Süleymaninin ölümünün ardından rüzgar mı esecek fırtınamı kopacak?

  • 1/4/2020
  • 00:00
  • 1
  • 0
  • 0
news-picture

Sabah Nahi General Kasım Süleymani defteri, ABD Başkanı Donald Trump’ın talimatı doğrultusunda 3 Ocak 2020 tarihinde kapandı. Trump, ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği’ne yönelik Haşdi Şabi yöneticilerinin öncülüğünde düzenlenen baskın sonrasında elçiliğe askeri takviye sevk etti.Saldırı SİHA’lar ile düzenlendi ABD’ye ait silahlı insansız hava araçları (SİHA) saldırı tarihinde sabaha karşı Bağdat semalarında Beyrut’tan gelen Süleymani’yi beklemekteydi. Süleymani ve beraberindekilerin bulunduğu konvoy Bağdat Havalimanı’nın çıkışına yöneldiğinde SİHA’lar harekete geçti. Hava saldırısında Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ve Şii Haşdi Şabi Güçleri Heyeti Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi Muhendis öldürüldü. Muhendis, Irak’ta birçok milis grubunu yönlendirme rolünü üstleniyordu.Göstericiler sevinç gösterileri düzenledi Irak’ın başkenti Bağdat, güne, Süleymani’nin ölüm haberiyle uyandı. İran, 16 yıldır Irak ve diğer Arap ülkelerindeki politikalarını hayata geçiren Süleymani’yi ‘4 Arap ülkesinin başkentini kontrol altına almakla’ gurur duyuyor ve onun için ‘İran halkının kahramanı’ nitelemesini kullanıyordu. Hatta Süleymani’ye İran’ın en yüksek askeri nişanı takdim edilmişti. Şarkul Avsatın Independent Arabiadan aktardığı habere göre Süleymani’nin ölüm haberinin ardından yüzlerce genç, protestoların başından bu yana kanın durmadığı Bağdat’taki Tahrir Meydanı’na akın ederek, aldıkları bu haber için sevinç gösterileri düzenledi. Göstericiler, ıslıklar eşliğinde ‘Süleymani bugünden sonra yok’ sloganları attı.İran’da hüzün ve intikam havası hâkim Şüphesiz Süleymani’nin ölüm haberi sonrasında İran genelinde hüzün ve intikam havası hâkim oldu. İran’ın dini lideri Ali Hamaney’in Süleymani henüz hayattayken onun için kullandığı ‘yaşayan şehit’ nitelemesi, ölüm haberinin Hamaney üzerindeki etkisini göstermesi açısından önemlidir. İranlı yetkililer, ölüm haberinin hemen sonrasında birbiri ardına öfke dolu açıklamalarda bulundu. İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, Twitter hesabından paylaştığı mesajda, “ABD’nin DEAŞ, Nusra, El Kaide ve diğerleriyle savaşan en etkili güç olan General Süleymani’yi hedef alan ve suikastla öldüren uluslararası terörizm eylemi, son derece tehlikeli ve aptalca bir gerginliktir” diye yazdı. Bakan Zarif, ‘ABD’nin bu külhani maceracılığının tüm sonuçlarının sorumluluğunu taşıdığını’ da sözlerine ekledi.Tüm ihtimaller masada Süleymani’nin ölümüyle Tahran-Washington hattındaki kırmızı çizginin aşıldığı görüşünde olan gözlemci ve analistler, bundan sonraki süreçte iki ülke arasındaki gerginlikle ilgili tüm ihtimallerin masada olduğunu belirtiyor. ABD Başkanı Donald Trump da Bağdat Büyükelçiliği’nin korunması amacıyla bölgeye askeri sevkiyat talimatı verdi. Bu kapsamda Kuveyt’ten onlarca Amerikan deniz piyadesi Bağdat’a ulaştı. FOX News’in haberine göre Lübnan-İsrail sınırına ve Körfez’de birkaç bölgeye patriot bataryaları konuşlandırıldı.İran’ın tepkileri Süleymani’nin ölüm haberine tepkisini ilk dile getiren Devrim Muhafızları Ordusu komutanları, Süleymani’nin intikamı için ABD’yi bazı kilit noktaları vurmakla tehdit etti. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani de intikam açıklamasında bulundu. Ancak Hamaney, verdiği emirleri yerine getirme hususunda kendisine en çok bağlı olan ‘yaşayan şehit’ dediği Süleymani’nin yokluğundan en çok etkilenen isim oldu.Gelecekte gerçekleşmesi olası senaryolar Süleymani sonrasında Irak’ta gerçekleşmesi muhtemel senaryoların en başında ABD-İran bloğu arasındaki gerilimin giderek tırmanması bulunuyor. Bu noktada İran yanlısı silahlı grupların, yabancı misyonların ve büyükelçiliklerin bulunduğu Yeşil Bölge’deki ABD Büyükelçiliği’ne saldırması ve İran yanlısı siyasi partilerin ABD askerlerini Irak’tan çıkarılmasını öngören yasa tasarısının kabulü için daha fazla baskı uygulaması yine masadaki ihtimaller arasında yer alıyor. Gözlemciler Süleymani’nin yasa tasarısının akıbetini Iraklı taraflarla ele almak için Bağdat’a döndüğünü belirtiyor. Nitekim ABD Savunma Bakanlığı’nın açıklamasındaki, “Bu saldırı, İranın gelecek saldırı planlarını caydırmayı amaçladı. ABD, dünyanın neresinde olursa olsun insanlarımızı ve menfaatlerimizi korumak için gerekli tüm adımları atmaya devam edecektir” ifadeleri, bunun önüne geçmek amacıyla saldırının düzenlendiği yorumuna imkân tanıyor. Asıl şaşırtıcı açıklama Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr’dan geldi. Sadr, olayın ardından, 2004-2008 sürecine ABD işgali ile mücadele amacıyla kurulan ve 2011’de Amerikan askerlerinin ülkeden çekilmesi sonrasında feshedilen Mehdi Ordusu’nu yeniden kurma çağrısında bulundu.Değişim ümidi yeniden yeşeriyor Iraklı gözlemciler, bugün yaşanan olayların, beklenen değişimin gerçekleşmesine yönelik ümitlerin yeniden yeşermesi anlamına geldiğini belirtiyor. Protesto meydanlarındaki göstericiler, 2003’te Saddam Hüseyin rejiminin yıkılması sonrasında ülkeye giren ve 2011’de ABD güçlerinin çekilmesiyle nüfuz alanlarını genişleten ‘Süleymani ve avanelerine’ tepkilerini yüksek sesle dile getirdi ve söz konu kişilerin eliyle belirlenen ülke siyasetinin baştan aşağı değişmesi çağrısında bulundu.ABD’nin yeni politikası Birçok gözlemci ABD’nin, siyasi iklimin değişmesi ve İran tarafından dayatılan modelin halk tarafından kabul görmemesi nedeniyle Irak ve bölge politikasını yeniden gözden geçirdiği görüşünde. ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’in son Irak ziyareti sırasında, Başbakan Adil Abdulmehdi’ye verdiği mesajda, hükümet yerine sadece ‘halk ile dayanışma’ ifadesini kullanması manidardır. Bu ifadeyi ABD’nin Şii yönetime olan güveninin kaybettiği ve yeni bir politika geliştirdiğinin alt metni şeklinde okumak mümkün.

مشاركة :