Tunus Hakimler Derneği Yürütme Ofisi 24 Ağustos’ta yaptığı açıklamada, Temyiz Mahkemesi başsavcısına, cumhurbaşkanı adaylarından medya patronu Nebil el-Karvi ve kardeşi Gazi’nin gözaltına alınması hakkında detaylı bilgilendirme çağrısı yaptı. Ofis, kısa açıklamalarla yetinilmemesi gerektiğini söylerken, prosedürlerin şeffaflığının yargıya yönelik güveni korumak üzere hak ve özgürlüklerin temel güvencelerinden biri olduğunu ifade etti. Hakimler Derneği, medya organları aracılığıyla kamusal diyalog hakkı ve yargının, siyasi gerginliklerden uzak kalması arasında bir denge kurulması gerektiğini vurguladı.Siyasi davranışlarda sapma Demokratik Çalışma ve Özgürlükler Forumu (FDTL) siyasi bürosu, Nebil el-Karavi’nin gözaltına alınmasının ardından durumu görüşmek üzere olağanüstü şekilde bir araya geldi. FDTL, yargının bağımsızlığını savunma hususundaki kararlığını belirterek siyasi ve seçim çatışmalarından kaçınılması gerektiğini vurguladı. FDTL siyasi bürosu, yayınladığı kısa bir açıklamada Karavi’nin seçim sürecinde gözaltına alınmasının cumhurbaşkanlığı seçimlerini, kaçınılmaz olarak olumsuz etkileyeceğini ve seçimlerin sonuçlarına dair güvensizliğin oluşacağını dile getirdi. Parti ayrıca, adli makamlara da halka karşı tamamen şeffaf olma ve bu hassas durumda gözaltı kararı alınmasına yol açan tüm sebepleri açıklama çağrısında bulundu. Aynı zamanda milletvekili ve partinin Ulusal Konsey üyesi Celal Buzeyd, Independent Arabiye’den Huda el-Trablisi’ye yaptığı açıklamada, “Tunus’un yavaş bir şekilde ilerlediğine inanıyorduk. Ancak adalet temellerinin sağlamlaştırılması ve iktidarın barışçıl rotasyonu hususunda demokratik geçiş süreci yerinde saydı. Seçim istasyonunun, demokratik yapının pekiştirilmesinde yeni bir iz olduğuna inanıyorduk” ifadelerini kullandı. Karava kardeşler hakkındaki gelişmelerin ardından ülkenin şuan bir krizden geçtiğini ifade eden Buzeyd, “Bu durum, bize Zeynel Abidin bin Ali’nin benzer adaletini, uygulamalarını ve güvenliğini hatırlatıyor” dedi. Ulusal Konsey üyesi Celal Buzeyd, “Yusuf el-Şahid ve takipçilerinin siyasi davranışlarındaki bu sapma, kaçınılmaz olarak olumsuz etkilere yol açacak. Bu büyü, sihirbazına geri dönecek ve bu sapmanın bedeli pahalıya mal olacak. Tunus tarihinin en önemli aşamasında bu tehlikeli uygulamalara karşı koyulması ve kurumların umursamazlık ve hegemonyadan korunmalı” ifadelerini kullandı.“Tunus yargısına güveniyoruz” Öte yandan Nahda Hareketi Başkanı Raşid el-Gannuşi de partilerin güvenliği ve yargının bağımsızlığı hususunda bir basın açıklaması yaptı. Tunuslu Milletvekili Fatıma el-Masadi, Independent Arabia’ya yaptığı açıklamada, “Tunus yargısına güveniyoruz. Gözaltının zamanlaması, koşulları ve amacı hususunda çok fazla belirsizlik var. Yusuf el-Şahid, Karavi’nin beraatı veya yolsuzluk meselesine karışmış olmasından bağımsız olarak, önde gelen tüm siyasi muhaliflerini ortadan kaldırmak istiyor” dedi. Bu tür eylemlerin, Tunus’taki demokratik süreci etkilediğini ve hatta seçim sonuçlarına dair şüphe oluşturduğunu söyleyen Fatıma el-Masadi, Tunus siyasetinin hesapların karışmasına yol açtığını söyleyerek, “Bu durum, siyasi çatışmalarda yargı gibi devlet organlarının sömürülmesi hususunda bir tehdit oluşturuyor” dedi. Aynı şekilde Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu başkanı Nebil Bifun, Cumhurbaşkanı adayı Nebil el-Karavi’nin, cumhurbaşkanlığı adaylığına dair herhangi bir aksi karar asi alınmadığı sürece ismini aday listesinde bulunacağını vurguladı. Bifun, “Aday, adil şekilde yargılanarak suçlu olduğu kanıtlanıncaya kadar aday olarak kalmaya devam eder” açıklamasında bulundu. Tunus Anayasası’nın 27. maddesi, sanığın adil şekilde yargılanarak suçluluğu kanıtlanıncaya kadar masum olduğunu belirtiyor.Büyük bir skandal Cumhurbaşkanı adayının gözaltına alınma nedenleri ve Tunus siyasi sahnesine yönelik yankıları incelenirken gazeteci Muniye el-Arfavi, “Nebil el-Karavi’nin gözaltına alınması, seçim yasası düzeyinin yanı sıra usul hukukunun uygulanmasında bir krizi tetikledi. Cumhurbaşkanlığı adayının gözaltına alınması, Tunus’ta ve hatta bölgesel çevremizde, gözaltıların siyasi sahneye yönelik yansımaları göz önüne alındığında, bir emsal teşkil ediyor” ifadelerini kullandı. Arfavi, “Nebil el-Karavi, adayların kabul edildiği son gün olan 31 Ağustos öncesinde cezaevinden ayrılmazsa bile yarışta kalacak ve bu pozisyon için yarışacak. Partisinin, seçim kampanyası düzenleme hakkı var. Karavi’nin yokluğunda da seçim kampanyası düzenleyebilecek. Hiçbir durum, seçmenin Karavi’ye oy vermesini engelleyemez. Seçimlerde o da kazanabilir” dedi. Muniye el-Arfavi’nin belirttiğine göre ikinci bir yasal kriz geliyor. Öyle ki Karavi, parmaklıklar ardında kalırsa, cumhurbaşkanıyken de dava devam edecek bu gerçekten büyük bir skandal olacak. Gazeteci, “Tunus yasasında emsali görülmemiş bir yasal usul krizi yaşıyoruz. Bugün kimse, gelecekte ne olacağını bilmiyor” şeklinde konuştu. Aynı şekilde Arfavi, “Selim el-Riyahi, Hatim Bulbayar ve Nebil el-Karavi gibi yolsuzluk şüphesiyle bilinen cumhurbaşkanlığı adaylarının ahlaki boyutuna” dair de bazı sorular gündeme getirdi. Muniye el-Arfavi ayrıca, bu durumun geçiş sürecini karmaşıklaştıran siyasi yaşama dair tehlikelerinin göz ardı edilmesi dolayısıyla seçim yasası ve siyasi sınıfın başarısızlığını da eleştirdi.
مشاركة :