Tunus Parlamentosu darboğazda

  • 1/25/2020
  • 00:00
  • 1
  • 0
  • 0
news-picture

Cumhurbaşkanlığı ve yasama seçimlerinin sonuçları açıklandığından beri Tunus’taki siyasi arena çalkantılı dönemlerden geçiyor. Bu durumu göz önüne seren en önemli işaret, Habib el-Cemli hükümetinin parlamentodan güvenoyu alamamasıydı. Meclisteki partilerin arasındaki çekişmelere ve ihtilaflara rağmen kimse bu durumu öngörememiş, dolayısıyla herkes şoke olmuştu. Tunus’ta hâlihazırdaki siyasi belirsizliği, özellikle yasama seçimleriyle ilişkilendirerek gözlemlemek mümkün olabilir. Yasama seçimi sonuçları adeta büyük siyasi partilere bir ders niteliğindeydi. Yeni partilerin çıkış yapmasına olanak sağladı ancak siyasi etkinlik sağlayacak kadar gerekli sayıda milletvekili vermedi. Başka bir deyişle, son Tunus yasama seçimleri, 2011 ve 2014 seçimlerinin aksine, hiçbir partinin nispi çoğunluğu elde etmesine olanak tanımadı. Parlamentoda çeşitlilik oluştu. Bu durum, en yüksek oyu alan partinin (Nahda Partisi) hükümeti oluşturması ya da kanun tasarılarını geçirebilmesi için başka kitlelerin oyuna gereksinim duymasını sağladı. Bu mantıkla, parlamento içindeki süreç daha çok matematik işlemlerini, özellikle toplama ve çıkarma işlemlerini gerekli kıldı. Daha da açık konuşmak gerekirse; Nahda Partisi’nin belirlediği hükümetin güvenoyu almaması iki sebepten ötürü beklenmiyordu. İlki; son iki haftada parlamentodaki en yüksek oylara sahip Nahda Partisi ile ikinci en yüksek oya sahip Tunus’un Kalbi partileri arasında bir yakınlaşma gözlemlenmişti. Hatta uzun süreli müzakereler yapılmış, Tunus’un Kalbi partisinden bakanlıklar için adaylar konuşulmuş ve anlaşılmıştı, ta ki güvenoyundan iki gün önce Tunus’un Kalbi partisi müzakerelerden çekildiğini ve Habib el-Cemli lehine oy vermeyeceklerini ilan edene kadar. İşte o zaman hükümetin güvenoyu alamayacağı senaryolar yeniden gündeme geldi. İkinci sebep ise; hükümetin güvenoyu almaması durumunda, anayasaya göre devlet başkanı uygun gördüğü kişiyi bir ay içinde hükümeti kurmakla görevlendirir. Meclis kulislerinden gelen bilgilere göre, siyasi partiler Cumhurbaşkanı Kays Said’in olaya müdahale etmesini istemiyordu. Çünkü cumhurbaşkanının önerdiği isme de güvenoyu vermemeleri durumunda, seçimler iptal olup parlamento dağılacak, yeniden yasama seçiminin yapılması zorunlu olacaktı. Eğer fark edildiyse, Cumhurbaşkanı Kays Said’in,  eski Maliye Bakanı İlyas el-Fahfahı bir ay içinde yeni hükümeti kurmakla görevlendirmesinin ardından, siyasi partiler arasındaki çekişmenin dozu düştü. Bu görevin Fahfah’a verilmesi de birçokları için sürpriz oldu. Nitekim siyasi partiler farklı isimler önermiş, bu isimler arasından; birçok partinin ortak adayı olan Fadıl Abdulkafi ile Abdulfettah bin Hammuda isimlerinin öne çıktığı gündeme gelmişti. İlyas el-Fahfah’ın isminin açıklanması ilk başlarda olumlu karşılanmadı. Nitekim eski rejimin Maliye ve Turizm bakanlıkları görevinde bulunmuştu, üstelik ne Nahda ne de Tunus’un Kalbi partisinin önerdiği isimlerden biriydi. Bazı gözlemciler Cumhurbaşkanı Kays Said’in bu ismi, güvenoyu alamaması ve mevcut parlamentonun dağıtılarak yeni bir seçime gidilmesi amacıyla seçtiğini iddia etti. Gözlemciler söz konusu iddialarını, cumhurbaşkanının çözümsüzlük nedeniyle parlamenter sistemde değişiklik yapmak için referanduma gidilmesi gerektiği yönündeki açıklamalarına dayandırıyordu. Görünen o ki; parlamentodaki partiler dar boğazda, önlerinde sadece iki seçenek var; ya cumhurbaşkanının önerdiği isimle iletişim halinde olup işini kolaylaştıracaklar ve hükümetine güvenoyu verecekler ya da hükümeti istemiyorlarsa oylamaya katılmayacak ya da aleyhine oylayacaklar. Bu durumda da parlamento dağılacak ve seçimler yeniden yapılacak ki, bu durumda kimsenin pozisyonlarını koruyacağının garantisi yoktur. Siyasi partilerin seçimlerin yenilenmesini göze alamamalarının bir başka nedeni de var; Abir Musa’nın başkanlığını yaptığı Özgür Anayasa Partisi son seçimlerde 17 sandalyeye sahip olmuştu. Son dönemlerdeki siyasi çıkışlarıyla yeni bir seçim olması durumunda oylarını arttıracağı değerlendiriliyor ki bu da; başta düşmanı, hasmı olarak gördüğü Nahda Partisi olmak üzere, gergin ilişkileri olan diğer partileri rahatsız ediyor. Özgür Anayasa Partisi, radikal fikirleriyle eski rejimin devamı olarak görülüyor.    Yukarıdaki gerekçelerin ışığında, kanaatim; siyasi partilerin özellikle büyük olanlarının, hükümeti kurmakla görevlendirilen Fahfah’a karşı olumlu yaklaşacağı yönündedir. Nitekim ülkenin ekonomik durumu, geçici hükümetin baş edemeyeceği kadar kırılgandır. Tunuslu parlamenterler dar boğazdan çıkacak mı yoksa halkın tahkimine mi başvuracaklar?

مشاركة :