Hammadi Muammeri Tunus Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda Cumhurbaşkanı adayı Kays Said’in desteklenmesi hususunda Tunus’taki bir birçok partinin tavrı belirsiz. Bu çerçevede bazı partiler, seçimlerin son aşamasında ve daha sonra cumhurbaşkanı olması halinde yasama seçimlerinin nihai sonuçlarının ilanının ardından Said’de açık destek verdiklerini açıkladı. Bazı partiler de iki adaydan birini destekleme hususunda henüz kararsız kalırken, vergi kaçakçılığı ve kara para aklama suçlamalarıyla tutuklu yargılanan diğer aday Nebil el-Karvi’nin kaderi ise belirsizliğini koruyor.Nahda, Said’i destekliyor Independent Arabia’nın haberine göre, 68 milletvekiliyle Tunus’taki en büyük İslamcı parti olan Nahda Hareketi, Said’e açıkça destek verdiklerini açıkladı. Muhammed Abu’yu cumhurbaşkanlığına aday gösteren Demokratik Akım, Haşimi el-Hamidi liderliğindeki Tayyar el-Mahabba (Sevgi Akımı), Cumhuriyetçi Parti ve diğer bazı partiler de Kays Said’e desteklerini açıkladılar.Eski adaylar Said’i destekliyor Eski Cumhurbaşkanı Munsif Merzuki (yüzde 2,9 oy aldı), Cumhuriyet Halk Birliği’nin adayı Muhammed Lutfi el-Merayhi (yüzde 6,6 oy), bağımsız aday olan ve eski Cumhurbaşkanı Hammadi Cibali (yüzde 0,2 oy) ve Onur Koalisyonu adayı Seyfeddin Mahluf (yüzde 4,3 oy) gibi ikinci tura çıkamayan üst düzey isimler de Said’e destek verdiklerini belirtti. Bu çerçevede Yaşasın Tunus partisinin cumhurbaşkanlığı seçimleri adayı Başbakan Yusuf eş-Şahid, seçimlerdeki oy dağılımının üstesinden gelmek için yaklaşan yasama seçimlerinde merkez siyaseti birleştirmek üzere bazı girişimlerde bulunduklarını açıkladı. Şahid, Tunus’un toplumsal modelini tehdit eden “çatışma tehlikesi” hususunda da uyarıda bulundu.Genel Çalışma Birliği kararsız Tunus’un en büyük işçi kuruluşu olan Tunus Genel Çalışma Birliği (UGTT), yayınladıkları bildiride ikinci tura kalan iki adaya da aynı mesafede olduklarını açıkladı. Tunus’un siyasetindeki bazı dengeleyici unsurların Said’e destek konusundaki belirsizliğinin bir çok nedeni var. Kays Said’in yönetim projesinin ülkedeki dinamikler sebebiyle başarısız olacağını düşünenler bulunduğu gibi “başta gençler olmak üzere toplumun geniş kesiminin desteği nedeniyle projesini uygulayacağına inananlar” da bulunuyor.Gençlik üssü ve yerel yönetim Siyasi analist Selahaddin el-Curşi, yaptığı açıklamada “Said, cumhurbaşkanı olmasına yardım edebilecek birkaç güç unsuruna sahip. Çünkü kendisi, sakin olma yeteneğine sahip biri ve yönetmeye dair siyasi hırsları olan biri değil. Aksine ‘vatana adanmışlık’ kavramını öne çıkartıyor. Zira vatan, vatandaşlara hizmet etmeye adananlar tarafından kurtarılmaya ihtiyaç duyuyor. Vatandaşların, karar kaynağı ve siyasi kaynak olduğu felsefesi, onlarca yıl önce kurulan Tunus parlamentosu ve yönetim yapısıyla uyumlu” ifadelerini kullandı. Curşi, “Said, yerel yönetimin önemine inanarak, yerelden ulusala doğru ilerici bir demokrasiyle olan yeni bir fikre sahip. Bu düşünce çizgisinin, zorla veya devlet aracılığıyla devrilmesini istemiyor. Aksine Tunus’taki siyasi sistemi değiştirmek için bu konuyu ele almak istiyor. Kays Said, akademisyenlerin ve öğrencilerinin saygı duyduğu bir anayasa hukuku profesörü ve elitlerle, özellikle de üniversiteden ve gençlerden ona oy verenlerin büyük bir kısmıyla olan iletişimi de sahip olduğu güçte etkili olacak” dedi. “Nüfuz ve otoriteyle ilgili toplumsal faktörler göz önüne alındığında Kays Said’in başarısını kaldıramayan büyük bir sınıf var” diyen analist, bununla birlikte durumun, ülkedeki yönetim şekli ve sistemi hakkında Tunus’taki elitler arasında derin bir tartışmaya yol açabileceğini ifade etti.Selefi mi, muhafazakâr mı yoksa İslamcı mı? Başarı şansını azaltabilecek yönler hususunda ise Said hakkında birçok kişinin ortaya koymaya çalıştığı bir imaj var. Öyle ki mirasta eşitlik gibi bazı konulardaki tavrı ve sivil olmayı seçen bir ülkede dini, ana yasama kaynağı olarak gördüğü göz önüne alındığında, Selefi veya muhafazakâr olduğunu düşünenlerin yanında, İslamcılara yakın olduğunu söyleyenler de var. Öte yandan Said karşıtları, onunla ve uluslararası camia arasında bir şüphe mesafesi oluşturmaya çalışıyor. Bu durum ise Tunus’un yurt dışıyla ilişkilerini olumsuz yönde etkiliyor. Bu nedenle Kays Said, pozisyonunu netleştirmeye, insanlara hitap etmeye ve hakkında söylenenler hususunda neyin yanlış neyin doğru olduğunu belirtmeye çağrılıyor. Said, bir partiye dahil olmayı veya bir parti inşa etmeyi kabul etmiyor. Bu mesele ise gelecekte parlamentoyla tutumunu zorlaştıracak bir konu. Zira cumhurbaşkanının, programlarını uygulayabilmesi için güçlü bir siyasi kemere sahip olması gerekiyor. Aksi taktirde Said, elitler ve eğitimli gençler arasında güçlü bir temele sahip olmasına rağmen yetkisiz bir şekilde Kartaca Sarayı’na mahkum olacak.Mütevazı bir kişilik Siyasi analist Nizar Makni ise Kays Said’in yönetimdeki başarısını 3 faktörle özetledi. İlk olarak, “Konuşması, İslamcılara ve solculara, hatta liberallere uzanan farklı seçmen kesimlerinden geliyor” dedi. İkinci olarak, bazen popülizm çizgisine ulaşan kemer sıkma ve münzevilik imajının, kendisine “insanların aradığı ve içerisinde ne olduklarını buldukları temiz bir insan” olduğu gösterdiğini belirten Nizar Makni, üçüncü olarak ise “yerel yönetim, yerel temsil ve listede olmayan bireysel temelli bir oylama” eksenine dayanan, yazılı olmayan bir fikre odaklı bir isim olduğunu vurguladı. Makni, bu fikrin, oylama sisteminin bir sonucu olarak devlet performansındaki düşüşü gören birçok genç tarafından da tercih edilen bir fikir olduğuna dikkati çekti. Nizar Makni ayrıca, “Kays Said’in siyasal önerilerinin arka planını bilmek mümkün değil. Belli siyasi ittifaklar olmadan bu yarışa devam edemez. Bu durum, görünüşünü etkileyecek ve performanslarını eleştiren partilerden nefret ediyor gibi görünmesine yol açacaktır. Aleyhinde başlatılan kampanyanın da temeli budur” ifadelerini kullandı.Said daha net konuşmalı Kays Said’in iktidara gelme olasılığına da değinen Makni, “Topluma hitaben yaptığı konuşmasında, siyasi sözleşmeler ve ana stratejik seçenekler düzeyindeki performansında ve uluslararası toplumla olan ilişkilerinde” adayın çözümlenemediğini belirtti. Nizar Makni, Kays Said’in Tunus’u bağımsızlıktan devrime kadar egemen bürokrasiden bağımsız olmasının yanı sıra farklı kesimleri kuşatabilecek esneklikte olmasının artı puan olduğunu belirtti. Analist öte yandan Said’in ülkenin zorlu ekonomik ve toplumsal koşullara tanık olması dolayısıyla Tunus’un uluslararası ortaklarıyla olan pozisyonunu sağlamlaştırarak dış politikadaki tavrını daha açık biçimde ifade etmesi gerektiğini ifade etti.
مشاركة :