Ahmed es-Suheyl Irak’ta yeni hükümeti kurma müzakereleri nedeniyle bir süreliğine gündemden düşen ABD askerlerinin ülkedeki varlığı meselesiyle ilgili tartışmalar yeniden alevlendi. Hükümeti kurma görevi verilen Muhammed Tevfik Allavi’nin meseleye nasıl yaklaşacağı merak konusu olurken, Allavi’nin başbakanlık koltuğuna oturmasına destek veren Fetih Koalisyonu ile Sairun Koalisyonun ABD güçlerinin ülkeden çıkarılması hususunda baskı yapabileceği ihtimali dile getiriliyor. Ayrıca bu meselenin siyasi anlaşmalarda koz olarak kullanılmasının uzak bir ihtimal olmadığı belirtiliyor.Müstakbel başbakanın ilk görevi İran destekli Fetih Koalisyonu, daha önceki açıklamasında, Allavi’nin başbakanlık koltuğuna oturması halinde ilk görevinin ‘ABD birlikleri başta olmak üzere yabancı güçlerin ülkeden çıkarılması olduğunu’ belirtmişti. ABD tarafı ise halihazırda Irak’tan çıkma niyetinde olmadıklarını belirtiyor. Hatta ABD Başkanı Donald Trump, bu konuda ısrarcı olması durumunda Irak’a yaptırım uygulayabileceğinin sinyalini verdi. Irak Parlamentosu’nun ‘yabancı güçlerin ülkeden çıkarılması’ yönündeki önergeyi kabul etmesine işaret eden Sadr Hareketi ve İran destekli diğer Şii partiler, ABD’nin, parlamento kararına saygı duyması gerektiğini ifade ediyor. ABD güçlerinden çıkarılması meselesi Sünni özerk bölge kurulması tartışmalarını da beraberinde getirdi. Nitekim Sünni çevreler, ABD güçlerinin şu an kendi bölgelerini koruduğunu, çekilmeleri halinde DEAŞ’ın bu bölgede yeniden faaliyet gösterebileceğini ve ayrıca İran destekli Şii milis grupların yaşadıkları bölgede etki alanlarını giderek genişletmesini gerekçe göstererek Sünni nüfusun çoğunlukta olduğu bölgelerin özerk yapıya kavuşmasını talep ediyor. Kürt cephesi ise ABD güçlerinin topraklarında kalmaya devam etmesinden yana pozisyon alıyor ve bunun aksine çıkan hiçbir karara uyma niyetinde olmadığını dile getiriyorlar.Bölgesel durumu istismar etme propagandası Arap Stratejik Araştırmalar Merkezi Danışmanı Yahya el-Kebisi, Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı açıklamasında, “Sairun ve Fetih arasındaki uzlaşı, Adil Abdulmehdi’nin geçmesindeki senaryonun aynı mekanizmayla tekrarlanmasıdır. Bu koalisyonlar, hükümet kararlarını tamamen hegemonyaları altına almayı amaçlıyor” dedi. Kebisi, ABD güçlerinin ülkeden çıkarılması hakkında, “Bu güçlerin çıkarılması için ciddi bir talep söz konusu değil. Bu İran’ın menfaatine uygun değil. Zira İran, söz konusu güçlerin çekilmesi halinde DEAŞ tehdidiyle ciddi bir şekilde uğraşmak zorunda kalacağının farkında. Ayrıca Irak doğrudan ABD’nin yaptırımlarına maruz kalır. ABD, İran yaptırımlarına uymayan devletleri tehdit ediyor ancak Bağdat’ı bunlardan istisna etti. Irak, İran için ikinci sabit para kaynağı. Bunu kaybetmek istemez. Dolayısıyla da ABD güçlerinin çıkması konusunda istekli değil. İran destekli Iraklı güçlerin kendi başına karar alma durumu yok sadece kendilerine emredilenleri uyguluyorlar. ABD güçlerinin çıkarılmasıyla ilgili oluşturulan gündemler, dolaylı yoldan Washington’u Tahran ile müzakereye zorlamak için kullanılan bir şantaj aracıdır. Öte taraftan Irak Parlamentosu’nun yabancı güçlerle ilgili kararı hükümet için bağlayıcı değil. Kasım Süleymani’nin ölümü nedeniyle bu güçleri böyle bir talepte bulunmaya bizzat Washington zorladı. Yabancı güçlerin çıkarılmasıyla ilgili çağrılar bölgesel durumu istismar etme propagandasından ibarettir” diye konuştu.Sadr ve iki taraflı oyun Sadr’ın geçtiğimiz süreçte sürekli pozisyon değiştirmesine değinen Kebisi, “Sadr, iki taraflı bir oyun oynuyor; hem yönetimde önemli bir aktör olmak istiyor hem de sokağı bu yönetime karşı kışkırtıyor. Ancak bu durum son protesto hareketiyle sona erdi” ifadelerini kullandı. Kebisi, “İsmi ‘direniş’ olan bir şeyin varlığına inanmıyorum. Bilakis bu, bölgedeki İran destekli grupların bir yalanıdır. ABD güçleri, DEAŞ ile mücadele döneminde silahlı milis gruplara silah ve hava desteği sağlıyor ve yaptıkları tüm ihlallere göz yumuyordu” diye konuştu.ABD güçleri ve siyasi uzlaşı Siyasi Düşünce Merkezi Başkanı İhsan eş-Şammari yaptığı açıklamada, “İran’a yakınlığıyla bilinen Iraklı siyasi gruplar, ABD güçlerini çıkaramazlar. Bu husus, gelecek hükümetin güvenlik meselelerine ve bölgesel ve küresel dengelere nasıl yaklaşacağıyla ilintilidir” dedi. Şammari, “Bu güçlerin çıkarılması siyasi uzlaşmaya bağlıdır. Ortada böyle bir uzlaşı veya bunu destekleyen bir çoğunluk yok. Kaldı ki Şii siyasi grupların bir kısmı da bu güçlerin kalmasından yana. Bu gruplar da ABD güçlerinin kalmasına bir denge unsuru olarak bakıyor ve bunun Washington’a ‘Irak’ın tamimiyle İran hegemonyasına girmediği’ mesajı olabileceğini belirtiyor. Sadr Hareketi ve Fetih Koalisyonu yönetimin zirvesinde bulunmasına rağmen ABD güçleri meselesi halen beklemede. Bu husus, Tahran tarafından Washington’a karşı bir baskı kozu olarak kullanılacak” ifadelerini kullandı.Muhtemel müzakereler Independent Arabia’ya konuşan Savunma Bakanlığı eski müsteşarı Maan el-Cuburi, “ABD’nin Irak’taki varlığı, iki ülke hükümeti arasında imzalanan anlaşma ve sözleşmelerin bir neticesidir. Dolayısıyla bu rol tek taraflı olarak iptal edilemez. Muhtemelen taraflar, yaşanan değişimler doğrultusunda anlaşma maddeleri üzerinde değişiklik yapılması için müzakere yoluna seçecektir” dedi.Cuburi, konuşmasını devamında şu ifadeleri kullandı; “İran destekli siyasi partiler bu meseleyi, yaptırımlar ve iki taraf arasında çözüm bekleyen diğer konularda baskı kozu olarak kullanacaktır. Süleymani’nin yokluğu İran destekli parti ve gruplar üzerinde etkili oldu. Ancak Tahran’ın politikası bu yönde devam ediyor ve İran yanlısı grupların rolünün biteceğini sanmıyorum. Öte taraftan Sadr, sokağı en çok kontrol edebilen liderlerin başında geliyor. Sadr içeriye ve dışarıya mesajlar veriyor. İran ile iş birliği noktasında etkili ve büyük bir aktör olarak ön plana çıkıyor. Birçok meselede ideolojik olarak da İran ile uyumlu. Sadr, Süleymani sonrası oluşan boşluğu kendisi doldurmak istiyor. ABD güçlerinin çıkarılması kararının uygulanmasının sadece Sadr ve Fetih Koalisyonu’na ve hatta başbakana bağlı olduğu söylenemez. Ortada Kürt ve Sünni ve hatta bu duruma karşı çıkan bazı Şii partiler var. Bu faktörler dururken söz konusu grupların tek başına ABD güçlerini çıkarması oldukça zor.” Irak Parlamentosu, İranlı General Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi Komutan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Muhendis’in ölümüyle sonuçlanan ABD hava saldırılarının ardından düzenlediği oturumda ‘yabancı güçlerin ülkeden çıkarılası’ yönünde bir önergeyi onaylamıştı. Parlamento, kararı uygulama yükümlülüğünün hükümete ait olduğunu belirtmişti.
مشاركة :