Tunus’ta anayasal krizin sebebi Nebil el-Karvi

  • 10/5/2019
  • 00:00
  • 1
  • 0
  • 0
news-picture

Basil Tercuman Başkent Tunus’taki Temyiz Mahkemesi’nin, cumhurbaşkanı adayı Nebil el-Karvi’nin serbest bırakılması hususunda yargı yetkisi bulunmadığına dair açıklamasının ardından birçok soru ve olasılık gündeme geldi. Bu soruların başında ise Karvi’nin, 13 Ekim Pazar günü yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimleri kampanyası sırasında aday Kays Said ile eşit haklara sahip olmadığı meselesi geliyor.Sonuçlara itiraz Tunus’ta sivil bir cezaevinde tutuklu bulunan Nebil el-Karvi, rakibi Kays Said’in sahip olduğu imkânlardan mahrum kaldığı cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonuçlarına itiraz edebilecek. Bu durum, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda seçim sonuçlarının iptal edilme ihtimalinin son derece yüksek ve beklenilen bir durum olduğunu gösteriyor. Temsilciler Meclisi üyesi Munzir Belhac Ali, Anayasa Konseyi tarafından Şubat 2014’te kabul edilen ve ülkeyi tehlikeli bir duruma sokan yasal boşluklarla dolu bir anayasa dolayısıyla Tunus’un, tarihinde görülmemiş bir anayasal krizle karşı karşıya kalacağını açıkladı. Independent Arabia’dan Basil Tercuman’a konuşan Belhac Ali, “Asıl sorun şu; geçici Cumhurbaşkanı Muhammed en-Nasır’ın 90 günlük görev süresinin bitiş tarihi olan 25 Ekim’den sonra işler nereye gidecek ve nasıl bir yol izleyecek? Nasır’ın görevini uzatmak için bir yasa yok. Bu durum ise bu pozisyonda bir boşluğa neden olacak ve ülkenin karşısına iki ihtimal koyacak. Bu çerçevede ilk olarak, Başbakan Yusuf Şahid’in başbakanlık görevinin yanı sıra cumhurbaşkanı olması için geçici bir ilan yapmak, ikinci olarak da yarın (6 Ekim) düzenlenecek olan yasama seçimlerinin ardından yeni Temsilciler Meclisi Başkanı’nın 90 günlük cumhurbaşkanlığı görevini üstelenmesini ilan etmek” değerlendirmesinde bulundu. Munzir Belhac Ali ayrıca, Tunus’un bir sonraki aşamada oldukça yüksek risklerle karşı karşıya kalacağına dair uyarıda bulundu.Acemilerin yazdığı anayasa Tunus’un ciddi bir krizden kaçınması için bir anayasal çözüme ulaşma meselesi, zor bir mesele olarak görünüyor. Siyasi analist Mustafa Meşat, yaptığı açıklamada bu krizlerin, 2014 yılında “acemiler” tarafından yazılan anayasanın bir ürünü olduğunu ve bu acemilerin, tüm bu afetlerden sorumlu olduğunu belirtti. Daha önce haklarında şüphe duyulan ve suçlama yapılan unsurların adaylığının engellenmesinin mantıklı olan durum olduğuna dikkati çeken Meşat, bu anayasayı hazırlayanların bu şartlara da açık kapı bıraktığını ifade etti.İkinci anayasal darbe Mustafa Meşat ayrıca, bugün aday Nebil el-Karvi’ye karşı yaşananların ve seçimleri aksatma girişimlerinin, meşruiyete karşı 27 Haziran’da başlayan ikinci bir darbe girişimi olduğunu vurguladı. Meşat, merhum Cumhurbaşkanı el-Beci Kayid es-Sibsi ilk kez hastaneye kaldırıldığında, Nahda Hareketi’nin ve müttefiki Yaşasın Tunus Partisi’nin dönemin Temsilciler Meclisi Başkanı Muhammed en-Nasır’ı da uzaklaştırmaya ve (Karvi’nin cumhurbaşkanlığı için aday olmasını engelleyen) siyasi tecrit yasasını yürürlüğe koymak için cumhurbaşkanlığı pozisyonunun boşluğundan faydalanmaya çalıştığını söyledi.Olası anayasal çözümler Tunus siyasal sahnesine zarar veren anayasal kriz, Anayasa Hukuku Profesörü Emin Mahfuz tarafından yeni bir problem olarak nitelendirildi. Mahfuz, “Anayasa, siyasal olaylara çözüm getirmeyen seçim yasası ve sabit ilkeler ile ‘anayasa uyarınca geçici cumhurbaşkanının yasal süresi olarak 45 ila 90 gün arasında belirleme yapan anayasal süreler’ arasında bir ayrım yapılmalıdır. Ancak vakitten daha önemli olarak anayasa ilkesini unutanlar var. Devletin sürekliliği; olası tarihler ya da seçim tarihi ve 72 bölüme sahip anayasa açısından en önemli durumdur” dedi. Seçim yasasının ikinci kısmının, seçimlerin özgür ve adil olmasını şart koştuğunu belirten Mahfuz, “Bu durum, mevcut cumhurbaşkanlığı seçimlerinde mümkün değil. Zira bu seçimlerde bir aday özgür ve bir aday da mahkûm. “Rakibimiz yok” diyen aday Kays Said, özgür ve adil seçimlerin kendisi açısından bir değeri olmadığını belirtiyor. Aynı zamanda seçmenler, seçimlerinde özgürdür. Aday da hareket etmekte ve seçmenlerle iletişim kurmakta özgür olmalıdır, ama bu seçimlerde böyle bir durum mümkün değil” değerlendirmesinde bulundu. Siyasi analist ayrıca, Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu’nun görevini tam anlamıyla yerine getirmemesi nedeniyle bu seçimlerde karşılaşılan sorunlara yeni bir sorunun daha eklendiğini vurguladı. Mahfuz, komisyonun kendi sorumluluğunu üstlenmesi ve seçimlerde dürüstlüğü sağlaması gerektiğini söylerken, 13 Ekim’deki seçimlerin de iptal edilmesi gerektiğini belirtti. Emin Mahfuz, “Bu seçimlerde eşitlik ve özgürlük eksikliği göz önüne alındığında, yeni seçimlerin yapılması için adaylık kapısının yeniden açılması gerekiyor” dedi. Mahfuz ayrıca, “Komisyona, seçimlerin belirlenen zamanda yapılması kararından vazgeçmesi ve cumhurbaşkanlığı için adaylık kapısının yeniden açılması çağrısında bulunuyoruz” ifadelerini kullandı.Son şans Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu Başkanı Nebil Bafon, geçtiğimiz Perşembe günü başkent Tunus’taki sivil cezaevinde, cezaevi duvarları arkasından seçim kampanyasını yürütme yollarını ele almak için Nebil el-Karvi ile bir araya geldi. Bafon, cumhurbaşkanı adayı Nebil el-Karvi’nin tutukluluğunun, seçim komisyonunu ikilemde bıraktığını açıkladı. Bafon, Tunus’ta yaklaşmakta olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ve cumhurbaşkanlığı pozisyonunun geleceğinin, Tunus’un krizden çıkması için anayasal çözüme ulaşma ihtimali ortasında hala net olmadığını vurguladı.

مشاركة :