Aktivist Sair Tayyibin, dün, Divaniye şehrinde (Bağdatın 180 km güneyinde) düzenlenen cenaze töreni, binlerce vatandaşın yetkilileri kınadığı ve faillerin cezalandırılmasını talep ettiği kitlesel bir gösteriye dönüştü. Kortej, naaşı şehrin merkezindeki gösteri meydanına taşıdı. Protestocular, Divaniye şehrinde büyük İran yanlısı partilerin bürolarını ve merkezlerini ateşe verdiler. Söz konusu partiler; Fazilet Partisi, Davet Partisi, Bedir Örgütü ve Asaib Ehlil Hak Hareketi. Sair Tayyib on gün önce kimliği belirsiz kişiler tarafından arabasına yerleştirilen patlayıcının infilak etmesi sonucu ağır yaralanmıştı. Patlamadan on gün sonra Sair Tayyib hayatını kaybederken arkadaşı Ali Hamza el-Medeni sağ kurtuldu. Sair Tayyibin ölüm haberi birlikte şehre hüzün ve öfke hakim oldu. Sair Tayyib’in öldüğünün açıklanmasının ardından göstericiler, siyasi partilerin ve silahlı grupların bürolarını ikinci kez ateşe verdiler. Protesto öncesi binalar boşaltılması can kaybının yaşanmasını önledi. Yaşananları Şarku’l Avsat anlatan kaynaklar, göstericilerin Davet Partisi, Bedir Örgütü, Asaib Ehlil Hak Haraketi ve Ulusal Hikmet Hareketi’nin merkezlerini ateşe verdiklerini belirtiler.Cenazeye katılan göstericiler hafif silahlar taşıdılar Söz konusu kaynaklar, bir sivil eylemcinin cenazesinde ilk kez meydana gelen bir uygulamaya atıfta bulundu. Kortej, yetkililere ve milislere açık bir tehdit mesajı vermek amacıyla ellerinde hafif silahlar taşıdılar. Göstericiler bununla yetkililere ve milislere, aktivistlere yönelik öldürme ve suikast eylemlerinin devam etmesi halinde kendilerine silah doğrultabilecekleri mesajını verdiler. Irak İnsan Hakları Komisyonu istatistiklerine göre, Sair Tayyibin ölümüyle birlikte, silahlı çeteler tarafından öldürülen eylemcilerin sayısı otuzu aştı. Protestocular, Sair Tayyib için Tahrir Meydanında sembolik bir cenaze töreni düzenlediler. Irak’ta sosyal medya sitelerinde suikastler sonucu hayatını kaybeden aktivistlerin fotoğrafları ve Iraklı yetkililere yönelik kınama mesajları çokça paylaşıldı. Irak makamları aktivistleri hedef alan çetelerin karşısında açık bir zaafiyet gösteriyor. Iraklı yetkililer olayların kaynağına ilişkin herhangi bir açıklama yapmadılar. Ancak eski Başbakan Haydar el-İbadi, Mısır merkezli El-Yevm 7 gazetesine verdiği demeçte aktivistlere yönelik suikastlerin arkasında "Devlete karşı cephe alan mürted güçlerin" yer aldığını belirtti. İbadi bu güçlerin kendisini devletten daha büyük gördüklerini ve karşılarında caydırıcı ve kararlı bir güç görmediklerini ifade etti. Haydar el-İbadi, “Bu hükümetin (istifa eden Adil Abdulmehdi hükümeti) siyasi partilerin desteği ile ortaya çıkmasında dış etkenlerin rolü var. Bugün ise 2018’de ekilenleri biçiyoruz” dedi. Geçtiğimiz günlerde Bağdatın merkezinde suikast girişimine uğrayan sanatçı ve aktivist Avos Fadıl dün bir video yayınladı. “Karpuz Şehri” isimli meşhur programı beraber sunduğu arkadaşlarının da yer aldığı videoda, Avos Fadıl’ın suikastçısı ile alay ettiği görüldü. Irak şehirlerinin çoğunda gösteriler dün devam etti. Göstericiler dün Necef kentinde maraton koşusu düzenlediler. Koşu, Kufe Üniversitesi’nin kapısından başlayıp göstericilerin bulunduğu 1920 Devrim Meydanında sonlandı. Protestoların, köprü ve yol kapatma eylemlerinin devam ettiği Zikar kentinde onlarca gösterici sanayi konutunun girişindeki İranlı süt şirketi Kalh’ın şubesine saldırdılar ve şubeyi kapattılar. Olay yerinden aktarılan bilgilere göre, göstericiler şirketin kapısına "Halkın ve şehitlerin emriyle kapalı" ifadesini yazdılar. Kalh şirketi bir hafta önce Necef şehrindeki merkez şubesini kapatmaya karar verdi. Ürünlerinin Irak’ta büyük çapta boykot edilmesi sebebiyle şirketin büyük zarar etmesi ve şirket yöneticilerinin, göstericilerin Necef ve Kerbeladaki iki İran konsolosluğunu ateşe verdiği gibi şirketin binalarını da ateşe vermelerinden duydukları endişe bu kararın alınmasında etkili oldu. İran-Irak Ticaret Odası Başkanı Yahya İshak, “Güney Iraka yönelik ihracat hacmi şu anda azalırken, Kürdistan bölgesine yönelik ticaret hacminde bir artış kaydedildi” açıklamasında bulundu. Öte yandan, dün parlamento tarafından oylanan “bireysel oylama ve çoklu seçim bölgesi” maddelerinin yer aldığı seçim yasasıyla ilgili gösterici grupları arasında farklı görüşler ortaya çıktı. Birçoğu yeni seçim yasasını memnuniyetle karşılayıp bu gelişmeyi Başbakanın istifasından sonra göstericilerin elde ettiği ikinci bir zafer olarak niteledi. Kimileri ise bunun iktidar güçleri tarafından kabul edilip oylanan bir yasa olduğunu ve iktidar güçlerinin bir sonraki seçimde bu yasayı kullanıp şanslarını artıracaklarını düşünüyor. Bu durum, eylemcilerin iktidar güçleri ve siyasi partilerin aldıkları kararlara ve uygulamalarına karşı duydukları mutlak güven eksikliği sorununu ortaya koymaktadır. Yeni seçim yasasına ilişkin ortada bir tutum benimseyenler, “Seçim yasasının arzu edilen değişim için tek başına yeterli olmaz asıl önemli olan yolsuzlukla mücadele, partilerin yapacağı katı bir yasa yoluyla silahlı grupların silahsızlandırılması ve seçimlerin yapılması için bağımsız ve şeffaf bir komisyon aracılığıyla uygun bir ortamın oluşturulmasıdır” şeklinde görüş beyan ediyorlar.
مشاركة :