Cezayir halk hareketi ve yeni yönetim: 2020de açık senaryolarla karşı karşıya

  • 1/2/2020
  • 00:00
  • 7
  • 0
  • 0
news-picture

Atıf Katadre 22 Şubat’ta başlayan halk hareketi, ilk yıl dönümüne yaklaşırken, her cuma günü sokakların dili aynı ifadeleri haykırdı. Kesintisiz şekilde 45 haftadır devam eden yürüyüşlerde, halk protestoları sırasında tutuklananların serbest bırakılması talep edildi. Halk hareketi aktivistleri ayrıca, seçilmiş Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun’a baskılarını sürdürmeye de devam ediyor. Bu aşamada ise gündeme şu soru geldi: Eylemciler, ne zaman evlerine dönecek? Genelkurmay Başkanı Ahmed Kayid Salih’in vefatı sonrasında Cumhurbaşkanı Tebbun’un destekçileri, halk hareketi aktivistlerine, Geçici Cumhurbaşkanı Abdulkadir bin Salih ve Başbakan Nureddin Bedevi’nin görevlerinden uzaklaşmasından yalnızca 4 gün sonra, ellerinde kalan sloganlar hakkında bazı sorular yöneltti. Bu sorular karşısında hareket, üniversite öğrencileri ve kendileriyle dayanışma içerisinde olan Cezayirlilerle birlikte geçen salı günü “Durmayacağız” sloganı attı.Diyalog reddedildi 2019 yılının son cuma günü atılan sloganlar, Tebbun ile diyaloğun reddedildiğini ortaya koydu. Aktivistlerin diyalog fikrini kabul etmemesiyle birlikte, bir “yokluk” aşamasına girildi. Bu çerçevede Cumhurbaşkanının önünde, halk hareketi katılımcılarını tutukluların ve gözaltında tutulan hareket sembollerinin serbest bırakılmasıyla başlayan ‘sakinlik’ önlemlerine ikna etmekten başka bir seçenek kalmadı. Ancak diyalog hususundaki sorun, halk hareketinin bölünme yaşaması oldu. Zira hareketin büyük bir kısmı, Cumhurbaşkanına doğru atılan her adımın, Tebbun’un ülke lideri olmasını sağlayan anayasal sürecin meşruluğunun tanınması anlamına geleceğine inanıyor. 2019’un son haftasında 45. Cuma yürüyüşüne katılan siyasi analist Muhammed Allal, “Hareketin en büyük deneyimi, sadece yüzleri değiştirmekle kalmayıp, politikaları da değiştirmek isteyen gerçek bir ulusal hareket olduğunu kanıtlayıp kanıtlamayacağıydı. İhanet, şüphecilik ve karalama kampanyalarıyla mücadelede rejim halk hareketinin taleplerini, yönetim kanadına hizmet edecek şekilde tahliyeye yöneldi. Peki yönetimin aldığı son kararlar, yaklaşık 10 aydır ortaya koyulan değişim taleplerine gerçek bir yanıt ortaya koydu mu? Yoksa eski bir zihniyet uyarınca yeni yüzlere sahip eski bir rejimi geri döndürmekten fazla bir şey yapamadı mı?” değerlendirmesinde bulundu. Allal, “Hareketin tek bir cepheden değil, kolektif bir hareket olmasından kaynaklanan büyük zorluğa rağmen bu denklem, şu an hareket içerisindekileri rahatsız ediyor.  Hareket, karşıt politikalara yönelmedikçe ve insanlarla mücadeleden uzaklaşmadıkça saflarını birleştiremeyecek. Halk hareketi eski Genelkurmay Başkanıyla husumet ilkesine dayanmıyor olmasına rağmen harekette önde gelen bir cephenin, başta Kayid Salih olmak üzere yönetimdeki bazı isimlerle hesap belirlemeye odaklanması, son aylarda hareketin zayıflamasına neden oldu” ifadelerini kullandı. Hareketin, süresiz şekilde sokaklarda kalacak olmasıyla, Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun’un görevinden vazgeçmesi ve Muradiye (Cumhurbaşkanlığı) Sarayı’nın anahtarlarını teslim etmesini beklemek mantıklı mı? Muhammed Allal, bu soruya ise söylemlerin, muhtemelen bir müzakere sürecine dönüşeceği yanıtını verdi.Issad Rebrab serbest bırakıldı Gözlemciler, harekete mensup aktivistlerin serbest bırakılmasıyla başlayan uzun ve karmaşık siyasi süreçte halk hareketinin devamlılığının, durumu karmaşıklaştıracağına inanıyor. Bu süreçte cezaevlerinde tutulan çok sayıda aktivist serbest bırakıldı, ancak en önemli adım, (Afrika’daki en büyük finansal servete sahip olan) iş adamı Issad Rebrab’ın, 18 ay hapis cezasına çarptırıldıktan sonra 1 Ocak’ta serbest bırakılması oldu. Rebrab, yaklaşık 20 saat devam eden bir duruşmanın ardından çarşamba sabahı erken saatlerde el-Haraş Cezaevi’nden serbest bırakıldı. Şarkul Avsatın Independent Arabiadan aktardığı habere göre iş insanı, ‘sahte fatura düzenleme, rüşvet, gümrük işlemlerinde hile’ suçlamalarıyla gözaltına alınmıştı. Rebrab yandaşları ise, çeşitli sloganlarla protesto yürüyüşleri düzenlemişti. Bu çerçevede siyasi analist Said Erzi, “Yürüyüşler sırasında tutuklananların ve halk hareketi sembollerinin serbest bırakılmasıyla başlayan mantıklı bir başlangıç hususunda halk hareketinde uzlaşı sağlandı. Cumhurbaşkanlığın bu çabayı üstlenmesi halinde, hareketin temsilcileri tarafından müzakere edilebilecek bir plan ortaya koyulmasını bekliyorum” dedi. Cumhurbaşkanı Tebbun tarafından atılan adımları takip eden kaynaklar, Abdulaziz Cerad’ın hükümeti kurmakla görevlendirilmesi sonrasında, halk hareketiyle nasıl ilgilenileceği konusu başta olmak üzere bazı siyasi meselelerin ele alınacağını ifade etti. Kaynaklar, aynı zamanda ekonomik ve toplumsal meselelerin de masaya yatırılacağını ifade etti.

مشاركة :