Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suudi Arabistan ve BAEye dört konu hakkında konuşmak için ziyarette bulundu. Birincisi, dünyadaki en büyük iki üretici ve ihracatçı olan Rusya ve Suudi Arabistan arasında, yıllar önce imzalanan petrolün piyasaya sürülmesi ve dengelenmesine yönelik anlaşmanın ele alınması. İkincisi; teknoloji, tarım, barışçıl amaçlarla kullanılması şartıyla nükleer enerji, kültür ve arkeoloji gibi birçok alanda iş birliği yapılması konusunun ele alınması. Üçüncüsü; Yemen ve Suriye dosyası. Acaba Putin, bu iki meselede Suudi Arabistan ve BAE’ye ne gibi bir öneride bulunacak veya bu konuda neye işaret edecek? Dördüncüsü; Arap-İran ilişkileri, yaşanan gerginlikler ve sorunların masaya yatırılması. İlk konu, olan enerji konusu çok önemli. Ancak daha önceden yapılan anlaşma geçerli olduğu için bu konuda büyük sorunlar yaşanmamaktadır. Her iki taraf da piyasayı fazla enerjiye boğmamak ya da piyasayı kurak bırakıp fiyatların artmasına neden olmamak için sürekli bir istişare halinde. Son zamanlarda OPEC üyesi olan ve OPEC dışındaki ülkeler Suudi Arabistan ve Rusya’nın belirlemiş olduğu petrol dengelerine cevap vermedikleri için birtakım sorunlar yaşadılar. Bu ülkelere; Venezuella, Gabon ve Güney Sudan örnek olarak gösterilebilir. Son olarak, ABD’nin İrana yönelik uyguladığı yaptırım sorunu var. ABD’nin uyguladığı yaptırım gereği İran, petrolü en az miktarda ihraç edebiliyor. Suudi Arabistan bu yaptırımı destekliyor, çünkü Trump’ın Nükleer anlaşmada değişikliğe gidilmesi fikrini kabul ediyorlar. Bu yaptırım, İran’ı balistik füzeler konusunda müzakerelere zorlayabilir. Arap ülkelerinde kargaşa ortamının oluşması ve şiddetin yayılmasının iki ülke arasında bir anlaşmazlık nedenine dönmesi beklenmiyor. Toplantıda ele alınan ikinci dosyada, çoğu sayıda sektörde karşılıklı yatırım anlaşmaları yapılırken birçok alanda, çoğu teknolojide aranan Rus uzmanlığı gibi zengin ve verimli işbirliği sağlandı. Putin ve bazı heyet üyeleri, Rusların 2030 planını kurtarmak için deneyimlerini paylaştığını söyledi. Bu yüzden müzakereler uzun sürdü. Böylelikle 21 yasal anlaşma ve bir mutabakat paktı imzalandı. Putinin Suudilere Rusya’nın gelişmiş silah teknolojilerini teklif etmemesi garip olurdu. Özellikle, Türkiye’nin ABDnin F35 uçakları yerine Rusya’dan S-400leri satın alması Rusya’nın ABD ile rekabet edebilecek düzeye geldiğini ortaya çıkarıyor. Bu durum ABD’lileri ve Avrupalıları kızdırdı. Putin, tarafsız olduğunu iddia ederek, Saudi Aramco petrol saldırıları sırasında ABD silahlarının yeterli olmadığının gün yüzüne çıktığını belirtiyor. Rusya ve Suudi Arabistan arasındaki iş birliği dosyası o kadar büyük ki, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suudi Arabistan olmadan birçok ülkede sürdürülebilir bir kalkınmanın sağlanmasının imkansız olduğunu belirtiyor. Üçüncü dosyada, Yemen, Suriye ve Libya sorunları yer alıyor. Yemen dosyası Suudi Arabistan için çok önemli. Yemen dosyasında Rusya’nın bakış açısı Suudi Arabistan’a yakın. Yemen’i kasıp kavuran savaşta Husileri destekleyen ülkenin İran olduğu gün gibi ortada. Rusya Yemen meselesinde ne yapabilir? İranlılar, Yemende savaşı sonlandıracak olası bir çözüm önerilerini Putin’e sundular mı? 2216 sayılı BM kararı mevcut. Aynı şekilde BMnin Yemen’i güvence altına almak için yaptığı Stockholm Anlaşması mevcut. Ancak Husiler bu kararları veya anlaşmaları uygulamak yerine savaşı daha da alevlendirmek istiyorlar. Son zamanlarda Nasrallah ve Hamaney’in, Yemen ve Kızıldenizi kontrol altına alacağız açıklamaları, Husilerin gözünden kaçmadı. İran, Suudi Arabistan’ı Yemen üzerinden tehdit ediyor. Hatta İranlılar, kuzeyden yapılan petrol saldırılarını bile sadece güneyden yapma imkanı bulunan Husilerin yaptığını iddia ettiler. Bu konu şüphesiz ki gündeme geldi. Ancak, daha önce de söylediğim gibi, Ruslar bu konuda bir şey önerebilir mi? Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır, Libyadaki kargaşanın sona bulmasını istiyorlar. Burada da Rusya’nın benimsediği tutum, Arapların benimsediği tutuma yakın. Amerikalılar şu anda Libya hattına dahil değiller hatta İtalya, Fransa ve İngiltere gibi Avrupa ülkeleri bile Libya meselesini gündemlerine almadılar. Putinin hedefleri arasında silah satmak (geçtiğimiz günlerde Halife Hafter tarafından ziyaret edildi) ve Avrupalılarla rekabet etmek mi var? Suriye sorunu en karmaşık sorun olarak kalmaya devam ediyor. Suriye sorununda anahtar rolünü üslenen ülke ise Rusya. İran ve Türkiye yıllardır Suriye’de kendi politikalarını dayattılar. Rusya, Astana sürecine dahil olduğunu kabul etti. Suriye Anayasa Komitesi nihayet kuruldu. Ancak barış hâlâ çok uzak görünüyor. Türkiye’nin son olarak Suriye’de düzenlediği ve Arap Birliği’nin kınadığı askeri operasyon, Kürt savaşçıları sınır dışı etmek için Türkiye’ye sınır bölgesini teslim eden Amerikalıların ve Rusların, sınırlar konusunda Erdoğan’la aynı fikirde olmadığını ortaya koydu. Putin endişeli, Orta Doğu’da başka bir savaş istemiyorum diyen Trump ise Kürtlere ihanet etmekle suçlansa da bu durumu önemsemiyor. Ancak Putin; Suriye rejiminden, toprak bütünlüğünden ve Suriye’de barışın sağlanmasından kendisini Beşşar Esed’den daha fazla sorumlu tutuyor. Hiç şüphe yok ki, Araplar Suriye ile ilgilenmek istiyor. Peki Ruslar Arapların parasıyla Suriye’nin yeniden inşa edilmesi önerisinin dışında başka ne teklif ediyor? Para ve mültecilerin geri dönüşleri karşılığında, Arap varlığının olumlu yönde bir denge oluşturması teklifinde bulunabilirler, çünkü özellikle Suriyenin kuzeyindeki büyük kesimler rejimin elinde değil. Ancak Arapların iki itirazı var: Suriye’deki İran ve Türk varlığı (Rusyanın müttefikleri) ve Esed rejiminin işlediği cinayetler ve insanları yerinden etmesi sebebiyle yargılanmadan yönetimde kalması. Suudi Arabistan, BAE ve Kuveyt; Libya’yı defalarca imar ettiler ancak şimdi İran orada hakimiyetini kurdu ve Libya’yı imar eden söz konusu ülkelere karşı kullanıyor. Katliam, yerinden etme ve tutuklamalar devam ettikten sonra Suriye’nin yeniden inşa edilmesinin Suriye halkına ne faydası var? Elbette Rusya, politik çözümün ilerleme kaydetmesi ve yerinden edilmiş kişilerin geri dönüşü üzerinde kademeli olarak etkili olabilir. Ancak Rusya, İran ve Türkiye’nin disipline edilmesi yönünde bir garanti vermediği gibi önümüzdeki yıllar için Suriye’de Esed’in dışında birisini de düşünmüyor. Birçok Arap iş adamı Suriyenin yeniden inşası için yatırım yapmakla meşgul. Rusya’nın teklifi tam olarak nedir ve Suudi Arabistan ve BAE bu teklife verebileceği cevabın kapsamı ne? Suudi Arabistan-İran veya İran-Arap gerginlikleri devam ediyor. Araplar İrana karadan veya denizden saldırmadılar, milislerini de Arap ülkelerine yerleştirmediler. Şiiliği yaymak, yerinden etmek ve kimlik değiştirmek gibi politikaları da benimsemediler. Deniz güvenliğinde, Arapların yanında artık ABDliler ve İngilizler var. İranlılar ise doğrudan saldırmaya veya milisleri yoluyla dolaylı bir şekilde saldırmaya devam ediyor. Dört Arap ülkesinin başkenti Şii milislerle dertte, üçü ise tehdit altında. Pakistan ve diğer ülkeler arabuluculuk teklifinde bulunuyorlar. Fakat İranlılar, istemesi halinde sadece ABD’yi dinlerler. Ruslar ise yardım etmek ve nezakette bulunmak konusunda mecburlar. Ruslar herhangi bir meselede arabuluculuk yapacak mı? Yol zor ve uzun. Putin’in, Suudi Arabistan ve BAE ziyaretleri tüm sıkıntılara rağmen önemliydi.Ebul Âla Maarrî sevdiğine ulaşma yolunda çektiği sıkıntıları şöyle anlatıyor;Evini temelsiz zemine yapan mezara yakın olur Ama evsiz de insan perişan olur...
مشاركة :