Türkiye, Fayiz es-Serrac başkanlığındaki Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile 27 Kasım’da Doğu Akdenizde deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına ilişkin mutabakatı imzalamasının ardından kıta sahanlığında izinsiz çalışmalara izin vermeyeceği yönünde uyarıda bulundu. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, geçtiğimiz Salı günü katıldığı bir televizyon programında, “İmzaladığımız anlaşma uluslararası hukuka uygundur ve Türkiye’nin uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarının korunmasına yöneliktir. Kıta sahanlığımızda izinsiz kimse çalışma yapamaz. İzinsiz girilirse engelleriz” dedi. Çavuşoğlu, söz konusu mutabakata yönelik anlaşmazlığı çözmek için Türkiye’nin Yunanistan ile görüşmeye hazır olduğu dile getirerek, “Yunanistan bizimle anlaşmaya varsa biz bu anlaşmaya hazırız. Askerlerimiz arasında güven artırıcı toplantılar yapılıyor. Biz gerginlikten yana değiliz. Uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarımızdan yanayız. Her iki tarafında hakkını koruyacak bir yaklaşım olursa çözüm olur” ifadelerini kullandı. Çıkarların uyuşması halinde Lübnan, Yunanistan ve Mısır ile anlaşmaya varılabileceğini söyleyen Çavuşoğlu, “Şartlar oluştuğu zaman tüm Akdeniz ülkeleriyle çalışırız” dedi. Türkiye, Libya ile varılan mutabakatın ardından Doğu Akdenizdeki kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge sınırlarını gösteren bir harita paylaşmıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise konuya ilişkin birkaç gün yaptığı açıklamada, “Türkiye ve Libya olarak karşılıklı yeni bir anlaşma ile belirlediğimiz bu münhasır ekonomik bölge alanlarında ortak arama faaliyetleri gerçekleştirebileceğiz” şeklinde bir yorum yapmıştı. Kıbrıs Amerikan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Uğur Özgöker, Libya ile imzalanan mutabakatın Türkiyenin Doğu Akdenizdeki tüm hak ve hukukunu koruma altına aldığını söyleyerek, Yunanistan’ın yıllardır kurguladığı sistemin çöktüğünü savundu. Anadolu Ajansı’na (AA) demeç veren Özgöker, söz konusu mutabakatın Doğu Akdeniz’deki dengeleri büyük ölçüde değiştirdiğini belirterek, Türkiyenin Doğu Akdenizde Barbaros Hayrettin Paşa, Fatih ve Yavuz gemileriyle uluslararası hukuka uygun arama yapması için bu anlaşmanın gerekli olduğunu vurguladı.Ankara’nın Doğu Akdeniz’e yönelik siyasetinde birlikte hareket edebileceği bir ülkeyle anlaşmasının önemine dikkat çeken Özgöker, açıklamasını şu ifadelerle sürdürdü; “Türkiye, Mavi vatan diye tanımladığı kendi münhasır ekonomik bölgesinde, denizaltı enerji kaynaklarının çıkarılması ve işletilmesi konusunda kararlığını bu anlaşmayla çok net bir şekilde ortaya koymuştur. Başta Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistana bu kararlılık mesajını vermiştir. Libya ile yaptığımız anlaşma ile Kıbrısın batısındaki 200 millik hakkımızı tescil ettirmiş olduk.”Özgöker konuya dair ayrıca şunları kaydetti; “Doğu Akdenizde deniz yetki alanlarımızın batıdaki sınırlarının bir bölümü uluslararası hukuk kurallarına ve mahkeme kararlarına tamamen uygundur. Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne (16 Kasım 1973) uygun bir şekilde imzalanmıştır.”
مشاركة :