Huda Trablesi Tunus’taki “modernistler”, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda yasaları ihlal etmekle suçlanan bir mahkum ile yasalara bağlı olan ancak küresel insan hakları sistemini kabul etmeyen bir muhafazakar arasında seçim yapmak konusunda çıkmaz yaşıyor. Bu sınıfın çoğunluğu, Tunus toplumunun bireysel özgürlük alanındaki kazanımlarını kaybetme korkusu nedeniyle Kayd Said’in yükselişini büyük bir gerileme olarak görüyor. Independent Arabia’dan Huda el-Trablisi’nin haberine göre kadın hakları aktivisti olan Profesör Selva el-Şarfi, Said’i “gerici” olarak nitelerken Tunuslu kadınları da küçümsediğini ifade etti. Kays Said’in kadınların acılarını ve mücadelelerini göz ardı ettiğini söyleyen Şarfi, bu durumun Said’e oy vermemesi için büyük bir neden olduğunu belirtti. Selva el-Şarfi, Said’in mirasta eşitlik meselesine dair tavrının arka planında “gururlu ifadelerin” olduğunu belirterek Kays Said’in kadınların erkeklere bağlı olduğunu savunduğunu vurguladı.Sivil devlet tehdit altında Birçok Tunuslu, Said’in bireysel özgürlüklere karşı belirsiz bir tavır sergilediğini düşünürken bazıları da Kays Said’in çevresindekilerin sivil devleti tehdit ettiği inancı taşıyor. İslami eğilimli ve radikalizm yanlılığıyla tanınan Nahda Hareketi ise Kays Said’e cumhurbaşkanlığı yarışında kesin destek verdiğini açıkladı. Ancak Kays Said, kendisine yöneltilen tüm suçlamaları reddederek radikalizm yanlısı dini bir akımla ilişkisi bulunduğuna dair, “Selefi” olarak tanımlanmasına neden olan şüpheleri gidermeye çalışıyor. Bu amaçla gazetecilere yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Fikirlerimi, Voltaire ve Victor Hugo’dan alıyorum. Dolayısıyla radikalizm yanlısı olamam. Hiçbir durum selefi olduğuma işaret etmiyor. Biriyle konuşmak, sizi siyasi bir harekete mensup kılabilir mi?” Kays Said ayrıca siyasi destekçilerine yönelik mesajında da “Yandaşlarından karşılık bekleyenler, bunu uzaktan arar” ifadesini kulandı. Said, örgütsel ve entelektüel olarak tüm yönelimlerden ve partilerden bağımsız bir aday olduğunu ve Tunusluların çoğunun güvenini kazanmak istediğini belirtti. Mirasta eşitlik hususuna da değinen Kays Said, yasalara saygı gösterilmesi ve sistemin adil bir dağıtım yapması gerektiğine dikkati çekerek, “Eşitliğin değil, insafın amaçlanması gerek” dedi. Gazeteci ve yazar Hadi Yahmed de yaptığı açıklamada, seçimler açısından Kays Said’in kendisine destek verenlerin önüne geçemeyeceğini söyledi. Bazı aşırılık yanlılarının desteklenmesi halinde de bunun demokratik kamuoyu ve hatta yurt dışındaki ‘geleceğin başkanı’ imajı açısından utanç verici olduğunu belirten Yahmed başta entelektüel, kamu güvenliği ve kişisel özgürlükler açısından olmak üzere Said’in konumunun daha fazla netleşmesi gerektiğine dikkati çekti. Hadi Yahmed, Said’in seçimleri kaybetmemek için bu konularda kasıtlı olarak belirsiz davrandığını belirterek “Seçim taktiği, tüm güruhların ve seçim sofralarının bir yemeğidir. Dolayısıyla kasıtlı olarak tüm ideolojik sınıfların üzerinde olduğunu söyler ve tekrar eder” ifadesini kullandı.Demokratik güçlerin parçalanması Demokratik Kadınlar Derneği üyesi Hale bin Salim, Said’in bireysel özgürlükler ve mirasta eşitlik konusu başta olmak üzere belirsiz tavrı hakkında endişelerini dile getirdi. Uzun yıllar boyunca elde ettikleri kazanımları kaybetmekten korktuklarını söyleyen Bin Salim şu ifadeleri kullandı: “Bir hukuk adamı olan ve mirasta eşitliği reddeden Kays Said’in tavrının çarpıtılması mümkün olmayan bir Kur-an ayetine dayalı olmasına şaşırıyoruz.” Bir hukuk adamı ve siyaset bilimi profesörü olan Sana bin Aşur da Kays Said’in mirasta eşitlik hususunda yaptığı açıklamadan dolayı şaşkınlığını dile getirdi. Bin Aşur, cumhurbaşkanı adayı hakkında yayınlanan bilimsel, hukuki ve dini yanlışlıkların boyutuna dikkati çekti. Demokratik Kadınlar Derneği ise eski tarihli bir bildirisinde demokratik, ilerici ve devrimci güçlerin parçalanması karşısında ülkenin İslami ve liberal kesimlerindeki yolsuzluk, zulüm ve gericilik sembollerine karşı uyarıda bulunmuş ve seçimlerin dürüstlüğünü, bağımsızlığını ve sürecin güvenilirliğini sorgulama çağrısı yapmıştı. Dernek aynı şekilde cumhurbaşkanı adaylarına “programlarını, anayasaya bağlı kalarak demokratik sivil devlet bileşenleri üzerine inşa etme, yasa taslaklarını sunarak uygulama ve cinsiyetler arasında miras eşitliği de dahil olmak üzere tam ve etkin bir eşitlik sağlama” çağrısında bulunmuştu.“Tunus herkesi barındırabilir” Yaşasın Tunus partisinde siyasi aktivist olan Huda İdris, konuya dair yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Kays Said, bireysel özgürlükleri ve genel olarak kadın ve insan haklarını desteklemektedir. Kendisi özel bir vizyona sahiptir ve herhangi bir siyasi tarafa ya da partiye mensup değildir. Toplumsal barışı ve Tunus’u kurtarmak için anlaşmazlıkların ve çatışmaların aşılmasını destekliyor. Bunları da Tunus’un herkesi barındırabileceğini gösterir düzeyde ortaya koyuyor.”
مشاركة :