40 bin Iraklı Suriye’deki Hol Kampı’nda yaşıyor: Yarısı ülkesine dönmek istiyor

  • 3/22/2020
  • 00:00
  • 5
  • 0
  • 0
news-picture

Suriye’nin kuzeydoğusundaki Haseke kentinde bulunan Hol Kampı, büyük bir bölümü Iraklı kadın ve çocuklardan oluşan on binlerce göçmene ev sahipliği yapıyor. Sayıları az olmakla birlikte bazıları, radikal DEAŞ örgütünün hakimiyeti veya Haşdi Şabi çatısı altında faaliyet gösteren İran destekli milislerin saldırgan eylemleri nedeniyle ülkeden kaçarak kendi isteğiyle kampa gelmiş. Kampta kalan Iraklıların büyük bir kısmı ise DEAŞ’ın Suriye’deki son toprak parçası olan Bağuz kasabasının geçen yıl bu dönemlerde örgütün kontrolünden çıkmasının ardından buradan getirilen DEAŞ savaşçılarının eşlerinden ve çocuklarından oluşuyor. Hol Kampı’nda bugün 40 binin üzerinde Iraklı kalıyor. Yani 68 bin ailenin yaklaşık 9 bini Iraklılardan meydana geliyor. Bunların büyük bir bölümünü, DEAŞ saflarında ölen veya Bağuz’un örgüt kontrolünden çıkmasının ardından teslim olan savaşçıların eşleri ve çocukları oluşturuyor. Suriye’deki Kürt yöneticileri ve ABD’nin talebine rağmen Bağdat yönetimi bu kişilerin dönmesini reddediyor. Iraklı bir aile Irak’ın Musul kentinden gelen 50’li yaşlarındaki Şeyma, 2015 yazında memleketinde yaşanan çatışmalar sırasında DEAŞ saflarında savaşan kocasını ve büyük oğlunu kaybetmesinin ardından geriye kalan ailesiyle birlikte Irak’ın Suriye sınırındaki El-Kaim kentine göç etti. Burada da çatışmaların şiddetlenmesi üzerine sırasıyla Suriye’nin Deyri Zor kırsalında bulunan Ebu Hammam köyüne, ardından Hecin, Susa ve Şufa köyleri ve son olarak Bağuz kasabasına yerleştiler. Ailesini ne kışın soğuğundan ne de yazın kavurucu sıcaklığından koruyan çadırın altında ellerini iç içe geçirmiş halde oturan Şeyma, “Ben ve üç kızım çıktık. Biri 10 yaşında diğeri 5 yaşında iki erkek çocuk bu çadırda benimle birlikte kalıyor” dedi. Çadıra koyulan sade kanepelerle ev ortamı oluşturulmuş. Üst üste konulan tabak ve kaşıkların olduğu kısım mutfak olarak kullanıyor. Çadırın diğer bir köşesinde koyu gri renkli bir örtüyle ayrılmış banyo bulunuyor. Girişinde bir eski bir Arap halısı serili olan çadırın için küçük bir köşe de kişisel ihtiyaçların giderilmesi için ayrılmış. Üzerinde BM Mülteciler Yüksek Komiserliğinin amblemi bulunan bir de dolap bulunuyor. Şeyma’nın kendisini tanıtmasını istediği büyük kızı, şu ifadeleri kullandı; “Ben Hayfa. 30 yaşındayım. Halen örgütün saflarında savaşan ancak akıbetini bilmediğim bir savaşçıyla evliyim. Muhtemelen öldü. Bağuz’da ondan bir kızım oldu. Şu an bir buçuk yaşında.” Söze bu sefer en küçük kardeşleri giriyor, “Ben Veddad. En küçükleri benim. Faslı bir savaşçıyla evliydim. Yaklaşık 2 yıl önce Hecin’deki çatışmalarda öldü. Evlendiğimde yaşım 14’tü. Şu an 17 yaşındayım. Ondan bir kızım oldu. O da şu an 1 yaşında” dedi. Şeymanın ortanca kızı Berhe ise susuyor ve tek kızına bakıyordu. Gözlerinden yaşlar dökülmeye başladı. Karmaşık duygularını anlatmak amacıyla söze şöyle girdi, “Bilmiyorum. (Kızı) büyüdüğünde ona ne anlatacağımı bilmiyorum. Babası kimdi? Nasıl öldü? Şiddetli savaşlar yüzünden göç ettiğimiz yerlerin isimlerini ona sayacak mıyım?” Irak sınırına yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta bulunan Suriye’nin bu çöl bölgesinde yazları sıcaklık 45 derecenin üzerine çıkıyor. 90’lı yıllarda 20 bin kişilik kapasiteyle kurulan kampta kalanların sayısı, Bağuz savaşının ardından 70 bine yükseldi. Öfke ve sorular Bu kampta yaklaşık bir yıldan bu yana artık sorular öfkeli bir tonla ve yüksek sesle dile getirilmeye başladı. Kampın ortasındaki çarşıda toplanan Iraklı kadınlar bağırarak, şu soruları dillendiriyor: “Eşlerimiz nerede? Neden serbest bırakılmıyorlar? Bağdat hükümeti dönmemize neden izin vermiyor?” Son zamanlarda sıkça tekrarlanmaya başlayan bu sorular cevapsız kalıyor. Hol Kampı, 2016’dan beri Iraklıları kabul ediyor. Hol Kampı Konseyi’nde Iraklı mültecilerden sorumlu olan Adnan el-Ubeydi, “2018’in sonuna kadar 50 bin kişi gönüllü olarak döndü. Ancak yaklaşık bir buçuk yıldır Bağdat hükümeti dönmek isteyen vatandaşlarını reddediyor” dedi. Kamp yönetimi 20 bin Iraklının BM’ye bağlı örgütlerin gözetiminde ülkesine dönmek istediğini belirtiyor. Nitekim dönmek isteyen aileler Irak’ta birçok bölgeyi kontrol eden Haşdi Şabi milislerinin kendilerine saldırmalarından endişe ediyor. Ubeydi, dönmek isteyenlerin isim listesini Bağdat hükümetine ilettiklerini belirterek, “BM Mülteciler Yüksek Komiserliği ve Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi yoluyla listeler iletildi. Her defasına bize tahliyelerin başlatılması için onay mektubu geliyor ve tahliyeler başlıyor. Fakat bilmediğimiz sebeplerden ötürü yeniden durduruluyor” diye konuştu. 30’lu yaşlarındaki Ayşe, kaldığı çadırı kıyafet ve makyaj malzemeleri satan bir dükkana dönüştürdü. Kampın çoğunluğunu oluşturan kadınlar buraya savaştan kaçarken üzerlerinde bulunan kıyafetle geliyor. Ayşe, Irak’ın El-Kaim kentinden geldi. DEAŞ safında savaşan eşini El-Kaim’deki çatışmalar sırasında kaybetti. Ayşe, “Renkli ve nakışlı elbiseler satıyorum. DEAŞ’ın olduğu günlerde hep giymek istediğimiz elbiselerden. Çünkü bizleri sürekli siyah giymeye zorluyorlardı” dedi. Çadır dükkanın önünde bulunan ipin üzerinde, kamptaki kadınların giydiği siyah elbiselerin aksine kırmızı, sarı, yeşil ve mavi gibi farklı renklerde kıyafetler asılı duruyor. Irakın kuzeyindeki Hadise kentinden iki yıl önce kampa gelen 28 yaşındaki Hatice, burada ailesiyle birlikte kalıyo  Hatice, “Cehennemde yaşıyordum. Evimin karşısında DEAŞ’ın bir merkezi vardı. Militanları her gün görüyordum. İşkence yapılan kişilerin çığlıkları duyabiliyordum. Eşim ve çocuklarımla birlikte DEAŞ’tan kurtuldum. Bu çadırın altında oturmayı DEAŞ’ın hakimiyeti altında yaşamaya veya mezhepçi milislerin ve Haşdi Şabi’nin tahakkümü altındaki bir ülkeye dönmeye tercih ederim” diye konuştu. Kamp Müdiresi Macide Emin, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, mültecilerin durumuyla ilgili olarak Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ve Irak hükümetiyle iletişim halinde olduklarını söyledi. Irak hükümetinden resmi bir heyetin kampı ziyaret ederek incelemelerde bulunduğunu anlatan Emin, heyetin Iraklı mültecilerin BM gözetiminde dönüşlerini sağlama taahhüdünde bulunduğunu belirtti. Emin, “Geçen yılın başından bu yana Bağdat yönetiminden kaynaklı bazı sebeplerden ötürü Irak’a dönüşler durdu. Geri dönmek isteyen kişilerin isim listesini teslim ettik. Onaylanmasını bekliyoruz. Henüz bir sonuç yok” dedi. Kampın içinde bulunduğu koşulları ‘oldukça zor ve felaket’ diye niteleyen Emin, on binlercesinin insani yardımlara ihtiyaç duyduğunu ifade etti. Kamptaki Iraklı ailelerin, ülkelerinde şahit oldukları savaş manzaralarından dolayı beden ve psikolojik sağlıklarının zarar gördüğünü belirten Emin, “Bu ailelerin ve çocukların dinlenmesi amacıyla kısıtlı imkanlarla bir park alanı oluşturduk” dedi. 60’lı yaşlarındaki Azu İnad, eşi ve çocuklarıyla birlikte kampta kalıyor. Irak’ın kuzeyinde halihazırda farklı silahlı tarafların kontrolündeki Sincar dağlarından buraya gelen İnad, dönüş için güvenliğin sağlanması şartını ileri sürüyor. İnad, “2017 yazından beri burada yaşıyoruz. Güven ortamı sağlanmadan dönmek istemiyoruz” diye konuştu. Kampın çarşısında, halı satan çadır dükkanlarından, kebap yapan lokantalara lazım olabilecek hemen her şeyi bulmak mümkün. Dükkanların sahipleri genelde Iraklı veya Suriye uyruklu oluyor. Çarşının ortasında farklı lehçelerle konuşan çocukların sesleri duyuluyor. Cevahir isimli 45 yaşındaki Iraklı kadın, artık sabrının tükendiğini ifade ediyor. Cevahir, “Daha ne zamana kadar burada kalacağız? Dünya yaşadığımız dramı görüyor mu? Irak hükümeti burada nasıl yaşadığımızı biliyor mu? Ne zaman döneceğiz?” diye sordu.

مشاركة :