Lübnan Dışişleri Bakanı Nasif Hıtti, Lübnan’ın kendini uzak tutma politikasına hala bağlı kalmaya devam ettiğini belirtti. Hıtti, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada Lübnan’ın, hassas bir konumda olduğunu söylerken, “Lübnan’ın siyasi atmosferi nedeniyle ipte yürüyoruz. Her Arap ülkesinin ve Lübnan’ın egemenliğine saygı temelinde ortak ilişkileri güçlendirmek, derinleştirmek ve geliştirmek için Arap kardeşlerimize yönelmeye odaklandık” ifadelerini kullandı. Ellerini herkese uzattıklarını ve buna bağlı kalmayı sürdüreceklerini belirten Bakan, “Lübnan, öncelikle kardeş ülkelerle ve ayrıca Lübnan ile ilişkileri olan tüm etkin güçlerle uluslararası düzeyde en iyi ilişkilere sahip olmak istiyor. Bu ilişkilerin de her ülkenin egemenliğine saygı temelinde ve ortak çıkarlar üzerine inşa edilmesini istiyoruz” dedi. Hıtti, bazı hususlarda ülkeler arasında farkın ya da yakınlaşmanın olmasının doğal bir durum olduğunu söylerken, “Bazı ülkelerle, bu farklılıkları sınırlamak ve çözmek için çalışacağız. Çünkü büyük bir dostluk ve ortak çıkarlar mirasına dayalı ilişkilerin bozulmasına izin vermeyeceğiz ve bunu istemiyoruz” değerlendirmesinde bulundu. Dışişleri Bakanı, Lübnan’ın zengin siyasi çeşitliliğine duyduğu saygı ve gururu da belirtirken, hiçbir siyasi partinin, Lübnan’ın dost ya da kardeş ülkelerine herhangi bir saldırıda bulunmamasının istedi. Nasif Hıtti, “Ne olursa olsun görevim ve sorumluluklarımdan biri, bu pozisyonun Lübnan’ın pozisyonunu temsil etmediğini vurgulamaktır. Bu, aksine tarafların bir tutumudur. Çünkü Lübnan’ın tavrı, Arap ülkeleriyle ilişkileri güçlendirmeye ve her ülkenin egemenliğine karşılıklı saygı temelinde bunları geliştirmeye dayanıyor” dedi. Hıtti, “Bugün öncelik, Araplara yönelmek, kardeş Arap ülkeleriyle ilişkileri desteklemek ve güçlendirmektir” ifadelerini kullandı. Lübnan’da önemli bir rol oynayan Suudi Arabistan Krallığı liderliğindeki bir dizi Arap ülkesi tarafından, daha önce Lübnan’a yönelik atılan adımları da takdir eden Bakan, “Lübnan’ın, diyalog ve iletişim yoluyla güçlendirmek ve canlandırmak için çalışacağımız bir dostluk tarihi var” değerlendirmesinde bulundu. Herhangi bir Arap ülkesinin, Lübnanlı yetkilileri karşılamayı reddettiği yönündeki söylentileri yalanlayan Nasif Hıtti, “Hiçbir ülke, Lübnanlı yetkilileri karşılamak istemediğini açıklamadı. Bu ziyaretleri gerçekleştirmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz. Hükümet olarak, bu tehlikeli ikilemden kurtulmak için yapısal bir reforma dayalı entegre bir ekonomik program oluşturma sorumluluğunu üstleniyoruz. Bunun üzerinde çalışmaya başladık. Kardeşlerimizden ve arkadaşlarımızdan destek istiyoruz. Çünkü Lübnan’ın istikrarı, Lübnan’ın birincil sorumluluğudur. Fakat aynı zamanda Arap ve uluslararası düzeyde stratejik bir hayati önem taşımaktadır” dedi. Aynı şekilde Dışişleri Bakanı, “Bu hükümet, yeni ve kapsamlı bir başlangıç olacak. Çünkü ekonomi, siyasetle etkileşime giriyor. Tam tersini söylemek de mümkün” ifadelerini kullandı. Lübnan’ın, ABD’nin Irak’a saldırılarını ve Saudi Aramco kuruluşuna saldırıları kınamasına da değinen Hıtti, “Lübnan, hukuk kurallarını ve geleneklerini ihlal eden, ayrıca hiçbir ayrım yapmadan ülkeler arasındaki ilişkileri düzenleyici ilkelerin dışındaki tüm eylemleri kınayacaktır. Lübnan, çevresinden en çok etkilenen ve çevresini en az etkileyen bir ülke olmuştur. Bu nedenle ilişkilerin uluslararası meşruiyete, uluslararası hukuk kurallarına ve geleneklerine saygıya dayanması bizim yararımızadır” ifadelerini kullandı. Suriyedeki Esed rejiminin Arap Birliği’ne dönmesi ve bazı ülkelerin bu konuyu Cezayir’deki gelecek Arap Zirvesi’ne taşıma kararlılığı hususunda ise Hıtti, “Bir farkla, ileriye erteleme politikası uygulanmamalıdır” diyerek, tüm noktaların tartışılması çağrısında bulundu. Nasıf Hıtti, Lübnan’ın Arap uzlaşısına uzanan tüm adımları da şüphesiz desteklediğine dikkati çekti. Lübnan Dışişleri Bakanı, “Suriye ile normal diplomatik ilişkilerimiz var. Ancak sanki bu ilişkiler, bir ipin üzerinde yürüyormuş gibi. Bir yandan Arap pozisyonunu ve diğer yandan da mevcut ilişkileri gözlemlemek istiyoruz” dedi. Suriye’yi ziyaret etme olasılığı hakkında ise, şu anda böyle bir planın gündemde olmadığını vurguladı Bu hükümetin, Hizbullah’ın mı ya da bir başka partinin mi hükümeti olduğuna dair de açıklama yapan Hıtti, hükümetin, kendisini tüm Lübnanlıların bir hükümeti olarak gördüğünü, çünkü ekonomik zorluğun siyasi ilişkiler ne olursa olsun herkesi etkilediğini belirtti. Nasif Hıtti, bu hükümetin kendisini söylemler ve eylemlerle ifade ettiğini söylerken, “Bu hükümet, hiç kimseyle çakışmadan, Lübnan’da her türlü gerginlikten uzak ve uluslararası yükümlülükler dahilinde aktif bir Arap ve uluslararası politika yürütmeyi hedefliyor” dedi. Lübnan Dışişleri Bakanı Hıtti, yeni hükümeti, bir kriz yönetimi hükümeti olarak nitelendirmeyi reddederken, “Bu kriz, yönetilemez. Aksine kriz, felaket nedenleri ve yansımalarıyla kapsamlı bir şekilde ele alınmalıdır” ifadelerini kullandı. Yetkili, bu hükümetin ekonomik ve finansal durumdan sorumlu olmadığını da vurgularken, hükümetin esas faaliyetinin ‘bu çöküşü entegre bir ekonomik program aracılığıyla ele almak amacıyla farklı yeni başlangıç noktalarından bir program formüle etme’ olduğunu söyledi. Bakan, Arap kardeşlere, dost uluslararası taraflara, Lübnan için Uluslararası Destek Grubu’na ve üye olmayan ülkelere de ‘programın uygulanmasında hükümete ayak uydurma’ çağrısında bulundu. Nasif Hıtti, “Lübnan gemisi, eğer onu kurtarmak için çalışılmazsa Allah korusun bugün batabilir. Taraflar, siyasi çekişmeleri bir kenara bırakmalıdır, çünkü teknenin batması kimsenin yararına değildir ve herkes kaybedecektir. Lübnan hakkında sürekli endişe duyuyorum. Ancak aynı zamanda ona ve yeniden doğrulma yeteneğine de güveniyorum. Bu yolda çalışıyoruz. Bunu yapmamıza yardımcı olmaları için de ellerimizi ülkedeki kardeşlerimizden ve yurt dışındaki dostlarımızdan herkese uzatıyoruz” değerlendirmesinde bulundu. Yüzyılın Anlaşması meselesine de değinen Hıtti, Lübnan’ın tavrının, Lübnan’da her türlü vatanlaştırma girişiminin karşısında olduğunu ifade etti. Dışişleri Bakanı, “Beyrut’ta Arap zirvesi tarafından yayınlanan ve bölgede adil, kalıcı bir barış elde etmek üzere kapsamlı bir vizyonu yansıtan Arap Barış Girişimi’ne bağlıyız. Yüzyılın Anlaşması, Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) tüm karar duvarlarına çarpıyor. Bu adım sadece kaos isteyenlere fayda sağlayacaktır. Ulusal kimlik meselelerine bir emlakçı mantığıyla yaklaşmak, oldukça tehlikelidir” dedi. Dışişleri Bakanı ayrıca, “Gerçekçi bir perspektiften bakıldığında Yüzyılın Anlaşması, durumu gerginlik sınırına kadar daha da kötüleştirecektir” ifadelerini kullandı.
مشاركة :