Irak’ın güneyindeki Kerbelada 12 kişinin hayatını kaybettiği ve DEAŞ’ın üstlendiği bombalı saldırı Curf es-Sahr kasabasını yeniden gündeme getirdi. Irakın Kerbela kentinde bir minibüsün içine yerleştirilen bombanın patlaması sonucu 12 kişi hayatını kaybetti. DEAŞ önceki gün yaptığı açıklamayla saldırıyı üstlendi. Kerbela İl Meclisi Güvenlik Konseyi Başkanı Akil el-Mesudi, saldırıyı düzenleyen kişinin çoğunluğu Sünni olan Curf es-Sahr kasabası nüfusuna kayıtlı olduğunu açıkladı. Babilin El-Museyyib ilçesine bağlı Curf es-Sahr kasabası, terör örgütü DEAŞtan temizlenmesine rağmen Irak yönetimi, binlerce kişinin, kasabadaki evlerine dönmesine güvenlik gerekçesiyle müsaade etmiyor. Mesudi, “Kerbela girişindeki saldırıyı Curf es-Sahr kasabası nüfusuna kayıtlı bir terörist gerçekleştirdi. Terörist, içine bomba yerleştirdiği minibüsü kentin girişindeki 54. kontrol noktasına 500 metre uzaklıkta bırakarak kaçtı. Teröristin uzaklaşmasının ardından minibüsün içindeki bomba infilak etti. Teröristin kaçma girişimi güvenlik güçlerince fark edildi. Kovalamaca sonrası gözaltına alındı. Saldırının daha fazla zayiat vermek amacıyla 54. noktada yapılması planlanıyordu” diye konuştu. Irak Savunma Bakanlığı’na bağlı Güvenlik Medyası Ağı’ndan yapılan yazılı açıklamada, saldırı sonucu 12 kişinin hayatını kaybettiği ve 5 kişinin yaralandığı bildirildi. Irak Parlamento Başkanı Muhammed el-Halbusi, parlamento bünyesindeki Savunma ve Güvenlik Komisyonu yetkililerine Kerbela Güvenlik Komisyonu yetkililerini Bağdat’a çağırma talimatı verdi. Halbusi’nin gelecek olan yetkililerle saldırının gerçekleşmesinde meydana gelen ‘istihbarat açığını’ ele almayı ve inceleme sonuçlarının yarınki parlamento oturumunda açıklanmasını istediği belirtiliyor. Ancak uzmanlar, Kerbela’daki patlamaya gerekçe olarak özelde Curf es-Sahr genelde ise ülkede Sünni dosyanın doğru bir şekilde çözüme kavuşturulamamasını gösteriyor. Şarku’l Avsat’a konuşan Iraklı güvenlik uzmanı Fadıl Ebu Ragif, “Kerbela’da olanlar bir güvenlik açığıdır ve bu esas üzerinden ele alınmalıdır. Fakat edinilen bilgiler, saldırıyı düzenleyen kişinin DEAŞ’la bağlantısı olmadığı ve hatta saldırı talimatını örgütten almadan gerçekleştirdiği bireysel bir eylem olduğu yönünde” ifadelerini kullandı. Ragif, açıklamasının devamında, “Bu olay aslında Sünni dosyasına doğru bir şekilde yaklaşılmadığı için meydana geldi. Bu kapsamda Curf es-Sahr meselesinin ele alınmaması ve medyada bazı siyasilerin hedef alınmasına dikkat çekmek gerekir. Ayrıca il meclis seçimlerinde yeni mezhep kantonlarının ortaya çıkacağına dair işaretler var” dedi. Cumhuriyetçi Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Mutaz Muhyiddin, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Kerbela’daki saldırının düzenlenme şeklinin örgütün daha önceki eylemlerine benzediğini ifade etti. Muhyiddin, “İstihbarat güçleri daha önce saldırılar gerçekleşmeden failini yakalıyor ve eylemin gerçekleşmesini engelliyordu. Ancak bu saldırıda bir istihbarat zafiyeti olduğu görülüyor. Yetkililerin açıklamalarına göre fail olaydan sonra yakalanmış. Ancak istihbaratın bu kişiyi olaydan önce yakalaması gerekirdi” değerlendirmesinde bulundu.Muhyiddin açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı; “Genellikle güvenlik güçlerinden mazeret duymaya alışkınızdır. Örneğin saldırı gece düzenlendi veya merkeze uzak bölgede gerçekleşti şeklinde mazeretler. Fakat burada cevap bekleyen sorular var. Başkent Bağdat’taki gökdelenlerin tepesine yerleştirilen kameralar nerede? Bu militanların peşindeki silahlı kuvvetlerin darbe indirme gücü nerede?”
مشاركة :