Tunusta kadın seçmenin tercihi ne olacak?

  • 10/3/2019
  • 00:00
  • 2
  • 0
  • 0
news-picture

Basil Tercuman Tunus’ta gelecek pazar günü yapılacak yasama seçimleri hazırlıkları, aday listesindeki kadın adayların sayısında önemli bir düşüşe tanık oluyor. 217 kişilik Temsilciler Meclisi koltuklarını kazanmak için 1570 aday rekabet ediyor. Kadınlar ise liste sayısının yalnızca yüzde 14’üne eşit olacak şekilde 24 listede mevcut. Bu çerçevede bu yıl, 2014 yılında gerçekleşen yasama seçimlerine kıyasla büyük oranla bir düşüş yaşandı.Partiler ve siyasi başarısızlık 2014 yılındaki seçimlerin ardından Tunus’u yöneten partilerin siyasi başarısızlığı sonucunda siyasi sahnedeki kadınların sayısında düşüş yaşandı ve bu düşüş, vatandaşların güveninin sarsılmasına yol açtı. Seçim listeleri ilkesini benimseyen seçim sistemine göre, listelerin aldığı oylar, lider seçiminde de etkili olacak. Bu durum ise yüzde 80’den fazlasını erkeklerin oluşturduğu listelerin ilk sırasındaki isimlerin meclise ulaşma yolunda en şanslılar olduğunu gösteriyor. Şarkul Avsatın Independent Arabia’dan çevirdiği haberine göre sivil toplum aktivisti olan Sonia eş-Şabi, bu tehdidi “kadına yönelik toplumsal tutumun gerçek bir ifadesi” olarak niteledi. Şabi, her konuda vatandaşların haklarının tehdit altında olduğunu vurguladı. Kadınların, bu hakları savunmak ve korumak için ön saflarda olduğunu belirten Şabi, ancak bir pozisyona dair tasnif, atama ve seçim süreci olduğunda kadınların son saflara atıldığını söyledi. Sonia eş-Şabi, “Solcu ilerici ve modern partiler bile, kadınlara karşı aynı zihniyetle yaklaşıyor” dedi.Zihniyetin değiştiğine dair umutsuzluk Şabi, kadınlar arasında zihniyetin değiştiğine dair bir umutsuzluk duygusunun arttığını söylerken, devrimden 8 yıl sonra partilerin, hala kadınları seçim listelerini güzelleştiren bir tablo ve seçmenlerin kendilerine oy vermesi için bir yem olarak gördüğünü belirtti. Bu çerçevede her vilayette liste başkanlığına dahil etmek üzere kadınların arandığını, ancak hala oldukça az listede kadın başkanların olduğunu söyledi. Maalesef modernist, ilerici ve merkezci güçlerin hiçbir zaman kadınlara olumlu bir saygı göstermediğini ifade eden Şabi, “Yasalar uyarınca listelerde eşit mevcudiyete saygı gösterilmesi gerekiyor” dedi.Azınlıktaki kadın adaylar 2014 cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk kadın adayı Gülsüm Kono, başkentteki yasama seçimlerinde “Vatandaşlar ve katılıyoruz” listesine başkanlık etti. Kono, yaptığı açıklamada, “İktidarda ya da muhalefette olsun tüm partiler, vatandaşların isteklerine yanıt vermekte başarısız oldu. Tunus’ta siyasi rollerine çok fazla aldırış etmeyen kadın seçmenler başta olmak üzere kafası karışık olan vatandaşlar, oylarını kime vereceğini bilmiyor. Bu, kadınların siyasi sınıfın ön saflarında görünmesini engellemeye çalışan partilere eril zihniyetin egemen olduğunun da bir göstergesidir. Hatta demokratik olduklarını iddia eden partiler bile kadınların, listelerinde en üst sırada olmasına izin vermiyor ve kadınların yeteneklerine inanmıyorlar” ifadelerini kullandı.Kaotik tsunami Bir üniversitede profesör ve feminist bir aktivist olan Hatice bin Huseyin, “Kadınların, bir sonraki Temsilciler Meclisi’ne katılımında yaşanan düşüş, sadece sayıyla ilgili değil, aynı zamanda meclisteki kadın varlığına dair entelektüel ve ideolojik yönelimle de ilgilidir. Önceki mecliste Nahda Hareketi’ndeki kadın milletvekilleri, kadın haklarını teşvik etme ve kazanımlarını savunma hususunda net ve onurlu bir konuma sahip değildi” dedi. Bin Huseyin, “Konseyin gelecekteki şeklinin, ideolojik ve toplumsal cinsiyet ayrımları düzeyinde değişeceği ve sonucun hayal kırıklığı yaratacağı hususunda gerçek endişeler var” ifadelerini kullandı. Hatice bin Huseyin ayrıca, “Bir sonraki mecliste ortaya koyulacak meseleler, en az 60 yıldır üstesinden geldiğimize inandığımız ciddi konulara geri dönüş niteliğinde olacak. Bir sonraki meclis, şekil ve devletin sivilliğini değiştirme arayışında büyük bir rol oynayacak” dedi. Bin Huseyin, demokratik ve ilerici akımların Tunus’taki mevcut durumla ilgili olarak büyük sorumluluklara sahip olduğunu, çünkü bu akımların kadınları listenin başına koyamadığını vurgulayarak, “Bu, genel bir duruştur ve ilericilerin bile eşit paylaştırmadan mutmain olmadıklarını göstermektedir” ifadelerini kullandı.Kadınların, rollerindeki bu düşüşe dair sorumlulukları Kadınların siyasi sahnedeki rollerinin azalmasından kim veya neyin sorumlu olduğu hususuna değinen gazeteci Raşa et-Tunusi, “Kadınların hak ve pozisyonlarını kaybetme tehdidi, yüzde 50 oranında bu durumdan sorumlu. Çünkü eril bir toplumda listelerin ilk sırasındaki varlıklarını savunabilme yeteneklerine ve potansiyellerine ilişkin güven eksikliği nedeniyle kadınların varlıkları ve rolleri marjinalleşti. Sonuç olarak, seçim listesinde ikinci sıradaki varlıkları, onları memnun etti. Tunuslu kadınlar, geri çekilmekte hatalı. Güvensizlik endişesi, hakları için savaşmamalarına neden oldu. Ona ulaşmak için mücadele etmezseniz de kimse size herhangi bir hak vermez” değerlendirmesinde bulundu. Tunusi, “Başta Cumhurbaşkanı Beci Kayid el-Sibsi ve partisi Nida Tunus olmak üzere kadınlardan ve haklarından bahseden siyasi yetkililer, 2014 yılındaki seçimleri kazandıktan sonra bu meseleyi ve kadınlara yönetimde rol vermeyi görmezden geldi” ifadelerini kullandı.Erkek-egemen zihniyet Gazeteci Mebruke Hudayr, “Kadınların siyasi faaliyetlerden geri çekilmesinin; Tunus’un zihniyet açısından gerileyerek, ‘kapanık bir zihniyete sahip olan İslami akımların yükselmesi nedeniyle muhafazakar ve hatta gittikçe daha da muhafazakarlaşan’ eril bir zihniyet benimsemesi de dahil birçok sebebi bulunuyor. Bu gerileme, en fazla feminist zihniyete yansıdı ve nihayetinde bugün, çok sayıda kadın siyasi liderlik yapma cesaretine sahip değil. Paradoksal olarak İslami eğilimli Nahda Hareketi, gelişmiş siyasi ve egemen pozisyonlarda kadınların yeteneklerine inanmayan diğer partilere kıyasla parlamentoda en fazla kadın temsilciye sahip olan harekettir” açıklamasında bulundu. Hudayr, “Tunuslu kadınlar, kendilerini yetkin ve yetenekli olarak görmedikleri için durum karşısında büyük bir sorumluluk üstleniyorlar. Savunma eksikliği ve davalarını savunmaya dahil olamamaları, siyasi rollerinin azalmasına olanak tanıdı ve siyasi sahnedeki hiçbir oluşumun, kadınların davasını savunmamasına neden oldu. Kadınlar, tıp, eğitim, bilim ve medya gibi birçok alanda ileri düzeyde varlık gösteriyor. Fakat liderlik hususunda kadın haklarını savunmayı bilmiyorlar. Ne yazık ki bu pozisyonlara ulaşanlar da kadınların bu düzeydeki haklarını savunmuyor” ifadelerini kullandı. Tunus’ta kadınların lehine bazı yasaların olduğunu, ancak bu yasalara zihinsel devrimin eşlik etmediğini belirten Mebruke Hudayr, sözlerinin devamında ise şunları söyledi; “Tunus’un zihniyetinin sarsılması gerekiyor ve bunu da yalnızca kadınlar sarsabilir. Geleneklere, taşlaşmış ve muhafazakarlaşmış zihinlere meydan okunmalı. Siyasi alanda çalışmak için gerçek bir anahtara sahip olmak ve kadınları bu alana dahil etmek, yolsuzlukla mücadeleye de katkı sağlayacaktır. Tunus siyasi sahnesi oldukça bozuk. Kadınlar, bu sahnede mevcut olsaydı yolsuzluk da büyük ölçüde azalmış olacaktı. En büyük sorun ise erkek sayısından daha fazla kadın seçmen olmasından kaynaklanıyor. Buna rağmen kadın seçmenler, yine de kadınlara değil erkeklere oy veriyor. Bugün kadınlar, bilinçli ve esas olarak emsalleri için bir oy hazinesi olmalıdır.”

مشاركة :