndira Baghi, Yeni Delhi’nin söz konusu anlaşmayı bir barış anlaşmasından ziyade, bir geri çekilme anlaşması olarak gördüğünü söylüyor. Ayrıca Hindistan hükümeti Sovyet sonrası durumun Afganistan’da tekrar yaşanmasından endişe duyuyor. Bu, özellikle Cammu Keşmir bölgesinde artan gerilimle birlikte savaşmaya hazır yüzlerce silahlı milisin Hindistan ve Orta Asya çevresine gelmesi için bir alan açılacağı anlamına geliyor.Hindistan ne yapabilir? Hindistanın eski Kabil Büyükelçisi Vivek Katju, ülkesinin prensip olarak Afgan cumhurbaşkanlığı seçimlerini desteklemesi gerektiğini dile getirerek, bu gibi durumlarda ulusal çıkarları korumak adına temkinli ve gerçekçi politikalar benimsenmesi gerektiğini söyledi. Öte yandan Hindistan hükümetinin Kabildeki Afgan hükümeti ile işbirliğini güçlendirmenin yanı sıra Taliban ve özellikle İslamabada bağlı olmayan Afgan hareketi içerisindeki gruplarla ile bir iletişim kanalı açmayı düşünmesi gerektiğini ifade eden Katju, uluslararası arenada diplomatik oyunun bu şekilde oynandığını belirtti. Eski Hint diplomat Rajiv Dogra ise Taliban hareketinin aşırılık yanlısı olmayan unsurlarıyla dikkatli bir etkileşim içerisinde olması ve Afganistan’a ilişkin mevcut pozisyonunu yeniden gözden geçirmesi gerektiğini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bununla birlikte Hindistan’ın Afgan güvenlik güçleriyle işbirliği halinde olması ve onları desteklemesi gerekiyor. Afganistan’ın Hindistan’a karşı olumlu düşünceleri var. Fakat bu gerçeklik düzleminde ciddi bir etkiye dönüşmüyor. Bu pozisyonu değiştirme zamanı geldi. Hindistan hükümeti, şu anda Pekin, Moskova, Tahran, Ankara ve İslamabad’ın yaptığı gibi stratejik gerçekliğin unsurlarını yeninden gözden geçirmelidir.” Hindistan hükümeti Afganistandaki kalkınma çalışmaları için 3 milyar dolar tahsis etti. Delhideki İslam Üniversitesi’nde profesör olarak çalşıan Ali Ahmed, Hindistan’ın bölgedeki güçlerden biri olarak mevcut siyasi arenadaki konumunu güçlendirmesi gerektiğini söylüyor. Hindistan’ın Taliban ile etkileşimde bulunmak için politik ve ekonomik güce sahip olduğunu belirten Ahmed, mevcut durumun kaçırılmayacak bir fırsat olduğunu dile getiriyor. Bu doğrultuda hareket edildiği takdirde Yeni Delhi’nin isyancı Afgan hareketini ehlileştirebileceğini ve Pakistan yörüngesinden uzaklaştırabileceğini belirten Ahmed, Yeni Delhi’nin Afgan barış sürecinde daimi bir sandalyeye sahip olabileceğini söylüyor. Ayrıca Hindistanın, Çinin Afganistandaki artan rolünü dengeleyeceğini belirtiyor.Hindistan ve Afganistan arasındaki gizli ve tarihi askeri ittifak Kaynaklara göre Hindistan, Kuzey İttifakının (Afganistan Birleşik İslami Kurtuluş Cephesi) komutanı olan merhum Ahmed Şah Mesud’un oğlu Ahmed Mesud ile doğrudan iletişim halindeydi. Ahmed Şah Mesud, El Kaide terör örgütü unsurları tarafından 2001 yılında suikasta kurban gidinceye kadar Taliban ve ABD güçleri arasındaki savaşta çarpıştı. İngiliz Sandhurst Kraliyet Askeri Akademisi’nde (Royal Military Academy Sandhurst, RMAS) eğitim gören Ahmed Mesud, ülkedeki isyancılara karşı mücadele devam ettiği takdirde yeni savaşçıların tekrar İslami radikalizm uçurumuna düşmelerini engelleyeceğini umut ediyor. Mesud, babası suikasta kurban gittiğinde sadece 12 yaşındaydı. Eski Hint diplomat Bharath Raj Muthu Kumar, Hindistan hükümetinin Afgan topraklarında askeri güç konuşlandırmak gibi bir hataya düşmemesi gerektiğini belirterek, “Hint birlikleri orada ne yapacak? Ne elde edecekler? Kiminle savaşacaklar? Orada kimi savunacaklar?” diye sordu. Afgan hükümetinin ve Talibanın mevcut Afgan politikasının ana iki unsuru olduğunu dile getiren Kumar, eğer uzun süreli bir barış istiyorlarsa aralarındaki anlaşmazlıkları çözmeleri gerektiğini söyledi. Hindistan’ın Ahmed Şah Mesud’a yönelik yardımlarını koordine eden Kumar, yeni görevine başlamak üzere Tacikistanın başkenti Duşanbe’den ayrılana kadar, 1996 ila 2000 yılları arasında Yeni Delhi’nin gizli bir şekilde Ahmed Şah Mesud’a ve Afganistanın kuzeyinde bulunan birliklerine gönderdiği askeri ve tıbbi yardımları koordine etti. Bununla birlikte Hindistan, Kuzey İttifakına ağır askeri teçhizatın yanı sıra askeri kıyafetler, tüfekler, havan topları, kışlık kıyafetler, küçük silahlar, konserve yiyecekler ve para da gönderiyordu. Hint tedarikçiler düzenli bir şekilde Tacikistanın başkenti Duşanbe’ye giderken, buradaki gümrük yetkilileri ise Hint yardımlarının Tacikistan ve kuzey Afganistan arasındaki sınırda bulunan Farkhor’a sorunsuz bir şekilde ulaşmasını sağlıyorlardı. Ahmed Şah Mesud’un savaşta kullandığı 10 askeri nakliye helikopteri vardı. Aynı zamanda Yeni Delhi, bu helikopterlerin gerek bakım çalışmalarına gerekse de yedek parça tedarikine yardımcı oldu. Ayrıca Hindistan hükümeti, 1996-1999 yılları arasında Ahmed Şah Mesud’un birliklerine iki helikopter verdi. Savaşta yaralananlar, Fakhour sınır kapısına getirilir ve tedaviye ihtiyacı olanlar, Fakhour ve Duşanbe üzerinden Yeni Delhiye götürülürdü. Hindistan hükümetinin Afganistan’la arasındaki bu yarı gizli durum, ABD ile Taliban arasındaki barış görüşmelerinin anlaşmaya doğru ilerlemesiyle birlikte büyüdü. Ayrıca ABD, Hindistan’dan Afganistan güvenlik dairesine daha fazla katılım göstermesini talep etti. Ahmed Şah Mesud, suikasta uğramadan üç ay önce, Hint hükümetinin daveti üzerine Hindistan’a 4 gün sürecek bir ziyarette bulundu. Hindistanın eski Dışişleri Bakanı Jaswant Singh, ‘Şeref Çağrısı’ isimli kitabında, “Ziyaret sıkı bir şekilde korunuyordu. Çünkü çeşitli Afgan ve Pakistanlı terörist gruplar, onu öldürmek için birbiriyle yarışıyorlardı. Afgan Kuzey İttifakı ile Hindistan arasındaki iş birliği yeterince açıklanmış değil. Bu eski etkileşimler hakkında daha çok şeyin ortaya konulmasını bekliyoruz” diyor.

مشاركة :