İran’ın Irak’taki hegemonyası, müdahalesi ve nüfuzu halkın öfkesine neden olduğu için göz ardı edilemez. İran, ABD ve Avrupalılar ile yaşadığı krizi gidermek için Irak’ı vekalet savaşının yapıldığı bir alana dönüştürmek istiyor. İran, Irakın kaynaklarını sömürmek ve yaşadığı ekonomik krizinin ortadan kalkması için Irak’ı kullanmaya çalışıyor. Bir ülke için musibet anlamına gelen bir şey bir başka ülke için çıkar anlamına gelebilir. İran, Irak’taki gösterilerin petrol üretiminde bir düşüşe yol açmasını ve petrol fiyatlarının dünya genelinde artmasını istiyor. Bu durum ayrıca İranın Hürmüz Boğazındaki kurcalama politikasını da açığa çıkarıyor. Hangi gerekçeyle olursa olsun İran’ın, Irak topraklarında yer almasını protesto etmek için gösteriler düzenlendi, İran ise bu durumu bile fırsata çevirmek istiyor. 2003’te Irak savaşının ardından Bağdat’ın İran destekçilerinin ve ajanlarının kontrolüne geçmesiyle İran, Irak’a nüfuz etti ve devletin kılcal damarlarını ele geçirdi. Iraklıların öfkesi Iraklı gençler tarafından dile getirildi. Ülkede kaos ortamı ve yolsuzluğun hakim olmasının ardından Iraklılar, yolsuzluk yapanların cezalandırılmasını ve kendileri için iş fırsatlarının yaratılmasını istiyorlar. Irak Yolsuzluk Algı Endeksi’nde dünyada 12. Sırada yer alıyor. Gösterilerde öfkeli gençler Humeyninin posterlerini yaktılar ve içerisinde Bedir Örgütü, Ulusal Hikmet Hareketi ve Ashabu Ehli’l Hak da dahil olmak üzere İrancı parti ve milislerin merkezlerine saldırdılar. Irak’taki halk gösterileri herhangi bir parti tarafından organize edilmiyor. Bu gösterilerin yapılmasındaki etkenler; halkın öfkesi, Irak Hükümeti’nin kötü yönetimi ve İran müdahalesinden duyulan hoşnutsuzluk. Gösterilerde “İran dışarı, Bağdat özgür kalacak” sloganları atılıyor. Ayrıca atılan sloganlarda herhangi bir parti veya ideoloji izine rastlanmazken sadece milli çıkarlar talep ediliyor. Gösterilerde atılan sloganlar, İran’ın Irak’a açıkça müdahalesine karşı hükümetin ve siyasi partilerin utanç verici bir şekilde sessiz kalmasından duyulan öfke halini ve hoşnutsuzluğu da ortaya koyuyor. Bu gösterileri; işsizliğin artması, yolsuzluğun yaygınlık kazanması, sağlık, eğitim ve altyapı gibi hizmetlerin Irak genelinde özellikle de güneydeki illerde eksik bir şekilde yerine getirilmesi veya hiç yerine getirilmemesi gibi problemlerden ayrı tutamayız. Gösterilerde, siyasi partiler ve politikacılar yer almadı, çünkü gösterilerde siyasilerin performansları ve Iraklıların isteklerine karşı ilgisizlikleri açığa çıkarılıyor. Ayrıca siyasetçiler bu gösterilere öncülük edecek meziyete sahip değiller. Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi’nin Terörle Mücadele Birimi Komutanı Korgeneral Abdulvehhab es-Saidi’yi merkeze çekme kararı protestoların başlamasındaki son neden olarak gösteriliyor. Bu karar kıdemli subay Abdulvehhab es-Saidi’ye karşı hakaret olarak görüldü. Musul’un kurtuluşunda önemli rol üstlenen Abdulvehhab es-Saidi’nin , Kasım Süleymani ve İranlı generallerle arası iyi değildi. Irak hükümetinin gösteriler karşısındaki tepkisi hatalıydı, hatta felaketti. Polisin, göstericileri dağıtmak için göz yaşartıcı gaz ve canlı mermi kullanması onlarca kişinin ölümüne ve yaralanmasına yol açtı. Irak BM Özel Temsilcisi Jenin Hennes, yaşanan şiddet olayları ile ilgili endişelerini dile getirdi. Bu gösterilerin yapılması sadece yaşam şartlarına indirgenemez. İran’ın, Irakı Arap kimliğinden ve Arap çevresinden uzaklaştırma ve kimliksiz bir yapı haline getirme girişimleri de bu gösterilerin düzenlenmesinde etkili olmuştur. İranın Iraktaki gösterileri değiştirme, tersine çevirme ve kendi lehine kullanma girişimleri, kaçınılmaz bir başarısızlık ile karşı karşıya kalmasına neden olacak. İran’a rağmen ülke Irak ülkesi halk Arap halkıdır. Iraklıların, yolsuzluk yapanları ve İran ajanlarını ülkeden çıkarmak en tabi haklarıdır. Irak’ta düzenlenen gösteriler, yolsuzluğa ve İran’ın Irak’ta kurmak istediği hegemonyaya karşı başlatılacak devrimin habercisi. Irak halkı kazanacak!
مشاركة :